Ahmet DUMAN


Demokrasi yine savaşıyor…

demokrasi üç bin yıldır savaşıyor


                                                                                                        

Demokrasiler narin yaratıklardır. Çok dikkat ve özen isterler. İlkin, doğumları sorunlu ve sancılı olur. Doğumdan sonra da uzunca bir süre emekler, ayakları üstünde durmakta zorlanır tökezlenirler ve sık sık hastalanırlar.

Demokrasiler sevgiden yana, ilgiden yana şanssız yaratıklardır… O sevdikleri tarafından çok ihmal edilir; bazen de ihanete uğrar. O’na sahip olmak için enva-i çeşit numara yaparak gönlünü çelerek sahip olanlar her nasılsa çabucak usanırlar. Beğenmemeye başlarlar; dar bulurlar geniş bulurlar, bünyeye uygun bulmazlar, yaşama uygun bulmazlar. Daha sonra gözleri başka “şeyler” e kaymaya başlar bir süre sonra o başka şeyler de Demokrasinin yerine yerleşmeye başlar. Önce yavaş yavaş çeşitli bahanelerle sözde, daha güzelleştirileceği aldatmacasıyla ufacık bazı ameliyatlara ikna edilirler. Sonra, yamuk olduğu büyük olduğu nedeniyle yakınılan ağzı burnu düzeltilir. sarktığı söylenen bazı uzuvları daraltılıp kısaltılır. Sonraaa bir sabah bir bakar ki kapı dışarı koyuluvermiş. Geldiği yere şaşkın bakakalır. Ama geldiği yeri tanımaktadır. Çünkü aklında, çok uzun olmayan bir geçmişten, bir çılgın âşık’ından duyduğu bir cümleden bölük pörçük bazı şeyler kalmıştır; “herhalde” der kendi kendine “ burası son durak…”

Kolay değildir demokrasi ile yaşamak; bilgi ister, emek ister, özveri ister, paylaşmak ister ve en önemlisi de korunmak ister. Bir de refah ister refah ise para ister. Para olunca birey başına ulusal gelir yükselir yatırımlar çoğalır çalışanlar çoğalır sendikalar ve örgütlenmiş emekçi sınıfı güçlenir böylece. ve o sınıflar da demokrattırlar…

Hiç kimse Demokrasiyi korumaya gönüllü değildir. Ancaak O’nun nimetlerinden yararlanmak isteyenler ve yararlananlar çoktur. Yararlandıktan sonra da inkâr ederler. Sanılanın aksine örgütlenmiş emekçi sınıfı demokrasiyi savunamaz. Desteklerler ama savunamazlar…

İşte bu durumda demokrasiler kendilerini koruyacak mali, adli ve siyasi güçler oluştururlar. Bağımsız mali ve ekonomik denetim kurumları, bağımsız bir yargı düzeni ve sağlam bir parlamento. Ancak bu parlamentonun Demokrasiye bağlı insanlardan oluşması gerek. Kendisini lider sanan kifayetsiz muhterisler tarafından atanmamış halk tarafından seçilmiş üyelerden oluşan bir parlamento.

Kısaca özetlemek gerekirse Demokrasi kurumlar ve kurallar rejimidir. Ve toplum için vardır.

Ama toplumun ise iyi yetişmiş bireylerden oluşması gerek.

Demokrasinin zayıf yanı: Her zaman demagog ve oportünist saldırılara açık olmasıdır. Güçlü demokrasiler bu saldırıları inanmış bireylerle göğüsleyerek yollarına devam edebilir.

İnsanlık 3000 yıldır demokrasiyi tanıyor. Şaşılacak şey; bir türlü alışamamış!

Bir şaşılacak şey daha; Kuran-ı kerimde( Al-i İmran 159. Şura 38. Ayetler) Allah’ın emri olmasına karşın İslam Dünyasının hiçbir ülkesinde böyle bir anlayışın olmayışı! Niye aceba?

 

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92