CENGİZ ARCAN


CENAZE


Dayımla birlikte sabah dokuzda yola çıktık ve saat 9,30 sıralarında Berlin Şehitlik Cami havlusunda olduk. Havluda on erkek ve yirmiye yakın bayan vardı. Topluluğa baş sağlığı dileyip bir kenara çekildik.

Dayım, başında “Kepir Tepe Köy Enstitüsü”  yazılı şapkası ve elinde bastonuyla dimdik ayakta duruyor. Tuvalet ihtiyacı olduğunu söyledi ama erkek tuvaletleri kapalı. Sağa sola baktım, seksen sekiz yasındaki dayımı oturtacak bir yer de bulamadım.  

Bu tarafı düzenleyemeyenlerin öbür taraf hakkında vaaz vermeleri ne garip! 

Bu arada dayım Ahmet Kaya Turan’ı tanıyan ADD üyesi Kazım Aydin yanımıza gelip  dayımla hal hatırlaştı. Aynı anda mevtanın oğlu da yanımıza geldi.

Rahmetli Halim Demirci ile üç yıl önce ADD de tanışmıştım. Trakyalı olduğumu öğrenince “Ah be kızan, ben sizin oralarda çok çalıştım.” demişti. Memleketteki öğretmenlik yıllarından sonra Berlin’de de öğretmenlik yapmış, kitap yazmış, beyefendiliğiyle çevresinden sevgi ve saygı gören ve esprili bir adamdı Halim ögretmen.

Halim Demirci öğretmen tabut içinde geldi. Bu arada Cami havlusu kalabalıklaştı.

Dayımla yıllarca birlikte çalışmışlar, sivil toplum örgütlerinde görev almışlar ve dayım aşırı solda iken Halim öğretmen ise daha ılımlı solcu olarak siyaset yapmış.

Emektar öğretmenin musalla taşında yatarken diğer öğretmen cemaatle birlikte saf tuttu. Hoca efendi üç sefer “Hakkinizi helal eder misiniz” diyerek sordu. Biz de “ederiz” dedik.

Hoca efendiler, cemaate dönüp “Bu mevtanın sizin üzerinizde nice hakları vardır, sakın unutmayın.” hiç demiyor ama bize, dört sefer tekbir getireceğimizi ve hangi duaları okuyacağımızı söyledi. 

Cenaze namazlarında her zaman olduğu ve gönlümden geldiği gibi dualarımı okudum. Halim öğretmenimize de “Bak, ben senin bu yolculuğunda seni yolcu etmeye geldim, sen de ben bu musalla taşına yattığım gün beni karşılamaya gel.” dedim.

Cenaze, memleketi Antakya’ya defnedilmek üzere Berlin havaalanına doğru yola çıkarken dayım “Öğretmen arkadaşları göremedim, burada gördüklerim Halim beyin hısım akrabası ve hemşerileri.” dedi ve devam etti “Bizim Trakyalılar hemşerici değildir, biz ölsek bize iki kişi bile gelmez.”

Dayımın sitemini ve iç burukluğunu çok iyi anladım.

Cami havlusu çıkışında rahmetli Halim beyin oğluna tekrar baş sağlığı dileyerek yolumuza koyulduk. Bu sırada bizi uzaktan gözlemleyen esrarengiz kişinin soluğunu hissettim.

Eve vardığımızda:

“Dayı gördün mü? Meslektaşın güzel ve sosyal bir insandı. Karşılığında hemşerileri ve akrabaları son yolculuğunda onu yalnız bırakmadılar ama meslektaşları ve siyaset arkadaşları pek yoktu. Neden? Acaba coronadan mı korktular?  Ya da bu bir vefasızlık göstergesi olabilir mi?

Yine de sen merak etme dayı, sen gitmeye kalktığında ben seni uğurlamaya gelirim. Eğer ki ben senden önce gidersem seni karşılamaya da gelirim. Söz, sen rahat ol...”

Her zaman söylemişimdir; en büyük öğreti ölümdedir. Ben bu yüzden mezarlıkları severim. Cenazelerde, öldü dediklerimizin son yolculuklarında bulunurum.

Ve merak ederim

Ölenler mi diriliyor

Diriler mi ölüyor.

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00