‘’ Petrolü olan bulunduğu coğrafyayı ,tarımı ve hayvancılığı olan dünyayı yönetir! ‘’ söylemi, uzun yıllar öncesi , ABD dışişleri bakanlığı yapan Henry KİSSİNGER ‘a aittir. Zengin petrol ülkeleri zamanında bir bardak suya,litrelerce akaryakıt veriyorlardı.Dünyanın en zengin petrol şirketleri ABD’nin CIA’sını ve İngilizlerin MI5 istihbarat örgütünü kullanarak ; önce İran Başbakanı Musaddık’ı alavere dalavere ile devirip İran Petrollerine el koydular!
Yıllar sonra Ayetullah Humeyni Paris’ten İran'a dönünce İran şahı ve ailesini kağıt mendil gibi bir kenara attılar. Arkadaşlar şimdi geldi Doğan AVCIOĞLU’na .. AVCIOĞLU’nun çok saygı duyduğum bir özelliği vardı. Bu özelliği şöyleydi : Türkiye’deki ekonomik sıkıntılardan asla sızlanmaz, dert yanmaz aksine çözüm üretirdi. ‘’Ne olacak bu memleketin hali ? ‘’ demeyip Türkiye arazilerinin ve iklim şartlarının karakteristik yapısına göre tarımı ve hayvancılığı öneriyordu. Avcıoğlu ‘’ Türkiye'nin düzeni, dün bugün ve yarın ‘’ isimli kitabında reçeteyi yazmıştı.Asya , Avrupa, Afrika , Kuzey ve Güney Amerika tipi tarım ile hayvancılığı çok iyi analiz etmişti. O zamanlar ABD dışişleri bakanlığı yapan Henry KİSSİNGER ‘ı kimse tanımıyordu. Türkiye geçmişte, hayvancılıkta ve tarımda kendi kendine yeten bir ülkeydi.
Arkadaşlar ,bundan yaklaşık 15-20 yıl önce Adana Büyükşehir Belediyesi tiyatro salonunda yerli tohum konusunda bir paneli izlemiştim. Konuşmacı kişi sözlerini şöyle bitirdi: Emperyal tohum şirketlerine bağımlı olmak istemiyorsanız , elinizde bir çocuğun avuç içi kadar maydanoz tohumu varsa saklayın !
*****
MİLLİ ÜRETİM HAMLESİ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç SOYER , Seferihisar’dan günümüze kadar sürdürdüğü ‘’ Başka bir tarım mümkün ‘’ felsefesinden doğan yerli tarım modelini açıkladı. SOYER, tohumdan satışa kadarki bütün süreçlerin tasarlandığı yerli ve milli üretim modelinin dışa olan tohum bağımlılığının sonlandırılacağının müjdesini verdi.
SÖZÜN ÖZÜ : GDO’lu tohum satan emperyal tohumcular,bir ülkeyi postmodern Mankurt haline getirir. Mankurt veya Mankurtlaştırma Cengiz AYTMATOV’un bir öyküsünde geçer.
Evde kalın.
Sağlıcakla kalın.
