Cumali KARATAŞ


RAHİME İDİGUK’LA “BEN BİLMİYORUMKİ…”Yİ KONUŞTUK


Özeleştirel bir duyarlılıkla  genç kızların dünyasına girdiği “Ben Bilmiyorum ki..” adlı, Adana’nın kenar mahallerinde geçen romanında kurguyla gerçekçiliğe yönelen yazar Rahime İdiguk; sevgi, eğitim ve savaşımın bir çıkış yolu olduğu düzlemde yazınsal seyrini sürdürür.          

***”Ben Bilmiyorum ki…” isimli bir Adana romanınız var; yazmaya nasıl başladınız?

---Bir dönem çoğumuzun okuduğu Kemelettin Tuğcu romanlarından esinlendim. Onun kitapları beni çok etkiledi. Okudukça yazmaya başladım.

***Neler yazdınız? İlk yazdıklarınız neydi?

---Öykü yazmıştım o yıllarda.

***Şiir de yazdınız mı?

---Evet o yıllarda şiir de yazdım.

***Hangisine önce başladınız?

---Şiirler de yazdım öyküler de ama hangisi önce başladı bilmiyorum. Başlangıç olarak birbirine çok yakındı çünkü. Böyle bir iç içelik vardı. 

***Peki, hâlâ şiir yazıyor musunuz?

---Şiiri sonraları bıraktım. -Öykü yazıyorum artık.

 ***Sizi şiire, öyküye, edebiyata yönlendiren ya da çalışmalarınıza destek veren oldu mu? 

---Türkçe öğretmenim Nevin Cerit’in etkisiyle şiir yazmaya başladım.  Böyle bir kitap dosyası kadar şiir yazmıştım. O ilk dönemden sonra da şiir yazmayı bıraksam da öykü yazmayı sürdürdüm. Halen de öykü yazmayı sürdürüyorum.

***Başka bir sanat dalıyla bir ilginiz oldu mu?

---Türk Sanat Müziği’ni seviyorum ve TSM ile ses olarak amatörce ilgileniyorum. Adana Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı’na iki yıl  kadar da devam ettikten sonra bıraktım.

***Eşiniz Mustafa Bey ile de orda tanıştınız sanırım?

---Evet, orda tanıştık ve evlendik.   

***Yazdığınız ürünlerden dergilere gönderdiniz mi?

---Hayır, o yıllarda dergilere falan göndermedim. Yalnız, lisede bir kompozisyon yarışmasına katılarak derece aldığımı anımsıyorum. Yıllar sonra, Hatay’da yayınlanan “Güney Rüzgârı” adlı bir dergide öykülerim yayınlandı.

***Bunun dışında herhangi bir girişiminiz oldu mu?

---Basın olarak evet… Hülya Ekmekçi’nin Adana’da yayınladığı ve sanırım haftalık çıkan Yeni Başak gazetesinde öykülerim yayınlandı. Ayrıca yine kitabımı okuyan Hülya Ekmekçi’nin “Bize yazar mısın?” demesiyle de “Gazete Adana”da bir süre köşe yazısı yazmaya başladım. Kitaptan sonraydı bu, 2008 yılı olabilir.   

***İsterseniz biraz daha yakınlaşalım öyküye… Kimin için yazıyorsunuz?

---Kendim başarılı bir yazma mutluluğunu tatmak istesem de beni aşar sonuçta…  Bu nedenle unu vurgulamak isterim… Yazdıklarım insanlar içindir, okurlarla paylaşmak istedim. Kendim için başlasam da paylaşmak için yazıyorum sonuçta.

***Peki; bir öykü ya da roman nasıl olmalıdır sizce?  

---Öykü ya da roman okuyan kişi kitapta kendini bulmalıdır önce. Yazılan şey okuru alıp götürmeli, düşündürmeli, yol göstermeli, zamandan izler yansıtmalı ve yazar çağını yazmalıdır. 

***Göründüğü kadarıyla Adana’nın kenar mahallelerinde 30-40 yıl önce geçtiği izlenimi veren romanınız “Ben Bilmiyorum ki…” hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz?

---Elbette…  Etki ve içerik anlamında gerçekçilik var ama bunun yaşanmışlık olduğu söylenemez. Sadece aile olarak, benim ailem gibi aile bireylerini oturtmaya çalıştım… Romanda; Rüya’nın kimliğinde özellikle genç kızları bunalıma sürükleyen aile baskısını sorguluyorum. Bir duvar gibi yükselen toplum baskısı karşısında çaresizliğini iç sesiyle irdeleyen, yüreği kıpır kıpır bir genç kızı anlatıyorum. Karşılaştıkları sorunlar karşısında kardeşlerin birbirleriyle olan güzel ilişkilerini, bağlılıklarını göstermeye çalıştım. Çevrede gözlemlediklerim; gazete, televizyon ve sinemada okuyup izlediklerimden de yararlanarak romanımı gerçek yaşam üstüne kurguyla oluşturdum. Ne kadar başarılı oldum bilemiyorum. 

***Elbette olumlu bir yazınsal seyir var. Bendeniz öyle kenar mahallelerde yaşadığım için kendimi sıcak ve doğal bir ortamda bulduğumu söyleyebilirim.

---Teşekkür ederim, bir şeyler yapmaya çalıştım.

*Romanda parça parça da olsa sizden yansıyan fotoğraflar var gibi… Rüya da sıkıntılı tabii…

--Hayır, hiç değil… Rüya’nın arkadaşları tarafından hor görülmesi ve dışlanması dışında bir resim yok. Çünkü beni çok etkilemişti. Bundan dolayı hiç kimseyle önce ben konuşmadım. Yıllarca hepilk adımı karşıdan bekledim. Aldığım kişisel eğitimler sonucunda bu davranışımı yenebildim.

***Yeni çalışmalarınız var mı? 

----Üzerinde çalıştığım öykü ve roman dosyalarım var. Bunları kitap hâline getirmek istiyorum.

***Yazar-kitap arasında bir sorun var mı sizce?

---Yazdıklarınızı parayla bastırmak zorunda kalıyorsunuz. Yazarın burada heyecanı kırılıyor. Her şey para yani. Ekonomiye dayalı bu yazar-kitap ilişkisinde başlamak, koşturmak uzun, çok uzun bir süreç. 

***Söyleşi için teşekkür ederim.

---Ben teşekkür ederim güzel emekleriniz için.    

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00