Anılarına daha önce de bu sütunlarda yer verdiğimiz Almanyalı edebiyatçı arkadaşımız Nermin Terzi’nin sosyal medyada tebessümle karşılanan popüler bir moda haberi üzerine güzellemesini burada paylaşmak istedim.
GUCCİ
Sosyal medyada "Dikilip durma da sofrayı topla kör olasıca" yakıştırmasıyla gözümüze sokulan Gucci’nin kış tasarımı olduğu söylenen bir fotoğraf o kadar çok şey hatırlattı ki kaleme sarılmaktan başka çarem kalmadı.
Yokmuş gibi davrandığımız, görünmediklerini bildikleri halde hep var olmuş, yaratıcılıklarını hep kanıtlamış kadınlarımıza...
Kendilerini bile aydınlatamayan bazı aydınlarımızın tepeden baktığı kadınlarımız.
Almanya’daki kendilerini kalburüstü sayan Türklerin çoğunun, kendilerinden utandıkları, karşılaşmamak için yollarını değiştirdikleri kadınlarımız.
Almanların, faşinglerinde "görgüsüz, cahil Türk Kadını" tiplemesiyle karikatürleştirip, güldükleri kadınlarımız..
ANADOLU
Anadolu kırsalından, gecekondularından buralara gelen kadınlarımız.
Özellikle 1980’lerdeki aile birleşiminde, Anadolu’dan, kırsaldan çok sayıda eş gelmişti.
Onların etek altına giydikleri pantolon ya da pijama altları, örgü yelekleri, oyalı çemberleri hiç hoş karşılanmamış, alay konusu olmuştu. Komik kostümler giyerek ellerinde üfledikçe açılan kâğıttan faşing düdükleriyle bira fıçılarının içine düşen Almanların eğlence konusu yaptığı bu insanlarımızı hep görmezden gelmiştik.
Bu kadınlarımız zaman içerisinde Almanların ellerine aksesuar gibi tutuşturdukları temizlik kovaları, temizlik fırçaları ve süpürgeleri ile ya bir fotoğraf karesinin konusu ya da sonu ‘’izm’’le biten bir görüşe malzeme yapıldılar.
En acımasız tarafı da Almanların bu insanlarımıza sataşmalarına Anadolu’dan bihaber ya da atladıkları eski sınıflarını görmezden gelen bazı Türklerin de katılmaları, her fırsatta bu insanlarımızdan utanç duyduklarını dile getirmeleriydi.
Öyle ki çocuklar bile bu kadınlarımızın yanında görünmek istemiyor, başka mahallelerdenmiş gibi davranıp, arkadaşlarının yanında anneleriyle karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilemeyip, içine düştükleri çalkantılarla saf temiz ruhlarında yaralar alıyorlardı.
MODA
Yıllar böyle geçti, o giysileri ve görüntülerinden dolayı küçümsenen kadınlarımız yavaş yavaş bu vefasız dünyaya veda ettiler.
Kendini sürekli tekrar eden moda dünyası, arka sokaklarda dolaşmaya başladıklarında, ekonomik ve sosyal durumlarından dolayı buralarda yaşamlarını sürdürmeye çalışan bu kadınlarımızın neredeyse son temsilcilerine denk gelmişlerdi.
Önce, Anadolu motifli yün isleri, yün çorap, eldiven, atkı, kenar oyalı tülbentleri, işlemeli, dantelli, rengârenk bas örtüleri ve yelekleri ile Anadolu’dan getirilen kilim desenleri keşfedildi.
Sonra etek altına giyilen pantolonlar ve fistanlar modacıların dikkatini çekti. Ancak maalesef dürüst davranamadılar, esin kaynaklarının bu kadınlarımız olduğunu söylemekten kaçındılar.
Faşing Bayramları, kendilerinin de giymeye başladığı bizim kadınların kostümlerini tiye alamadıkları için artık sönük geçmeye başlamıştı.
"Allah kimseyi kimseye güldürmesin zira güleni, güldüğüne benzetir" der ya atalarımız, işte olan buydu.
Gucci'nin "Dikilip durma da sofrayı topla kör olasıca" yakıştırmalı tasarımı işte beni böyle ilk Almanya günlerime, 1980’lere götürüverdi.
