Yılmaz AYDOĞAN / BÖYLE GİTMEZ!


ATATÜRK VE CUMHURİYET ÜZERİNE 1


KURULUŞ AYARLARI

Okuyucularımın izniyle, bu yazıyla birlikte önümüzdeki dönemde, yeni kuşaklara unutturulmaya çalışılan Atatürk ve onun eseri Cumhuriyet konulu yazılar paylaşmak istiyorum. Atatürk’ün bakışı ve yaklaşımları ışığında Cumhuriyetin kuruluş günlerindeki örnek olaylarla kurucu kadrolardakilerin demeç ve beyanlarını günümüz örnek olaylarıyla kıyaslayarak, bir fikri tartışma zemini oluşturmaktır, niyetim.

Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki kurucu kadronun amacı, “Ucuz, geçici çözümlerle yetinmemek, halkımızı içinde bulunduğu yoksulluk, umutsuzluk girdabından kurtarmak için mümkün olan hızla sorunları çözmek; kalkınmak, ilerlemek, milli egemenliğe dayalı, uygar ve özgür bir toplum oluşturmak; yüzyılın uygarlık düzeyine yetişmek, kısacası çağdaşlaşmak yolundaki büyük ideali tam olarak başarmak,” olarak belirlenmişti.

Bunun için ortada örnek alınacak bir uygulama da yoktu. Modeli de kendileri oluşturmak, çıkış yolunu kendileri bulmak zorundaydılar. Biliyorlardı ki bulunacak bu yöntem dünyadaki öteki ezilen-sömürülen ülke ve milletlere de örnek olacaktı.

Gerçekten de Anadolu İhtilâli tüm benzer ulusların yollarını aydınlatan çoban yıldızı olmuştur. Çin’de Çan Key Şek, bağımsız Hindistan’ın ilk başbakanı Nehru ve kızı İndira Gandi, Pakistan’da Muhammed İkbal gibi bağımsızlık savaşçıları Anadolu’daki uygulamaları örnek almışlardır. Küba Lideri Fidel Castro’nun 1996 yılında Habitat Zirvesi nedeniyle geldiği ülkemizde kendisini ziyaret eden Türk gazetecilere: “Ben de devrim gerçekleştirdim. Ama Atatürk'ün yaptıklarını yapamazdım. Türkler sağdan sola doğru yazarken Harf Devrimi ile tam tersi yönde yazmaya başladı. Kıyafet Devrimi ve Medeni Kanun'la kadınlara getirilen statü çok önemliydi. Ona ve devrimlerine hayranım! Kendinize başka bir önder aramayın,” dediğini biliyor musunuz?

Cumhuriyetin İsmet Paşa başkanlığında oluşturulan ilk hükümetinin ilk toplantısında M.Kemal Paşa’nın cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığı aşağıdaki konuşma her şeyi; mevcut durumu, imkânları ve niyetleri gayet açık biçimde özetlemektedir:

“ Efendiler! Yıkmaya çalıştığımız ortaçağın arkasında bin yıllık deney var. Bin türlü kirli oyun bilir. Cumhuriyetimiz ise daha yeni doğmuş bir çocuk. Cumhuriyeti kolayca boğuverirler. Bu nedenle çok dikkatli, uyanık olun. İş arkadaşlarınızı özenle seçin. İstanbul’dan gelen bazı memurları gördüm. Bir devrim başkentine geldiklerinin farkında görünmüyorlar. Koca Osmanlı gemisi durup dururken batmadı. Bunlar gibi ilgisiz, tembel, heyecansız, küçük kafaların büyük sorumluluğu var. Kötü bir memur vatandaşı devletinden soğutur. Osmanlı Devleti azınlıklara devlette görev vermiş ama son iki yüzyıl içinde Alevi yurttaşlarımıza vermemiştir. Bu akla ve insanlığa aykırı duruma Milli Mücadele başlar başlamaz son vermiştik. Bu tutumu özenle sürdüreceğiz. Anadolu’da kim varsa hepimiz bir milletiz. Yurt ve kader kardeşiyiz. Milli Mücadele’yi böyle yürüttük. Cumhuriyeti de bu anlayışla yöneteceğiz. Bu anlayışın bozulmasına izin vermeyeceğiz. Bozulduğu zaman ne olduğunu iyi biliyoruz.

Yunan ordusu Sakarya’dan çekilirken, çoğu ahşap olan köy camilerini yakıp yıkmıştı. Son çekilişte de batıdaki büyük taş camilerin dışındaki tüm şehir, kasaba, köy camilerini yakarak, yıkarak kaçtılar. Bunların sayısı birkaç bindir. Bu camileri yenilemek görevimizdir. Bu hizmeti nutuk atmadan, gösterişe kaçmadan, siyasete alet etmeden yerine getirelim.

İlkokulun zorunlu, eğitimin yükseköğretim bitene kadar parasız olması, temel ilkemizdir. İsteyen herkesi, kız erkek ayırmadan, okutacağız. Sağlık hizmetlerinin parasız olması da amacımızdır. Halkın geçimini kolaylaştırmak, güven içinde yaşamasını sağlamak zorundayız. Devlet halk için, halkın bu ihtiyaçlarını karşılamak için var.

Bütçesi denk, borcuna sadık, parası sağlam bir devlet olmalıyız.

Devletimiz artık kesin olarak padişahın, bir ailenin devleti değil halkın devleti. Hepimiz halkın hizmetindeyiz. Efendimizin, sahibimizin halk olduğunu hiç unutmayacağız! İdealimiz milli egemenliğe dayalı uygar bir toplum ve devlet yaratmaktır. Hiçbir aşamada bu ideali gözden kaçırmayacağız. Sorun çok. Hepsini çözmeye ömrümüz yetmez. Bizim yetişemediklerimizi yurtsever çocuklarımız tamamlar. Halkı saymak, aydınlatmak, eğitmek, sağlığını korumak, güven içinde yaşamasını sağlamak başlıca ilkemiz olacak. Başarılar diliyorum.”

Büyük Atatürk özetle diyor ki:

  • Devlet, sınırları içerisindeki tüm vatandaşlarını bir millet görecek,
  • Devlet tüm vatandaşlarına etnik, dinsel ve kadın erkek ayrımı yapmaksızın ilköğretimin zorunlu olduğu parasız eğitim verecek,
  • Sağlık hizmeti tüm vatandaşlar için parasız olacak,
  • Devlet, vatandaşının geçimini kolaylaştıracak,
  • Kamu çalışanları vatandaşı patron, kendilerini vatandaşın hizmetinde çalışan olarak görecek,
  • Devlet vatandaşının can güvenliğini ve huzurunu temin edecek,
  • Siyasete alet etmeden herkesin dinini yaşamasına destek olunacak,
  • Devlet bütçesi açık vermeyecek, borcuna sadık kalacak, parası sağlam olacak!

Bugünün uygulamalarıyla karşılaştırırsanız farkı ve onun büyüklüğünü daha iyi anlarsınız.

Bugün parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin programlarını inceleyin bakalım, “ücretsiz eğitim ve sağlık”, “açık vermeyen bütçe” hedefi olan var mı? Hepsinin “özelleştirme yanlısı” olduğunu görürsünüz ki bu yaklaşım neo-liberalizm denilen, sonuçta Amerikan çıkarlarına hizmet eden gayrı milli bir politikadır.

Bugün, Türk Milleti olarak en önemli sorunumuz, “Devletimizin kuruluş ayarlarından uzaklaştırılmış olmasıdır!”

Kalkınma için, dünya ile rekabet için, toplumsal huzur ve refahımız için birinci ve en önemli kaçınılmaz şart, Devletin kuruluş ayarlarına geri getirilmesi olmalıdır!

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04