Bilim elbette ki felsefe gibi merak ve yarar iletişiminin uzandığı bir sonuç olarak da düşünülebilir.
Ralp Waldo:”İnsanlar hayret etmeyi severler, bilimin tohumu da budur” diyor. Belki bu, bu konudaki düşüncemizi karşılayabilir.
“Bilimleri öğrenmeye, bizi kölelikten kurtaracak olan bilimlerden başlayalım” diyen özgürlük sevdalısı Montaigne var…
Bunun ardından bilim tutkumuzu tartan bir söz arayacaksak eğer, bu söz John Wooden’in olmalıdır.
Ne diyor Wooden:
”Sanki sonsuza kadar yaşayacakmış gibi bilim öğrenin, sanki yarın ölecekmiş gibi yaşayın”
Bunun yanı sıra…
Sigmond Freud’un bir sözüoldukça anlamlıdır…
”Bilim yolunda koşulmaz ağır ağır ilerlenir”
Sigmond Frfeud, bunu demekle kalmaz:
“Hayır, bilim bir hayal değildir, fakat onun bize vermediği şeyleri başka bir yerde bulacağımızı sanmak bir hayaldır” diyerek bilim konusunda oldukça iddialı bir söz söyler.
Aristotoles, bilimin zenginliğini ön plana çıkararak oldukça isabetli bir vurgulamada bulunur:“Bilim iyi zamanlarda servet, kötü zamanlarda sığınak ve yol göstericidir”
Isaac Newton’un, “Bilimi, bugünkü bilimin dar çerçevesinden çıkarıp bilim üstüne getirdiğimiz an tam bilim olur” kesinliği de yanılgı payı bırakmayan gerçekçilik olarak algılanır.
“Bilime karşı duyduğumuz ilgi öyle bir susuzluğa benzer ki içtikçe daha fazla susarız” Laurence Sterne
Albert Einstein:”Bir kum tanesinin sırrını çözmeyi başarsaydık, bütün dünyanın sırrını öğrenmiş olurduk.
Bhagavad Gita:”Bilim, akrabalar tarafından yağma edilmeyen, hırsızlar tarafından çalınmayan ve başkaları ile paylaşınca azalmayan yegane servettir.”
“Bilim, ancak hedefine eriştiğini hayal ettiği zaman tehlikelidir” diyen Bernard Shaw; “Bilim ve tekniğin yeni sorun yaratmadan bir sorunu çözebildiğini hatırlamıyorum” demektedir.
