ERCÜMENT UÇARI
Kırmızı kiremitli evin çatısını çizen bu üç harf ne ola? Harf de çatı çizer mi? Şair diyorsa çizer!
"üç harf yüzünden
yasaktır
erkek ve kadının çirkinliği"
Herkesin güzel olması gerçekten ilginç! Nasıl oluyor da o üç harf herkesi güzel kılıyor? O "güzel" sözcüğünün içine neler sığdırabiliriz gönlümüzce... Herkes güzel olsa, dünya, nasıl da yaşanası olur; bir düşünün; bir düşünün böyle bir dünyada yaşamanın mutluluk ve dinginliğini...
İnsanlık kadar eski olan bir konudan söz ettiğimi tabii ki hemen anladınız. Söylediklerini şairin, dümdüz söylesek, örneğin, seven sevdiğini güzel bulur desek; bu denli etkili olur muydu? Ya da güzellik bakanın gözündedir desek...Şairin söyleyişi, aşk olgusuna yasa gibi bir kesinlik kazandırıyor. İşte şair farkı bu...
"Akan suyu severim ben
Işıldayan karı severim
Bir yeşil yaprak
Bir telli böcek
Yeşeren tohum
Güneşte görsem
Sevinç doldurur içime
Bir günü
Güzel bir günü
Hiç bir şeye değişmem
Onun için savaşı sevmem
Onun için zulümü sevmem
Onun için yalanı sevmem
Bilirim yaşamaz güneşte
Bilirim yaşamaz yanyana aşkla
Ne haksızlık
Ne korku
Ne açlık." - Necati Cumalı
Necati Cumalı, yaşamı ve varlığı seven biri; benim gibi... Dünyayı seviyorum, doğayı seviyorum, insanları seviyorum. Elimde olsa dünyadan tüm kötülükleri silerdim. Doğayı ve yaşamı bir şiir gibi duyumsar, hiç değiştirmeden olduğu gibi tüm saflığıyla, doğal hâliyle severdim.
"Çiğ düşmüş çimenlere
Kavaklar iki yanda ak yeşil
Ak sıvalı damlar
Ak akar sular
Ak kavaklar" - Necati Cumalı
Ne güzel doğa ve ev! Akşamları yanyana bahçeye çıkardık sevdiğimle, bahçedeki tüm çiçekler -gül, yasemin, ıtır, fesleğen- bir hoş kokardı. Her şey saf, temiz ve ak...
Ne güzel olurdu Behçet Necatigil'in "Kilim" adlı sembolik şiirindeki kilim, beyaz ve mavi renklerle dokunmuş olsaydı. Kilimde hiç siyah renk olmasaydı!..
"Renk mi diyorsun? Ben serin-mavi
Ismarlamıştım sana sıcak çaylar yanında
Hani beyaz, beyaz, beyaz.. Beyazları ne yaptın?
Çok çiğ bu çığlık, bu en bol renk: Kara! Ben sana
Hiç kara koyma demiştim, nerden düştü, çok çiğ
Paslı borulardan katran, soba zifiri." - Behçet Necatigil
"Kilim" bugün yaşanılan yaşam; ahenksiz, tatsız- tuzsuz, çirkin olmasa keşke... Kilim keşke, güzel renkli, gökkuşağının o iç aydınlatan renkleriyle dokunmuş olsa... Çürük, kötü, çirkin ipliklerle ve baharı değil de kızgın yaz ve karakışı çağrıştıran motiflerle bezeli olmasa... Keşke, bahçeli, güzel bir ev motifi olsaydı bir yerinde kilimin; ama, evin, kirli eski patiska gibi solgun perdeleri olmasa... Bahçede de pörsük-pembe, solgun güller yerine her dem taze beyaz ve kırmızı güller açsa...
Çok mu şey istiyorum? Hayır! İnsana yakışan bir yaşam istiyorum. Bedri Rahmi'nin elleri kınalı, çilli gelinini çağırırım Orhaneli'nin Çöreler köyünden; o da bana istediğim kilimi dokur. Sonra da duvara asarım kilimi, yere yayıp üstüne basamam, kıyamam...
"Ömrübillah okul yüzü görmemiş
Bu kadar nakışı nerde bellemiş
Bir çimdik kâğıda kalem sürmemiş
Kâğıtsız kalemsiz güllere kurban
Ömrübillah okul yüzü görmemiş
Kömür gözler ak kâğıdı bilmemiş
Bu koca kilimi nasıl donatmış
Hiç almadan veren kullara kurban" - Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bedri Rahmi'nin dizelerini mırıldana mırıldana, bol köpüklü bir kahve içerim keyifle, kilimin karşısında...
Ömrübillah okul yüzü görmemiş, eline kalem almamış, ak kâğıdı bilmemiş çilli gelin böylesine güzel kilim dokuyorsa; biz bunca yıl kâğıt kalemle haşir neşir olmuş, eskilerin deyişiyle sıralarda dirsek çürütmüş olanlar ne yapabiliriz? Yaşımız kaç olursa olsun, ne yapabiliriz bu dünyayı yaşanası kılmak için?
Bugüne kadar pek başarılı olamamışız ki:
"Ve dünya kadar nutuk
Ve dünya kadar ferman
Gene köylünün elinde kara saban
Gene halkımız yarı aç yarı tok
Perişan." - Oktay Rifat
Başarının sırrı ne? Herkes düşünüp üstüne düşeni yaparsa sonuç olumlu olur. Can Yücel'in Herman Amato'dan dilimize çevirdiği şiiri düşünürsek; sorunlarımıza çözüm bulmak için ilk adımları atacağımıza inanıyorum.
EN UZAK MESAFE
En uzak mesafe ne Afrika'dır
Ne Çin,
Ne Hindistan,
Ne seyyareler
Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan...
İki kafa arasındaki mesafedir
Birbirini anlamayan.
Elimizden geleni yapalım, yaşanası bir dünya için diyorum; yineliyorum kaç yaşında olursak olalım... Benim elimden gelen yazıp çizmek, insan ve patili canları sevmek, elim erdiğince o kuruluşlara yardım etmek, farkındalık yaratmaya çalışmak...
"Bu yaşta boyuna yaz çiz
Kurumayan tuz
İçin için, güvenceli gelecek,
Has şarapken eskimiş sirkeleriz." -Behçet Necatigil
SAĞLIKLA KALIN. HOŞÇA KALIN