Neredeyse yarım asırdır cebren ve cezai yaptırımlarladayatılan Molla rejimi yasakları İran halkını canından bezdirdi.
‘’Örtünme’’ başından beri İran İslam Devriminin bekası, kırmızıçizgisiydi.
Ancak ‘’İffet ve Örtünme’’ şiarıMollalar için debaş ağrısıydı.Görevimiz insanları zorla cennete götürmek diyenMollalar, halkın örtünmeyi samimiyetlekabul etmemesinden hep hayal kırıklığı yaşadı ve tutumunu sertleştirdi.
Kadınların 40 yıllık öfkesinin tetiklediği cesaret patlamasıyla şekillenen son kitlesel hareket, farklı toplum kesimleri, farklı kültür ve sınıflardaki toplulukların katılımı ile ortak muhalefet blokuna dönüştü.
Acem istihbaratı, dünyanın en maharetli yapılanmalarından biri olarak bilinir. İran devlet düzeninde iktidar, yasama, yargı dâhil tüm yönetimkademeleri istihbarat çarkına göre hizalanmaktadır.
İstihbarat birimlerinin asli görev ve sorumluluğu ise İslam Devrimi ideolojisini koruyup, yaygınlaştırmaktır. Bu yolda suikast ve infazlar dâhil her türlü habislikleri meşru addedilir.
Sistemi ahtapotun kolları gibi saran istihbarat birimlerinin görev bölümü ve sayıları İranlılar için de muammadır.
İLK KIVILCIM
Tahran’da kardeşiyle yürürken, başörtüsü ‘’iffet ve örtünme’’ şeklini ihlal ettiği gerekçesiyle Ahlak Polisi tarafındansürüklenerek gözaltına alınan 22 yaşındaki Mahsa Amin’in ölümü dördüncü aya giren kitle direnişlerininmiladıydı.
Rejim aşırı sertliğine rağmencaydırıcı olamadığını görünce, dozu arttırıp genç göstericilerden gözüne kestirdiklerini ‘’Allaha karşı suç’’ işledikleriiddiasıyla idamlara başlamıştır.
İstihbarat bu fırsatla daha önce izleyip fişlediğisessiz muhalifleri de punduna getiriptutuklayıp infaz etmektedir.
REJİM
Haberler, sosyal medya görüntüleri Rejimin kan donduran vahşetinigözler önüne sermekte.
Polisfütursuzca kitlelere ateş açmaktadır.
Bir anne saçının ucu göründü diye ahlak polislerinindefalarca copladığıgencecik kızını korumak için üzerine kapanmıştı, baygın düşene kadar darbe aldı.
Protestocuları tedavi etmekle suçlanan genç kadın Doktor Ayda Rüstemi’nincansız bedeni, trafik kazası süsü verilerek, elleri, vücudu kırıklar içinde ve parçalanmış şekilde ailesine teslim edildi.
Başörtüsünü açan Tebrizli tıp öğrencisiAylar Hakkı, sığındığı binanın en üst katından polis tarafından aşağıya atıldı.
Gösterilere katılan23 yaşındaki Muhsin Şikari, eylemleri “Allah’a savaş açma''suçu sayılarak idam edildi.
23 yaşındaki şampiyon sporcu Macit Rıza, ailesine haber verilmeden Meşhed meydanına darağacı kurularak idam edildi.
26 yaşındaki futbolcu Amir Nasr, kadın haklarını savunduğu için "vatan hainliği" suçlamasıyla idam cezasına çarptırıldı.
14 yaşındaki Masuma, okul gösterilerinde başörtüsünü çıkardığı için gözaltına alındı. Sorgudadefalarca tecavüze uğradı. Hastanede öldü. Acısınımedyada paylaşan anneside kayıp.
Ünlü sinema oyuncusu TaranehAlidost, direnişçilere cesaret verdiği, sosyal medyada başı açık fotoğrafını paylaştığı için gözaltına alındı, akıbeti bilinmemekte. Son paylaşımında ‘’sessizliğiniz zulme ve zalime destek anlamında gelir’’ demişti.
DARAĞACI
İnsan hakları gözlemcileri geçen haftaya kadar 506 göstericinin katledildiğini, 18.516 kişinin gözaltına alındığını, 1.500 kişinin ölüm cezasıyla yargılanmakta olduğunu ve hüküm giyen 11 kişinin idam sırasını beklemekte olduğunu rapor etti.
Mollalar, kitlelerin itirazlarını Allah ve Peygambere savaş açmak olarak görmekte, Kuran’a göre bunun cezasının darağacı olduğunu söylemektedir.
Birçok Avrupa ülkesinde insan hakları savunucuları ve siyasetçiler idam mahkûmiyeti kesinleşip infazı sırada olan gençleri ismen himayelerine alarak İran rejimi üzerinde caydırıcı kampanyalar başlatmıştır.
Oyuncu Şahab Hüseyni,insanlar işkence, ölüm ve idamı göze alarak sokaklara dökülüyor, hâlbuki kimseölmek,dövülmek istemez, boğuluyoruz, başka bir çıkış yolu olsa kimse sokağa çıkmaz dedi.
Rejim, tesettürsüz kadınlar onursuz saymaktadır. Gözaltındaişkence görenmuhaliflere,acıları dinsin diye terkibi meçhul ilaçlar verilerek intihara yönlendirildikleriiddia edilmekte.
Mollalar görevimiz insanları zorla cennete götürmek derkenhalk ‘’diktatöre ölüm, idam cumhuriyetine ölüm’’ diyor.
İdeolojik çöküntü içindeki Rejim artık dikiş tutturamamaktadır.Bazı yetkililer her alanda gidişatın sonunun uçurum olduğunu görüp kısık sesle uyarıda bulunmaya başlamış olsa daİran’da macunun tüpten çıktığı bir sır değildir.
Direnen özgürlükçü kitleler “biz artık seyirci istemiyoruz, bize katılın!” diye haykırmaktadır. Yoksa gözaltındaki sanatçının dediği gibi sessizlik zulme ve zalime destek anlamına gelmektedir.
