Öncelikle "insanın varlığı" ve bu varlığın korunması bir temel değerdir. İnsan varlığının korunması, diğer insanlarla sorun çıkarma yerine onlarla uzlaşmadan geçer. Bu nedenle "uzlaşma" bilgi çağının diğer bir temel değeridir. Bilinçli bir yaşamda karşılaşabileceğimiz engelleri aşabilmenin ilk koşulu: özgür düşünmek ve kendi yeteneklerimize güvenmektir. Eylemimizdeki özgürlük için, özgür düşünce temel koşuldur.
Özgür düşünen ve kendi yeteneğine güvenen insanlar, çözümünü kimsenin bilmediği sorunlarla uğraşmayı göze alabilir. Özgürce yaşamın bedelinin ne olduğunu unutanlara anımsatmak gerekir? Özgürce yaşam, tüm canlılar için vazgeçilmez bir tutkudur. Özgürlüğün hazzını sadece insanoğlu beyin gücüyle, vicdanıyla yaşar. Diğer canlılar ise; özgürlük kavramını güdüleriyle yaşar.
Unutulmaması gereken en önemli nokta: Bilimin özgürleşmesi, insanın özgürleşmesi demektir. Bilim olmadıkça insan kendini yönetemez, özgürlüğü kullanamaz. Bilime dayalı bir teknolojinin kendilerine sağladığı yararları görebilen ve değerlendirebilen insan özgürce yaşamak ister. Özgürlük, her zaman ve her koşulda başkasının da özgürlüğüdür. Başkasının özgürleşmesi için uğraşmayan insan, özünü özgürleştiremez. Başkaları tarafından hoşgörü ile karşılanmayan özgürlük, insanlar arasında yerleşemez, yayılamaz, kullanılamaz
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle “Özgürlük olmayan bir ülkede ölüm ve yıkım vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası özgürlüktür”.
Sayın Doğan Kuban’ın Herkese Bilim ve Teknoloji (HBT) dergisinin 11.12.2020 tarihli 246cı sayısındaki yaklaşımıyla “Kültürel disiplini olmayan, eşit yaşamdan koparılmış, dünyadan habersiz, ekonomik değeri önemsiz, yalnızca ev işinde katkı yapmaya zorlanan cahil kadınlar, karanlık bir ülke geleceğinin habercileridir”. Kadına şiddet uygulanmasına seyirci kalınan ve cehaletin verdiği cesaretle hoşgörüsü olmayan, zihinsel kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya olan, anlamayı öğrenemeyen, ekonomik olarak sömürülen, fakirliğin, işsizliğin ve cehaletin hızla arttığı bir toplumda özgürce yaşamaktan söz edilebilir mi?
Sorumluluğumuz nedir: Sevgili Türkan Saylan’ı anarak “ Eğer bir yerlerde bilime, demokrasiye, barışa, aydınlığa ve özgür düşünceye aç bir birey, evrensel uygarlık bilincine sahip insanların ışığını bekliyorsa, kimsenin sönmeye/ışığını söndürmeye hakkı yoktur”. Yaşamda her birey yaşadığı toplumun izlerini taşır ve birey kendi yaşamının kahramanıdır.
Dostça kalın…..
