Sabri Galip Nakipler, Şair-Yazar
Yılbaşını kutlamak caiz midir değil midir? Tartışmasının yaşandığı, dolayısıylaher kafadan bir sesin çıktığı bu günlerde, Hıncal Uluç’un sessiz kalması düşünülemez tabi. İlla o da maydanoz olacak.
İşte size yazısından bir bölüm:
“Kilis Müftüsü dedem Muharrem Efendi, şöhreti islam alemine yayılmış bir din alimiydi.(Sanmıyorum, ama peki diyelim. Bu kadar övgü de olmasın mı yani?SGN) Büyüdüğüm evimize sık sık Arap dünyasından heyetler gelirdi.Konuklar, dedemden Kutsal Kitabımızla ilgili yorumlar isterler, zaman zaman da doğruluğundan şüpheye düşülen hadislerin sahihliğini danışırlardı.(Kur’an’da yorum olmaz. Zaten ‘ Düşünüp manasını anlamanız için, biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.’ (Yusuf suresi 2. ayet) diyor Allah. Şüpheye düşülen hadislerin doğruluğu için de Arap alimleri bula bula Hıncal Uluç’un dedesini mi buluyorlar? Ne garabet! SGN)Bu da önemliydi. Çünkü peygamberimize ait olduğu rivayet edilen 1,5 milyona yakın hadis, ağızdan ağıza dolaşırken bugün ulema tarafından sahihliği kabul edilen hadis sayısı 30.000’lere inmiştir. (Sayıya bakar mısınız?Ulema neye göre hadis sayısını 30.000 ‘e indirmiş?Ellerindeki kıstas nedir?) Padişah tarafından Şeyhülislamlık teklif edilen dedem, “Ben memleketimden ayrılmam” diye Kilis’i terk etmemişti.”(Demek direkten dönmüşüz de haberimiz olmamış, kendisi söylüyor, benim bir şey eklememe gerek yok.Ayrıca padişah iradesine karşı çıkabilecek bir yiğidin Anadolu’da varlığına da doğrusu pek inanamıyorum. SGN)
“….İlkokuldayken dedem bana, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe mealini okumamı söylemişti. ‘merak ettiğin her sorunun yanıtını orda bulacaksın’ demişti.(Yahu Kur’an;Hayat Ansiklopedisi mi, Ana Britanica mı ya da Meydan Larousse mi? Yapma Hıncal bey be. İşi iyice sulandırıyorsun.Senin bu tavrına, kaş yapayım derken göz çıkarmak denir. SGN)
Dinimizi, öteki dinlerden ayıran en büyük özellik, bizde ruhban sınıfı yoktur.Yani İslam’da yüce Allah ile biz kullar arasına kimse giremez.Her şey kitapta yazılıdır.Onu oku.Kur’an zaten ‘Oku’ demek.”
(Hıncal Uluç,Kur’an-ı Kerim’de Meryem Suresi -6.1.2017-Sabah gazetesi)
Hıncal Uluç’u çok beğenirdim.Zevkle okurdum eskiden.Gazetesi kulvar değiştirip kendisi de bulvar değiştirince bu gazeteden soğudum, tabi kendisinden de.Hele “ağbi” geldi “ağbi” gitti diyerek bilmeden Türkçenin ırzına geçmesi yok mu, çileden çıkarıyor beni. “Teşekkürler Mehmet, Teşekkürler Semiha” abuk subukluğu da ayrı bir konu..
Yalnız cumaları alıyorum Sabah’ı, Prof. Nihat Hatiboğlu’nu okuyup gülmek için o da.Çok eğlendirici oluyor.Bu arada kendisine de göz atıyorum tabi istemeye istemeye.Şimdi,patronun çizgisinde, dolayısıyla iktidar çizgisinde görünebilmek için zorla kaleme aldığıbu yazısında:
“İslam’da ruhban sınıfı yoktur” hükmüne bakalım. Yalnızca dedesi değil, kendisi de inanıyor, %98’i müslüman olan halkımın tümünün inandığı gibi ruhban sınıfının olmadığına.
Türkiye’yi zaten bu okumuş, aydın dediğimiz kesim batırıyor, batıracak en sonunda. Aydın diye bellediğimiz adamlar hiç bir konuda dik duramıyor nedense. Örneğin, bir tarih uzmanı gibi “Harem okuldur”diyen ortaokul mezunu, (bilmiyorum belki de ilkokul) Emine Erdoğan’a; her hafta Hürriyet’te pazar günleri tarihsel yazılar yazan bir tarih profesörü, kalktı ‘Evet, Emine Hanım doğru söylüyor.’ dedi.
(Devam edecek)
