Mehmet BABACAN, Eğitimci- Yazar ve Şair


BABAMDAN KALDI


     ( CHP’ye yönelttiğim bir eleştiriye karşı “ Babandan mı kaldı?

beğenmİyorsan bırak” diyen arkadaşıma yanıtımdır.)

     Evet. CHP Babamdan kaldı.

     Daha okula başlamadığım yıllarda, evimizin içinde ok işaretli

kâğıtlar vardı. Oku bilmezdim o zaman. Dikenli kâğıtlar diyordum.

     Çimento torbası kâğıdıydı bildiğim en ince kâğıt.  

     Masallardaki oku onlarda gördüm; çöplerden ok yapmaya öyle

başladım.

     Ve okula gitmeden, okuma- yazmayı da o kâğıtlarda öğrendim.

     Bugün sosyalist bir adamım ben.

     Ama günümüz koşullarında, CHP’nin seçmeni olmaktan kimse

alıkoyamaz beni.

 ***

     Ya, seçmen olmak kolay mı?

     Seçmen denen kuzucuk hiç konuşmasın, yalnızca sandığa bir kâğıt atsın mı isteniyor?

    “ Demokrasi” mi diyorsunuz siz buna?

     Sevsinler demokrasinizi.

     Demokrasi insan denen yaratığın beyninde başlar. Ne attığı narada; ne de kaldırdığı kollardadır?

     Beynin biricik dışavurum kanalı da dildir. Bir ahraz bile o nedenle ses çıkarmaya çabalar. Seslenişi onun anlatımıdır.

     Bir siyasi kuruluş seçmenlerine- öncelikle- eleştirinin kötülemek demek olmadığını; düşünceleri sergilemek demek olduğunu öğretmelidir.

     Unutulmaması gereken önemli bir nokta da eleştirinin yerini ve zamanını iyi seçmektir.

 ***

    İktidarı eleştirirseniz başınıza gelmedik kalmıyor.

     Soluğu damda alıyorsunuz.

     Kurtuluş yolu, şükre sarılıp yandaş olmaya dayanıyor.

     Muhalefeti eleştirirseniz, küsme cezası hazırdır.

     Evet, küsme de bir cezadır.

     Hem de küçümsenemez bir ceza.

     Yapılan eleştiride nelerin söylenmek istendiği düşünülmeden :

     “ Zamanı mı yani?”,

     “ Olur mu yahu?”,

      “ Moral bozuluyor”,

      “ Dost mu, düşman mı belirsiz?”

     yargılamaları, tesbih çeker gibi sıralanıyor.

 ***

     Be kardeşim ben, partimle, partilimle ya da söz açıldığı yerlerde

yurttaşlarımla düşüncelerimi paylaşamaz mıyım?

     Yararlı olacağını umduğum bir fikrim varsa, öneremez miyim?

     Anlayamadığım bir tavrı, bir bilgiyi soramaz mıyım?

     Ya da ilerisinde bir sakınca görüyorsam, uyaramaz mıyım?

     Yahu ben bunları yapamayacaksam, AKP seçmeninden ne farkım

kalır?

 ***

     Muhalefetin ne demek olduğunu, bir kez daha anımsayalım:

     “ Bir tutuma, bir sürece  ya da bir davranışa karşı olmak. Aykırılık.”

     Kime karşı olacak bunlar?:

     İktidar dışındaki partilerin, yani muhalefetin iki görevi vardır:

1- İktidarın kusur, yanlış ve varsa suçlarını hukuk ve yasalar kapsamında sergilemek ve ilgili kuruluşlara bildirmek.

2- Diğer muhalefet partilerinin yasalara ve hukuka aykırı eylemleri olursa seyirci kalmamak. Seyirci olmanın yanıtı bellidir. “ Susma, sustukça sıra sana gelecek.”

3- Tüm eleştirilerini ve iktidar olma vaatlerini kendi örgütüne özümleterek; onları toplumu eğitmeye yöneltmek.

     Görülüyor ki muhalefetteki bir parti,  hem iktidarı, hem diğer muhalefeti eleştirme hakkına sahiptir.

     Seçmenlerse yasaların belirlediği özgürlük sınırları içinde, hepsine birden muhalefet etme hakkına sahiptirler. Hatta sorumludurlar bile. Elbette iyi olan yanları belirtip, motive etmek de bir eleştiridir.

     Zaten doğa, karşıtlıklar arenasıdır. yaşam süreci ise“ Zıtların Birliği”dir.

     Ölüm olmasaydı yaşam diye bir kavram olabilir miydi?

     Öyleyse gerekli durumlarda muhalefet etmek ve öneri üretmek, gelişim sürecinin ana dinamiğidir.

     Yapılan eleştiriler yanlış bile olsa, doğruyu arayış kanalını açtığı için, gelişim ve uygarlaşma sürecinde taşıdıkları değer yadsınamaz.

     Nerden gidilirse gidilsin, tüm yollar insanı sevmeye ve sevgiyi örgütlemeye çıkıyor.

     Mehmet BABACAN

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22