Ata Alp And


ATATÜRK VE MÜZİK-11


Şimdi vurgulamak istediğimiz konuya yazı dizimizin başlarında değinmiş olabiliriz…
Konu; Atatürk’ün, 1 Kasım 1934 yılında TBMM’de yaptığı konuşmada genç Türkiye Cumhuriyeti’nin önceliği olan konuya değinerek, müzik ve uygarlık konusunda bağ kurduğu o ünlü sözüdür: “Güzel sanatların tümünde, ulus gençliğinin ne denli ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Bu yapılmaktadır. Ancak, bunda en çabuk, en önde görülmesi gerekli olan Türk musikisidir. (Alkışlar) Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.” (Millet Meclisi Tutanak Dergisi D. IV, C.25,sa.3)
Sanat alkışlanıyor Meclis’te, müzik alkışlanıyor, yıl:1934…
Bunun özeti olarak da, bayraklaşan, yol gösteren, Atatürk’ün o ünlü sözünün gereği yapıldığı içindir ki hızla uygulama alanı buluyor.
Nedir o söz?..
”Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.”
Atatürk burda adeta bir toplumsal akıldan, ortak akıldan söz etmiştir. Bunu Türkiye Cumhuriyeti’nin temel bir altyapısı olarak görmüş ve bu altyapının yenilik ve değişiklikteki gücüne her zaman inanmıştır. Gücüne inandığı halkın savaş meydanlarında zafere erişmesine koşut, uygarlık ve kalkınma savaşında da başarıya erişileceğinden kuşku duymamıştır.
Ve nitekim de böyle olmuştur.
Ve bu nedenle de müzik sanatına özel bir önem veren, olağanüstü ilgi duyan Atatürk; diğer sanatların adeta bir lokomotifi olarak gördüğü müziği uygarlık, değişim ve yenileşmenin de simgesel bir etkeni olarak değerlendirmiştir. Sessel ve görsel yapısıyla edebiyat zemininde yükselen müziğin bizi geleceğe taşıyacak en önemli bir itici bir güç olduğunu saptamıştır.
Atatürk’ün tarihteki kurtaran ve kurucu olarak böylesine ağır sorumluluklarla yüklendiği uygarlık misyonu yalnız kendi tarihimizde değil dünya tarihinde de rastlanamayacak ve karşılaştırılamayacak ilklik ve teklik de taşımaktadır.
Yabancı ve Türk tarihinde saraylardan, şatolardan, konaklardan himaye gören, ağırlanan besteci ve sanatçılar Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet döneminde devletten, toplumdan, yasalardan destek ve himaye görürken, uygar ve çağcıl bir toplumun dinamikleri olarak öncü bir konum üstlenme onurunu da almışlardır.


--------- ANEKDOT(*) ---------
1
Kravga’da (Mut) birisi ölmüş, cenazesi kılınacaktır. Ama o sırada imam yoktur.
“Ben kıldırırım” der Topal Yahya. Saf tutar halk, Topal Yahya da öne geçer:
Evlerinin önü buturak
Bunda din iman gıtırak
Domuz olur yatarak!” der. (s.36)
*(Çıtlık/Sayı:50/Temmuz-Ağustos-Eylül 2019)
2
Yılanlı’da (Mut/Çağlayan Gedik Köyü yol ayrımı) oturan Çorçil Ali, Çağlayan Gedikli, Gırışık Muhammet’e:
-Yahu camiye gitmiyorsun, hiç olmazsa eline bir tespih al, Suphanallah, suphanallah çek durmadan” der.
Gırışık Muhammet kalır mı bunun altında.
Şöyle der o da.
-Şimdi ben sana durmadan ‘Çorçil Ali, Çorçil Ali desem, kızar mısın kızmaz mısın? Kızarsın elbette. Onu niye kızdırayım öyleyse?
(Çortak köyünden Mehmet Kılıç)
*(Çıtlık/Sayı:50/Temmuz-Ağustos-Eylül 2019)

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92