İnsani değerler daha önce gelir

Adana’da yaşanan ulaşım sıkıntısı herkesin şikayetçi olduğu bir konudur. Bu yıllar yılı süregelen bir sıkıntıdır ve halen daha da çözüme kavuşturulmuş değildir.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar göreve geldiği zamanlarda belediyeyi yüklü miktarda borçla devraldıklarını ve birtakım tasarruf tedbirleri uygulamak zorunda kaldıklarını belirtti. Tasarruf tedbirlerine ise öncelikli olarak otobüs sayılarını azaltmak ve bazı yerlere giden otobüsleri kaldırarak başladı.
Şuanda Adana’da ulaşımda kullanılan otobüslerin hali içler acısı. Hele bir de bu otobüsler kırsal alanlara gidiyorsa gittiğine şükredilecek haldeler. Mesela Turgut Özal Bulvarı’na, Süleyman Demirel Bulvarı gibi Adana’nın daha elit kesimlerine giden belediye otobüsleri ile kırsal alanlara giden otobüsler arasında dağlar kadar fark vardır. Bunu belediye otobüslerini kullanan herkes de gayet rahat bilir.
Bunlar ulaşımın rahat olmasını ve insanların rahatlıkla bir yerden bir yere gitmesini zorlaştırsa da hadi bunları koyalım bir kenara…
Ya son zamanlarda belediye bazı otobüs şoförlerinin tavırlarına, tabiri caizse artistliklerine ne demeli…
Geçen gün şahit olduğum bir olay beni gerçekten çok üzdü…
Eski Vilayet-Balcalı seferini yapacak olan otobüs kalkışına 15 dakika kala durağa geldi. Malum kış mevsimindeyiz ve son sefer akşam 18,30’da olduğu için havada soğuk. Orada bekleyen çok sayıda çocuk var ve üşümüşler.
Şoför aracı kapatıyor aşağıya iniyor ve gayet ciddiyetsiz ve üslup yoksunu bir şekilde el kol hareketleri ile binemezsiniz saati bekleyin diyor. Sonra karşıya büfeye geçiyor bir şeyler alıyor yeniden otobüsü açıyor sonra tekrar kapatıyor ve tekrar el kol hareketleri yaparak binemezsiniz diyor.
Orada bekleyen insanlar şoföre ‘biz binmeyelim en azından çocukları al da sıcakta otursunlar yazık hava soğuk’ demelerine aldırış etmeden cevap verme tenezzülünde bile bulunmadan çekip parka gidiyor.
Hareket saatinden önce yolcu almanız yasak olabilir ancak soğuk havalarda   vicdan ve merhamet sahibi diğer şoförler alıyor. Bu gibi durumlarda yasaklar değil vicdan ve insani değerler ön plana çıkar. İnsanlar keyfiyeten girip oturalım demiyor çocuklar üşüyor diyor ancak şoför üşüyen çocukları görmüyor bile.
Hareket saati geldiğinde haklı olarak çocukların anneleri tepki gösteriyor ‘şu soğukta şu çocukları neden beklettin soğukta’ diye… Adamın cevabı keyif benim otobüs benim oluyor!
Ancak bir öndeki otobüs kapısı açık insanlar üşümesin diye içeri almış hareket saatini bekliyor. O zaman yanlışı kim yapıyor.
Otobüslerde hayvan taşımak da yasak ancak biz kış mevsiminde sokak hayvanlarını sıcak otobüste taşıyan şoförleri de gördük. Yolcular bile ayakta gittiler ki o masum canlı rahatsız olmasın diye. İşte böyle merhametli şoförler de var. 118 numaralı otobüsün şoförü gibi otobüsü kendi tapulu malı sanan, millete kanun öğretmeye kalkan, insani değerlerden yoksun şoförler de var.
Allah otobüsü kullanmak zorunda olan herkesi insani değerlere öncelik veren, insana değer veren merhametli şoförlerle karşılaştırsın.