Ahmet ERDOĞDU


YILMAZ ÖZDİL, “SON CÜRET” VE YENİ ADANA GAZETESİ

Yılmaz Özdil’in Kurtuluş Savaşı yıllarını anlattığı “Son Cüret” adlı kitabının başlangıcında, Atatürk’ün Anadolu’ya geçiş kararını şöyle anlatıyor:


 

 

            

Yılmaz Özdil’in Kurtuluş Savaşı yıllarını anlattığı “Son Cüret” adlı kitabının başlangıcında, Atatürk’ün Anadolu’ya geçiş kararını şöyle anlatıyor:

“…Şişli’deki üç katlı pembe binanın perdeleri sıkı sıkıya kapalıydı. Gaz lambasının cılız ışığı, odayı hayal meyal aydınlatıyordu.

Altı kişiydiler. Üzerine harita yayılmış masanın etrafında, ayaktaydılar.

Talihsiz bir kuşağın çocuklarıydılar. Hayat onları hep mecbur bırakmıştı. Bıyıkları terlediğinden beri neredeyse bir gün olsun gün yüzü görmemişlerdi. Çanakkale’den Trablus’a, Yemen’den Sina’ya, Balkanlar’dan Kafkaslara vuruşmadıkları coğrafya kalmamıştı. Ve netice de, işte bu daracık odaya sıkışmışlardı.

Uzuuun uzun anlattığı haritadan başını kaldırdı. Adeta nefes bile almayan arkadaşlarına baktı. Ulusun kader anıydı. Söylenecek ne varsa söylenmişti. Söz bitmişti. O çelik mavisi gözlerinde belli belirsiz bir keder bulutu dolaştı.

“Vakit tamam” dedi…

“Umutsuz olmayacağız. Uçurumun kenarındayız. Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar.

Son bir cüret

Belki kurtarabilir.

Anadolu’ya geçiyoruz!”

Mustafa Kemal Paşa’nın Mondros’tan sonra silahlı direnişe nasıl karar verdiğini “Bu silahlı direnişi Samsun’a çıkmadan taa yedi ay önce henüz Adana’dayken [Ali Fuat Paşa’yla] planlamışlardı” diye ifade eder ve Yeni Adana Gazetesi için kitabının 160. ve 161. sayfalarında şunları yazar:

“Yeni Adana Gazetesi, gerçek bir milli kahramandı.

Sahibi, öğretmen Ahmet Remzi Bey’di.

Mustafa Kemal’le Yıldırım Orduları Komutanlığı döneminden beri tanışıyorlardı. En başından beri Kuvayı Milliye’nin çekirdek kadrosundaydı.

1918 yılında, Fransızların Adana’yı işgal etmesinden 5 gün sonra Adana adıyla yayın hayatına başladı. Sadece 3 sayı basıldı… Fransız işgal komutanlığı tarafından yasaklandı. Adını değiştirdiler. Yeni Adana olarak yeniden başladılar. Sadece 5 sayı basıldı…

Matbaayı basıp tüm çalışanları tutukladılar.

Ahmet Remzi Bey kaçmayı başardı. Hakkında idam kararı çıkarıldı. 

1920 yılında, Karaisalı’da tren istasyonunda kullanılmayan eski bir vagonu matbaaya çevirdiler, yeniden yayına başladılar. Toroslarda saklanıyorlar, hafta da iki gün şehre inip gazeteyi basıyorlar, katır sırtında köy köy dolaşıp dağıtıyorlardı.

Gazete kâğıdı yoktu, Niğde’den kaçak yollarla getiriliyordu. Mürekkep yoktu, soba borularında biriken kurumları topluyorlar, bezir yağıyla karıştırıp boya haline getiriyorlardı.

Logosunun altında “Adana, Türk Ülkesidir” yazıyordu.

Yeni Adana gazetesi Ahmet Remzi Bey’den oğluna, oğlundan torununa geçti. Bugün hala yayın hayatına devam ediyor.

1965 yılında Amerikan Gazete Sahipleri Vakfı tarafından “Dünya Basın Başarı Ödülü” ne layık görüldü. Bu ödülü almaya hak kazanan ilk ve tek Türk gazetesi oldu.”

Yeni Adana Gazetesi ile ilgili olarak, yazarın yazdığının yanında elbette yazmadığı çok şeyler var.  Bu arada yanlış yazdığı iki konuyu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Bunlardan biri Toroslardan şehre inip iki gün gazeteyi basmaları, Yeni Adana, Toroslarda olduğu sürece hep orada basılmıştır ve şehre dağıtmak için görevli kişilerce indirilmiştir.

Yanlışlardan ikincisi ise “Yeni Adana Gazetesi Ahmet Remzi Bey’den oğluna, oğlundan torununa geçti” ibaresidir ki gazete bugün Ahmet Remzi Bey’in oğlu Çetin Remzi Yüregir tarafından yönetilmektedir. 

Temennimiz kitabın ilerleyen baskılarında bu yanlışların düzeltilmesidir.

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00