ATATÜRK'TEN SON MEKTUP
"Siz beni hâlâ anlayamadınız,
Ve anlayamayacaksınız çağlarca da,
Hep tutturmuş "yıl 1919, Mayısın 19'u" diyorsunuz,
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övünüyorsunuz.
Mustafa Kemal'i anlamak bu değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil." -HALİM YAĞCIOĞLU
Yarın 10 Kasım... Halim Yağcıoğlu bize ATATÜRK'ün son mektubunu getirmişti. Onu anlayamadığımızı söylüyordu ATA'mız...
ATATÜRK’Ü DUYMAK
Ulu rüzgârlar esmedikçe
Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç;
Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.
Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.
Silinir sözlüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: Usanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Bir ışık-kaynak gibi.
En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.
Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,
Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk’ü duymak gibi. -BEHÇET NECATİGİL
Biz de Sevgili Behçet Necatigil'n dizeleriyle, seni duyduğumuzu ifade etmek istiyoruz ATA'm... Biliyoruz Ata'm, sen söylemiştin. "Uyuyan milletler ya ölür ya da köle olarak uyanır." diye. Çoğumuz uyumuyoruz. Birbirimize "Uyandır, hâlâ uyanmayanlar varsa." diyoruz. Esenlik ve sağlığın senin havanda olduğunu biliyor; usanmıyor, durmuyor, yorulmuyoruz.
MUSTAFA'M MUSTAFA KEMAL'İM
Attilâ İlhan bu şiiri yazış nedenini şöyle açıklar: “Atatürk’ün ölümünden sonra yazılan şiirlerin çoğunda 'güneş saçlar deniz gözler’ söz konusu edilmiştir. Ben şimdi Paşa’ya bir çeşit durum raporu veriyorum.”
“ellerinden öperim mustafa kemal
senin dalın yaprağın
biz senin fidanların
biz bunları yapmadık
sen elbette bilirsin mustafa kemal
elsiz ayaksız bir yeşil yılan
yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
hani bir vakitler kubilay’ı kestiler
çün buyurdun kesenleri astılar
sen uyudun asılanlar dirildi
mustafa’m mustafa kemal’im”
“Atatürk’ün ölümünden sonra yapılanlar, ona göre devrimlerin yozlaştırılmasıdır. Türk kimliği, ulusalcı düşünce yok edilmektedir. Mustafa Kemal’in anti-emperyalist politikası “Batıcılık” adı altında yumuşatılmıştır. Oysa Atatürk, devlet başkanı olarak Avrupa’ya hiç gitmemiş, zaman zaman da Avrupa devletleriyle karşı karşıya gelmiştir." Bunu Erol Manisalı’yla yaptığı konuşmalardan örneklemek istiyorum.
(Erol Manisalı, Attilâ İlhan’la 1000 Saat)
“1930’lu yıllarda Hatay konusunda, Fransızlarla dişe diş mücadele etmiş ‘Gerekirse istifa eder, Hatay için dağlara çıkarım’ demiş. “Yine aynı yıllarda Mussolini Ege adalarını işgale yeltendiği zaman ‘Gerekirse İtalya ile savaşırız’ demiş.”
Şiirini;
“ankara’nın taşına bak
tut ki baktım uzar gider efkârım
çayır ağlar çimen ağlar ben ağlarım.” dizeleriyle bitirmiş.
" Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikrilerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir." -ATATÜRK
Seni anlıyoruz ATA'm; seni tüm kalbimizle seviyoruz. UNUTTURMAYACAĞIZ..
Sözlerimi sonsuzluğa uğurladığımız Bekir Coşkun'un sözleriyle bitirmek istiyorum.
"Ben Atatürk'ü sevmeyenleri de sevmem…
O bir insan değildir bizler için…
Bir ilkedir, bir idealdir, bir rejimdir, bir ülkedir, özgürlüktür, bağımsızlıktır, medeniyettir…
Biz hepsine birden “Atatürk” deriz…
Bu yüzden dilimizden düşmez…" - BEKİR COŞKUN
ATATÜRK kimdir? Sorusunun en anlamlı yanıtı bence...
ATATÜRK SEVGİSİ VE COŞKUSUYLA KALIN.