ABD Senatosunun hiçbir yerel veya uluslararası mahkeme kararına dayanmadan; haksız, hukuksuz ve adaletsiz bir şekilde aldığı Soykırım Kararı üzerine biz de sizlerle birlikte geçmişten günümüze ABD Senatosunun ülkemize karşı aldığı bazı kararları gözden geçirelim:
1- 3 Aralık 1894 yılında Doğu Anadolu’da Sasun Ayaklanmasından sonra ABD Senatosu ilk defa Ermeni işine karışıyor ve ABD Başkanına soruyor: “Senato Sayın Başkandan, Türkiye’de Ermenilere yapıldığı iddia edilen zulümler ve özellikle bu ülke (ABD) vatandaşlığına geçmek niyetinde olanlara zulüm yapılıp yapılmadığı veya Hıristiyan olmalarından ötürü zulüm görenler olup olmadığı…” şeklindeki Senato kararı üzerine ABD Başkanı Clevland, Türkiye’de Amerikan vatandaşlarının veya Amerikan vatandaşlığına geçmek niyetinde olanların zulüm gördüklerini gösteren yeterli bilgi olmadığını bildirir.
2- 1895 yılında Anadolu’nun muhtelif yerlerinde Ermeni ayaklanmaları çıkması üzerine ABD Senatosu 9 Aralık 1895 günü yeniden bir karar alarak, yine ABD Başkanından senatoya bilgi vermesini ister. Başkan Clevland yılbaşı mesajında, “Anadolu’daki durumun yazık ki iyileşmediğini ancak ABD’nin de bu konuda bir şey yapabilecek durumda olmadığını” söyledi.
3- 22 Ocak 1896 günü ABD Senatosu yeni bir karar alarak Türkiye protesto edildi ve Başkan Clevland’ın müdahalesi istendi. Kongrede bir hafta süren görüşmelerden sonra Clevland, Amerika’dan San Fransisco ve Marblehad adlı iki savaş gemisini Türk sularına gönderdi.
Adana’daki Ermeni Olayları sırasında bir Amerikan çiftçisi olan Arthur E. Smith 30 Nisan 1909 günü Başkan Taft’a bir mektup gönderir: “Türkiye’nin Hıristiyan devletler tarafından paylaşılmasını” ister.
Başlıktaki sorumuza dönecek olursak; sorumuzun cevabını Emekli Büyükelçi Dr. Bilal N. Şimşir vermektedir:
Atlantik ötesinde Türk düşmanlığının kökleri derindir. Nedenleri çoktur. Müslüman oluşumuz, Türk oluşumuz nedenlerden biri. Amerikan misyonerlerinin sık sık başvurdukları ünlü Gladstone, Müslümanlığımızdan dolayı değil, Türklüğümüzden dolayı bize düşman olduğunu açıklar. “Çünkü Türkler, İspanya’daki Mağribî Müslümanlar gibi “uygar” ve Hint Müslümanları gibi “uysal” değildir ve üstelik Avrupa’da beş yüzyıl oturmuşlardır” der. Demek ki, uygar Endülüs Müslümanları gibi yok edemedikleri için bize düşmandırlar. “Uysal ” Hint Müslümanları gibi 300 yıl İngiliz boyunduruğuna girmediğimiz için düşmandırlar. Avrupa’nın bir bölümünü Türk yurdu yaptığımız için düşmandırlar. Öteki Müslümanlardan daha çok Türk’e düşmandırlar. Yerküresinin güzel ve zengin bir toprağında oturduğumuz ve bu toprağı parçalatmadığımız için bize hınçları vardır. Nedenler saymakla bitmez…
Bu köklü düşmanlık sürekli yaşatılır, beslenir ve sık sık hortlatılır. Ermeni işi, bu büyük Türk düşmanlığının ufak bir görüntüsüdür. Ermeni, büyük oyununun ufak ve kanlı bir piyonudur. Türkiye’de Ermeni zulüm görmüş olsun olmasın, Türkiye’de Ermeni bulunsun bulunmasın, bu düşmanlık propagandası yine yaşatılır ve sürdürülür. Bugün Ermeni, yarın bir başka figüran bulunur. Türk düşmanlığı yine hortlatılır. Bunu dün yaşadık, bugün yaşıyor ve belki yarın da yaşayacağız. Ne zamana kadar? Ta ki onlara bileğimizi büktürmeyip elimizi öptürene kadar
Değerli Okur,
Bu işin peşini bırakmak yok. Elimizde tarih boyunca ABD’nin yaptıklarıyla ilgili o kadar çok belge ve bilgi var ki, sırası geldikçe tek tek açıklayacağız. Şairin dediği gibi, “Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet/ Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir”
Biz de ömrümüz yettiği sürece gerçekleri haykırmaya devam edip, DUR YOLCU! diyeceğiz.
Saygılarımla
