Prof. Dr. Süleyman BOZDEMİR


KÖY ENSTİTÜLERİNİN KURULUŞUNUN 81.Cİ YILDÖNÜMÜNDE (6)


 CUMHURİYET’İN YARIM KALMIŞ EĞİTİM DEVRİMİNİN SONUÇLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Devrim Yasaları

Cumhuriyet’in temel eğitim politikasını gerçekleştirmek için önündeki tüm engellerin kaldırılması gerekmektedir. Bunun için ilk büyük adım olarak 3 Mart 1924’te Meclisten üç önemli devrim yasası çıkartılır. Bunlar; hilafetin, şeriye ve evkaf vekâletinin kaldırılması ile ‘’öğretimin birleştirilmesi’’ yasalarıdır.

Böylece artık, Osmanlı’nın temsil ettiği şeriat devleti yıkılıyor, laik ilkelere dayalı Türkiye Cumhuriyeti kuruluyordu. Bu üç devrim yasasıyla laik Cumhuriyet’in kuruluşu gerçekleşiyor. Bu yasaların kabul edilmesi, siyaset ve hukuk açısından aşağıdaki sonuçları doğurmuştur. Halifeliğin kaldırılması, devletin yapısındaki laikleşmenin en önemli başlangıcıdır. Şeriye vekâletinin kaldırılışı şeriata dayalı hukuk sisteminin yıkılışıdır.

Bunların ardından şeraite dayalı yasalar yürürlükten kaldırılmış, yurttaşlık yasası, borçlar yasası, ticaret yasası ve usul yasaları kabul edilmiştir. Böylece çağdaş hukuk ilkeleri benimsenmiş, hukukun laikleşmesi sağlanmıştır. Bunlarla eşzamanlı olarak türbe, tekke, zaviyeler ve tarikatlar kaldırılmış, Harf Devrimi’nin kabul edilişi ile kültür alanının laikleşmesi sağlanmıştır. Öğretimin Birleştirilmesi Yasası’yla mahalle mektepleri, azınlıklara ait okullar ve medreseler kaldırılmıştır. Bu son derece önemli Devrim Yasası’yla eğitimin birliği ve laikleşmesi sağlanmıştır. Eğitim ve öğretim dinsel etkilerden uzak, bilimsel bir bütünlük içinde verilmeye başlanmıştır. Ders programları, ders ve yardımcı kitapları pozitif bir anlayışla, bilimsel olarak hazırlanmış ve okutulmuştur. Öğretmenler ve eğitim yöneticileri laik eğitime ve öğretim birliğine içtenlikle inanmışlardı. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim sisteminin temel dayanakları olan Atatürkçü eğitim ilkelerinin,  uygulamadaki başarısı,  büyük ölçüde öğretim birliği ile sağlandığı söylenebilir. Öğretim Birliği Yasası’nın uygulamaya konulmasıyla, stratejik olarak, geleneksel toplum yapısından kopmanın ilk adımı olarak kabul edilmiştir. Yeni toplumsal yapının temellerini, dünyevi gereksinimler doğrultusunda oluşturmak bu politika açısından büyük önem taşımaktadır. Yeni kurulan ulus devletin, eğitime büyük önem vermesi ve eğitimin kitleselleşmesi çabası sonraki yıllarda Millet Mektepleri, Halkevleri, Köy Eğitmenleri Kursları ve Köy Enstitüleri’nin açılmasına kaynaklık etmiştir. Böylece ülkemizin siyasi ve toplumsal tarihinde yaşamsal önemi olan bir sürece girmiş olduğunu görüyoruz.

Bu yasalar gerçek aydınlanma devriminin temel yasalarıdır. Bu yasalar sayesinde Avrupa’nın 300-400 yılda yaptıklarını Atatürk 15 yıla sığdırmayı başardı.

Türk basınının kıdemlisi İlhan Selçuk’un sık sık yazılarında vurguladığı gibi: Padişahlığa karşı Cumhuriyetçilik, ümmetçiliğe karşı ulusçuluk, şeraite karşılık laiklik gerçekleşiyordu. Akıl inançtan, bilim dinden bağımsızlaşıyordu. Gerçekten, Batı’nın 300-400 yılda yaptıkları Rönesans, Reform ile kazandığı eğitim birikimlerini, Atatürk başlattığı eğitim seferberliği ile Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk 15 yılına sığdırmayı başardı. Bunlar eğitim tarihimizin unutulmaması gereken başyapıtlarıdır.

YAZARLAR

  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • BIST 100

    9698,89%0,56
  • DOLAR

    32,55% 0,03
  • EURO

    34,84% -0,06
  • GRAM ALTIN

    2431,37% 0,07
  • Ç. ALTIN

    4017,93% 0,00