SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


 "DÜŞ KURMAK BİR SANATTIR."


Salâh Birsel'in "Yaşlılık Günlüğü" kitabını okuyorum. Hep kendimi genç duyumsatacak kitaplar okuyacak değilim ya; bir de yaşıma seslenen bir günceyi okuyayım dedim...
Salâh Birsel'n, 17 Ocak 1982 tarihindeki yazısında tek cümle var: "Düş kurmak bir sanattır. Düş kurarken işin içine gerçeğe taban tabana karşıt ögeler katıldı mı o düş, düş olmaz."

İnandırıcı geldi bana; ancak yine Salâh Birsel, 25 Ocak'ta yazdığı günlüğünde de Dostoyevski şöyle yazar günlüğünde diyerek; "Kültürlü insanlar arasında yalancı olmayanı bulamazsınız." sözünü seçmiş.

Şimdi, Sevgili Salâh Birsel, düş kurmakla ilgili yargını nasıl değerlendireceğime karar veremedim...

Diyelim ki, bu salgın günlerinde, içinde yaşadığımız mekânda bunaldık, şimdide/ anda yaşamak istemiyoruz. Bilinçaltına ve düşlere yöneliyoruz. Kısaca kaçmak istiyoruz; bir sığınma alanı yaratıyoruz kendimize, bilincin bizi kuşatmasındaki sıkışmışlıktan kaçmak istiyoruz. Düşler iklimine geçiyoruz.

Düşlerimiz bize, onlara sığındığımız zaman, kaçış, özgür ve mutlu olmanın ön koşulu gibi görünüyorsa ne yapmalıyız? İlla ki gerçeğe dayalı mı olmalı kurduğumuz düşler?
Düş, bir bakıma bilinçaltına kaçışların simgesel adı da diyebiliriz. Düşlerimizde içinde yaşadığımız kentten, örneğin "deniz altındaki ülke"ye kaçamaz mıyız? Bu ülkeyi yeni bir biçimde yeniden yeniden kuramaz mıyız?
"İnsanın kendini bir kentte sanması

deniz altında bir ülkedir

katlanır bükülür kıvrılır durur

aşkın başı hoş değil zamanla

çünkü ellerim ayaklarım suda" diyor Turgut Uyar


Bu düşlediğimiz ülke, bize kuşatılmışlığımızı unutturmaz mı bir süre? Salt kendimiz olmaz mıyız bir an bile olsa?


Diyelim ki, ölümden kokuyoruz; ruhun ölümsüzlüğüne de inanıyoruz. Ömür sözcüğünü sözlük anlamıyla düşünür ve "yaşama veya var olma süresi, yaşam, hayat" desek; sonra da bu şiirdeki gibi düş kurarsak nasıl olur?


KAVŞAK 

Bekleyen de eceldir

beklenen de

hayatın kavşağında


Akıbet beden ölür

ruhta yaşar ÖMÜR.   -Refik Durbaş 


Diyelim ki, âşık olduk; imkânsız aşk, karşılıksız bir aşk ve hiç umut yok...


KISMET

Ne yerde yerim oldu, ne de gönlünde 

kadere kısmete bırakmam bu sevdayı...  -Refik Durbaş 

Refik Durbaş gibi düş kursak ne olur? Hiç umut yokken, umut dolu düş kurabilsek...


Ya da Behçet Necatigil gibi düş kursak, ayrılık  acısı çekerken:

"Dünyada başka kız yok mu

Elini sallasan ellisi--

Mesele bundan ibaret"  - Behçet Necatigil 

Kötü mü olur? Gerçi, eski bir sevda, kalpte acı bir hüzün duygusu bırakır; ama, teselli de etmez mi böyle bir düş?


Sevgili Salâh Birsel, sana inanıyorum;  benim yazdığım örnekler de düş...


Jung "Düşler bilinçdışı ruhun ürünleridir. Bilincin keyfiliğinden kaçmış yalnız ve anlıktır.

Saf bir doğaya ve doğal gerçeğe dayalıdır." diyor ve ben buna da inanıyorum. Ancak, düş, düştür diyorum... Varsın sanat olmasın.

                 HOŞÇA KALIN.

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92