VİLDAN GÜZEL, Eğitimci/Şair
DERE
Gözlerin düşer kaldırımlara
Top top ağaçların altında
Ellerin gezer kendi aydınlığında
Bir dere tutturmuş bir türkü
Yüreğim ortasında
Adını çağıra çağıra
Önünden geçiyorum evinizin
Önünden aka aka
Dönerken uykuların arasında
Bir yandan bir yana
Kulak ver işitirsin. -NECATİ CUMALI
Necati Cumalı çok yönlü şairlerimizde biri... Hakkında yazanlar onun bir yönünü öne çıkarırlar. Herkes kendi beğenisine göre değerlendirir yazarı. Bense bir yönünü bir türlü öne çıkaramıyorum. "Kızılçullu Yolunda"ki şiirler çok güzel diyorum. İçten, güçlü bir duyuş, seziş var o şiirlerde; ahenk var. Türkçesi çok güzel, temiz, yalın diyorum. Hele aşk şiirleri diyorum; yaşama sevinci, doğa sevinci, sevgisi birleşmiş doyumsuz armoni çıkmış ortaya diye konuşuyorum kendi kendime... İçimden bir ses "dur" diyor. Viran Dağlar romanına ne diyeceksin; Nalınlar oyununa, Ay Büyürken Uyuyamam adlı öykü kitabını unutuyor musun?Hadi bakalım hangisini öne koyacaksın; seç de görelim! Seçemiyorum. Hepsi aynı tadı veriyor bana...
LEYLİM LEY
Döndüm daldan düşen kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yârin çıplak ayağına sür beni
Aldım sazı çıktım gurbet görmeye
Dönüp yâre geldim yüzüm sürmeye
Ne lüzum var şuna buna sormaya
Senden ayrı ne hâl oldum gör beni
Ayın şavkı vurur sazım üstüne
Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne
Gel hey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni
Yedi yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni. -SABAHATTİN ALİ
Sabahattin Ali 41 yıllık kısacık yaşamına ölümsüz roman ve öyküler sığdırmış unutulmaz ünlü yazarımızdır. Bu tür yapıtları, şiirlerinin önüne geçmiştir; ama, gelin de Dağlar, Leylim Ley, Mapushane Türküsü, Geçmiyor Günler şiirlerinin duyumsattıklarını anımsamayın..
"Başın öne eğilmesin. Başım dağ saçlarım kardır,
Aldırma gönül aldırma Deli rüzgârlarım vardır,
Ağladığın duyulmasın Ovalar bana çok dardır,
Aldırma gönül aldırma". Benim meskenim dağlardır
MARTILAR Kİ
Günlerdir köstebek nefesimle öyle hırlı
Ve öylesine harlı ki
esrik nefesim
Bir kibrit tutsam parlayacak.
Bir sarnıç gemisi diyecekler alev almış
Boğaz'ın iki yakasından
Öyle bir gaz tenekesiyle
Gelişi güzel mi güzel bir ocak
Suların ortasında öfkemle benim
Yanar bahar erişinceye değin
Soğuktan morarmış kanatlarını
Isıtsın diye martılar
Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin. -CAN YÜCEL
Can Yücel, "Ezasıyla, cefasıyla, ebem kuşağında çiçekleriyle, ayaklanmış papatyaları zehir yeşili umudu, denizi, yıldızı, yağmuruyla bütün bir hayatın şiirini yazıyor. Ölümsüzlüğü ölümü içinde bu hayatın biçimlediği 'insan'ın şiirini sergiliyor." diyor Refik Durbaş Yasemin ve Martı adlı kitabında. Can Yücel 73 yıllık yaşamını hep şiirle doldurmuştur "Yaşamım benim en güzel şiirim" diyerek.
Can Yücel edebiyatımızda şiir çevirileriyle de çok ünlüdür. Shakespeare Çevirileri üzerine yüksek lisans tezi bile yapılmıştır. Uzun yıllar "şiir başka dile çevrilebilir mi, çevrilemez mi?" tartışması yapılmış; çoğu kişi "çevrilemez" derken Can Yücel, kendi şiirini söyler gibi çevirmiş ve "Her Boydan" kitabında toplamıştır bu şiirleri. Öyle çevirileri vardır ki dilimize yerleşmiş ve Can Yücel'in şiiri olarak okunmuştur.
EN UZAK MESAFE
En uzak mesafe ne Afrika'dır
Ne Çin,
Ne Hindistan,
Ne seyyareler
Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan...
İki kafa arasındaki mesafedir
Birbirini anlamayan. -HERMAN AMATO-TÜRKÇESİ: CAN YÜCEL
CAN YÜCEL
Aynalar insan değil
Aynalar insan
Hem de ikisi
Hem insan hem ayna
İster Manhattan'ın doğu yakasında
İster boğaz şehrinin Kumkapı'sında
Herkes yalanları söyler
Doğruları söyleyerek
Ama herkes
Yeni rakı masasındaki sarhoş ağızlar bile.-ALAN GİNSBERK-TÜRKÇESİ:CAN YÜCEL
Bu şiir ALAN GİNSBERK'in CAN YÜCEL'e yazdığı şiirdir. Çeviri olduğunu fark edebildiniz mi? HOŞÇA KALIN.