KONUK YAZAR


EĞİTİMİN DÖRT ASI (Dördüncü ve son bölüm)

Yavuz Ali SAKARYA


                 Yavuz Ali SAKARYA

UYARI

Bu yazı dizisini neden hazırladık? Aklı başında kentlerin, aklı başında yerel yönetimlerin, eğitimin değerini bilen insanların, geçmişin değerini anımsatan, parklar oluşturması, parkları anlamlı yazıtlarla ve heykel ya da büstlerle süslemeleri, halkı bilgilendirmeleri için ellerinde bir veri olsun istedik. Bunu ilgi duyan ya da yeterince ilgi duymayan yerel yönetimlerin ilgisine ve bilgisine sunmak istedik. Bunu görev bildik.

Dileğimiz, Antalya’da ve ilçelerinde bugüne kadar ihmal edilen bu konunun gereği gibi ele alınıp değerlendirilmesidir. Bunları yapan değişik kentlerde (Bursa, İzmir, Ankara gibi) pek çok belediye, pek çok örnek var. Umarız, iletişim sağlar, üzerlerine düşen görevi yerine getirirler.

SON SÖZ

Çıkar hesaplarına dayalı olarak enstitüler kapatıldı da ne oldu? Ülke değil, politik hesaplar önemsendi. İktidar için ödün üstüne ödün verildi. Enstitüler, haksız yere günah keçisi ilan edilerek, önce karma eğitim sonlandırıldı. Enstitü düşüncesine karşı çıkan aklı evveller, değişik gerekçeler uydurarak yalan dolan beyanlarla güzelim eğitim kurumlarına kara çaldılar ve toplumun gözünden düşürmeye çaba gösterdiler. Mezunlarının burunlarından getirdiler.

Enstitülerin üretken yapısını içlerine sindiremeyen egemenler, baskı uygulayarak, dışlayarak, gözlerini korkutarak, tehdit ederek ya da sürgüne göndererek burunlarından getirdiler.

Bugün toplumsal, ekonomik, politik alanlarda çektiğimiz sıkıntılar dünün bugünün işleri değildir. Yıllardır sürdürülen gerici, tutucu politikaların sonucudur.

Çıkmaza sürüklenen eğitim, yapılmayan yatırımlar, öğretmen eğitiminin yozlaştırılması, önemsenmemesi, ulusal bir eğitim siyasasının bir türlü oluşturulmaması bizi bu duruma getirdi.

Eğitim, çözümsüzlüğe, çıkmaz sokağa sürüklendi. Kesile biçile kuşa benzetildi. Tarikatların, cemaatlerin at koşturduğu arenaya çevrildi.

Köyler ihmal edildi. Köylü çocuğu okutulmaktan vazgeçildi. Yurt üzere eğitimsizlik aldı yürüdü. nüfus ölçüsüz arttı. Tarım bir ölçüde makineleşti, ama adam başı köyde ekip biçecek yeterli toprak kalmadı. İşsizlik, göçü zorladı. Çoğu köylü nüfus, zorunlu olarak kente göçtü. Kentlerin kenar mahalleleri köyleşti. Sorunlar, kentlerin kıyılarına, köşelerine, giriş-çıkışlarına, varoşlara taşındı. Üretim olmayınca, dış satım, dışalımı karşılayamaz, kendi kendimize yetemez olduk.

Çıkarcı siyasilerin topluma ettikleri kötülük, sınır konamaz, sınır tanımaz ölçülere ulaştı.

Örnek eğitimciler Mustafa Necati, Saffet Arıkan, Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç'un yaptıkları unutuldu, gelen her bakan eğitimi düzeltmek için değil, bozmak için uğraştı ve yapboz tahtasına çevirdi. Amaçlarının kurtarmak değil, çökertmek olduğu anlaşıldı ve iş yeniden başa düştü.

Bugün eğitim alanında, kurtuluş için yeniden Samsun’a çıkma noktasındayız. İşimiz zor, ama olanaksız değil. Sırtımızdaki ağır yükü öncelikle atmak koşuluyla. Haydi, o zaman eğitim imecesine, güçlerimizi birleştirmeye.14 Ekim 2020, Antalya

 

YAZARLAR

  • Salı 31.1 ° / 13.6 ° Güneşli
  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,56% 0,14
  • EURO

    34,81% 0,49
  • GRAM ALTIN

    2417,74% -0,61
  • Ç. ALTIN

    4073,33% 0,00