“Umut ışığı parlamıştı, Samsun’da güneş doğuyordu. Umudun ve ışığın düşmanları korktular. Karanlıktan çıkmayalım daha zifiri olsun diye çalıştılar. Gâvur parası ile gazeteler bastılar, fetvalar verdiler, ölüm fermanları hazırladılar. Anadolu karanlığa karşı durdu. Umudun ışığını parlatmak için varıyla, yoğuyla direndiler. Kuvay-ı Milliye oldular. Çukurova’da, Toroslarda Kuvay-i Milliye’nin gazetesi ve sesi yoktu. Ahmet Remzi Yüregir ve Ciltçi Ali Efendi ise işe koyuldular. Dağ başında makinelerini onardılar baskı kalıbını Torosların taşından yaptılar, kâğıtlar katır sırtında geldi. Mürekkep yoktu! Ciltçi Ali Efendi “etraf orman çıra” sobalar gürül gürül yanıyor borular simsiyah kurumdan tıkanıyor. “ Toplayın kurumları bezir yağı da bulun. Gerisine karışmayın kolay” dedi. O gün “Yeni Adana” gazetesi bu zor şartlarda basıldı. Hiçbir zorluk yıldıramadı kalpaksız kuvvacıları. Satılmış basına karşı, iş birlikçi basına karşı Kuvay-i Milliye’nin gazetesi oldular, sesi oldular. O günlerde gazetecilik mesleğini icra edebilmek için, halka sorumlu gazetecilik gereği doğruları aktarmak adına canlarını dahi vermekten çekinmeyen cesur, yürekli, fedakâr gazetecilerin doğduğu toprakların çocuğuyum ben.”
Yukarıda görüleceği üzere Murat Ağırel’in çıkış noktası Yeni Adana gazetesi ve onun mücadelesidir. Bu mücadele tabiri caizse yedi düvele karşı verilen ve Toros dağlarının karı, buzu ve o günkü imkânsızlıklarıyla yoktan var etme mücadelesidir. Yeni Adana bu mücadeleyi sadece tabiat şartlarına karşı değil, 21 Ermeni gazetesi ve dergisine, 2 Fransızca yayın yapan gazeteye, Çukurova bölgesinde işgal güçlerini ve padişahı destekleyen tüm gazetelere karşı vermişti. Bu mücadele öyle bir mücadeleydi ki; yurt dışında Beyrut’ta, İskenderun’da, Halep’te, Kudüs’te ve bunun yanında The Newyork Times gibi gazetelere karşı verilmişti.
Yeni Adana Kuvay-ı Milliye karşıtı Fransızların, Ermenilerin, Rumların kısacası Milli Mücadele’ye karşı aralarında Adana vali vekilinin de bulunduğu büyük bir cepheye karşı “Ya İstiklal! Ya Ölüm” parolası ile onurlu bir mücadele vermiştir.
Bugün Yeni Adana gazetesi; 103 yıldır haktan, hukuktan, adaletten yana tavrını hiç değiştirmeden Atatürk devrimlerinin yılmaz bir savunucusu, “Cumhuriyetin Sönmeyen Meşalesi” ve Türk basınının kutup yıldızı olarak yoluna devam etmektedir.
Bu yazı Murat Ağırel’in kadirşinas bir şekilde bize hatırlattığı köklerimize bir göz atma fırsatı verdi. Ona ve tahliye edilen tüm gazetecilere tekrar geçmiş olsun diyoruz.
Bir teşekkür de değerli büyüğümüz Çetin Remzi Yüregir’e. Bu kadar zor koşullarda hayatını gazetesine adadığı için. Kendilerine minnet ve saygılarımızla sağlıklar diliyoruz.
MURAT AĞIREL KİMDİR: Adana Ceyhan’da 23 Eylül 1978 yılında doğan Murat Ağırel, İlkokul, Ortaokul ve Lise eğitimlerini Ceyhan’da tamamlamıştır. Ardından Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Otomotiv Bölümü’nden mezun olmuş ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü’nü de başarı ile bitirmiştir.
2006 senesinde Bizkaçkişiyiz Sivil Toplum Platformu kurucusu ve İstanbul İl Başkanlığını yürütmüştür. Dört büyük Cumhuriyet Mitingi’ni düzenlemiş, 3 Hukuka Saygı Mitingi, 7 Teröre Lanet Mitingi, 22 Sokak yürüyüşü, 1274 salon toplantısı, 5 Türkiye Forumu’nu da düzenleyenlerden olmuştur. Memleket Sevdalıları Derneği kuruculuğunu yapmıştır ve 3 dönem Genel Başkanlığı görevinde de bulunmuştur. 2008 yılında Ergenekon davasında gözaltına alınmış ve 7 yıl 3 ay cezaya çarptırılmıştır.
Son yıllarda kamu kurumlarındaki usulsüzlük iddiaları ile ilgili yazılmış Şaki –Sayıştay Belgeleri ve Sarmal adlı kitapları yayınlanmıştır.
