Mehmet BABACAN, Eğitimci- Yazar ve Şair


DİYARBAKIR SURLARI


Sn. Erhan Asker’in  “ Görkemli Hatıralar ( Anılar olmalı) programını izlerken, Diyarbakır surları anılarımı depreştirdi.
Öğretmenliğe ilk atanışım sorunlu olmuştu. Yürü kulum dememişti. Geciken atanmam Siirt’e çıkmıştı. 30 Ağustos günü Siirt’e vardım. 31 Ağustos günü göreve başlamam gerekiyordu. Eylül maaşını almalıydım, çünkü param yoktu.
Ne var ki dosyalarım Siirt’e gönderildiği halde, atama listesine adım yazılmamıştı. O nedenle dosyalarım geri gönderilmiş.
Geri dönmekten başka çarem yoktu. Ama Mersin’e dönecek kadar da param yoktu. Son param Diyarbakır’a kadar götürebilirdi. Orada bir Dicle Köy Enstitüsü vardı.  Oraya ulaşabilirsem para bulabilirdım. Onlar benim yakınımdı.
İlk öğrenciliğim, Dicle Köy Enstitüsü’nden gelmiş bir sınıfta başlamıştı.
O yıllarda okullar arasında öğrenci değişimi yapılıyormuş. Birkaç yıl sonra kendi okullarına geri dönmüşlerdi. O arkadaşlarımdan birini bulabilirdim.
Ya da okuluma Düziçi Köy Enstitüsü’ne  telefon ettirebilirdim.
Geceyi Kurtalan Treninde geçirerek, son paracıklarımla Diyarbakır’a ulaştım. Dicle’ye  gidilebilecek yer ararken, surların önünde bir kalabalığa rastladım. Kürtçe konuşuyorlardı. Türkçe bilir umuduyla askerlik yapmış birine yaklaştım:
“ Türkçe biliyor musunuz?” dedim.
“ He gardaş, sen Türk müsen”  oldu yanıtı. Orası “ Amele Pazarı’ ymış.
Amele isteyen gelip buradan alırmış.
O sırada arkası römorklu bir traktör geldi. Çamurluğun üstünde fötr şapkalı, şişman bir adam vardı. Herkes motora doğru koştu. Adam sessizce parmağını kime uzatırsa o, can havliyle kendini römorka atıyordu. Bir ara ben gözüne ilişmişim. Çünkü kılık- kıyafetimle, gençliğimde diğer insanlara hiç benzemiyordum. Sözlerini anlamadığımı gören yanımdaki adam:
“ Sen nesin?” diyor, dedi.
“ Ben de aneleyim, çalışmak istiyorum”  deyince, beni de işaret etti. römorka doğru giderken yanına çağırdı ve karşı çamurluğa oturmamı işaret etti.
Hiç konuşmadan Dicle Nehrinin kenarına gittik. Karpuz tarlası varmış.
Yeni gelenlerle amele 20 kişi olmuştu.
Ben öğretmen olduğumu, tayinimde çıkan bir yanlışlık yüzünden geri döndüğumü, Mersin’e gideceğimi anlattım.  O da bana yapılan işi gösterdi:
“ Sen amele çavuşumsun” dedi ve çekip gitti. İki gün de gelmedi. Biz işi aksatmadan yürüttük. Çünkü ben köylü çocuğuydum. Köy Enstitüsünde yetişmiştim. Yani yabancısı olmadığım bir iş. Üçüncü gün geldi, baktı, beğendi.
Hiç ücret konuşmamıştık. Adamın iyi yürekli davranışları yüzünden biraz utanarak:
“ Abi, benim yol param çıktı mı acaba?” dedim.
“ Çıktı, çıktı fazlasıyla çıktı. Şu iki günlük arkadaşlarınla vedalaş, seni tren istasyonuna götüreyim.” dedi. Vedalaştım işçilerle. İstasyona götürdü beni.
Bana verdiği para bir aylık maaşımdan fazlaydı.
Atanmam gene Siirt olmuştu. Sonraki yıllarda bulamadım bu yüce insanı.
Sayın Kılıçdaroğlu kiminle helalleşir bilmem de ben Kadri Abiyle helalleşmeyi o kadar çok İsterdim ki...

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00