Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


AYDIN SAYILI

O dönemde Atatürk, lise ve yüksek okulları zaman zaman ziyaret edermiş.


1933 yılının sıcak bir haziran gününde de yanında dönemin Milli eğitim Bakanı Reşit Galip, Nuri Conker, Salih Bozok, Kılıç Ali ve Prof. Afet İnan başta olmak üzere yirmiye yakın kişiyle birlikte Ankara Atatürk Lisesi’ne gitmiş. Tarih-Coğrafya ve Yurt Bilgisi okul bitirme sınavına girmiş. Sınav sözlüymüş, Lise 1-2-3. sınıflarının ders konularının tamamını içerdiğinden oldukça zor ve geniş kapsamlıymış.

Doğruca sınav salonuna geçmiş. O sırada orada olan bir öğrenciye Volga ile Don ırmaklarının Sokullu Mehmet Paşa zamanında bir kanalla birleştirilmeleri konusunda sorular sormuş, ticaret yolu olarak su kanalları üzerinde etraflıca durmuş. Su mühendisi olmayı planlayan bu öğrenci, bu konu kendi ilgi alanında olduğu için başarıyla cevap vermiş. Daha sonra Atatürk, fikir sorularına geçerek ekonomik politikaya ilişkin ve bununla ilgili olarak Sovyet Rusya rejimi hakkında bazı sorular sormuş, aldığı cevaplardan çok memnun kalmış. Öğrenciyi ayrıca Eskiçağ, Yakın ve Orta Doğu, Orta Asya ve Orta Çağ Türk ve İslam, Osmanlı, Yeni ve Yakın Çağlar Avrupa tarihlerine ait konularla ve Kurtuluş Savaşımıza ait sorularla sınamış. Sınav, bir saat yirmi dakika sürmüş. Atatürk bu öğrencinin sınavından çok memnun kalmış ve Milli Eğitim Bakanı’na, bu öğrenci ile ilgilenin talimatı vermiş.

Reşit Galip Bey, onu makamında kabul ederek Atatürk’ün takdirini kazanmasından dolayı tebrik mektubu vermiş ve gelecekle ilgili ne yapmayı planladığını sormuş. Genç, su mühendisi olmak istediğini söyleyince daha geniş bir kültür tabanında bir alanı seçmesinin daha uygun olacağını söylemiş ve tarihçi olmasını önermiş. O genç annesiyle babasına danışmak istediğini belirtmiş.

Bu arada daha öncesinde konuyla ilgili Fransızca eğitim kitaplarını, A. Cuvillier’in lise son sınıfları ve üniversiteye hazırlık sınıfları için yazdığı Mantık ve Genel Felsefe İle Ahlak adlı kitabının mantık kısmındaki bilim tarihine ilişkin çok ilginç konuları, E. Voisin’in liseler için yazılmış üç ciltlik Cours De Physique adlı kitabının bölüm sonlarında verdiği tarihi metinleri de incelemiş olduğundan, bilim tarihini kendisi için çekici bir alan olarak düşünmekte çok güçlük çekmemiş.

O yıllarda bilim tarihi konusu önemli bir kıpırdanış içindeymiş. Harvard Üniversitesi’nde bilim tarihi alanı belirginlik kazanmakta ve bu çalışmaların odağını George Sarton adlı bir profesörün faaliyetleri oluşturmaktaymış. Bu faaliyetten Milli Eğitim Bakanlığı’nın, yeni kurulmuş olan Türk Tarih Kurumu’nun üyelerinin de haberi varmış. Bu konuyu ayrıca Türk Tarih Kurumu’nun kütüphanesinde, George Sarton’ın çıkarmaya başladığı Introduction To The History Of Science adlı kitabının yayınlanmış olan birinci cildini okuyarak gözden geçirmiş ve aynı zamanda ona bilim tarihini meslek seçtiği ve yarışma sınavını kazandığı takdirde Sarton’un yanında öğrenimini sürdüreceği söylenmiş.

İşte bütün bunlar onun bilim tarihini meslek olarak seçmesinin yolunu açmış. Herkesin hayatına yön veren Atatürk’ün, böylelikle sınavına girdiği bu öğrencinin hayatı üzerinde de etkisi büyük olmuş.

Ve bu genç, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurt dışına öğrenci göndermek için açtığı sınavı kazanarak Harvard Üniversitesi’ne Bilim Tarihi okumaya gitmiş. 1942’de Harvard’dan doktora derecesi almış. Bu, bilim tarihi alanında dünyada ilkmiş. Daha sonra, ülkeme yararlı olmalıyım, diyerek Türkiye’ye gelip bilim tarihi kürsüsünü kurmuş. Uluslararası Bilim Tarihi üyeliğine seçilmiş, Tübitak, Unesco gibi birçok kurum ve dünyanın çeşitli ülkelerinden ödüller almış. Binlerce Türk gencini yetiştirmiş. 1958’de Ordinaryüs Profesör unvanını almış. 5 Liralık banknotun üzerine fotoğrafı konmuş.

Ve şunları söylemiş:

“Bilim Tarihi konusu milli kültürümüzün zenginleşmesi açısından bizim için olağanüstü önemde bir konudur. Kültür dağarcığımızın böyle temel önemde bir kültür öğesi ile beslenip geliştirilmesinin Atatürk ilke ve düşünceleri ile tamamıyla uyumlu ve ahenkli olduğunda da hiç şüphe yoktur.

İnsanın en gerçek yol göstericisinin bilim olduğunu ve Türk Milleti’nin uygarlık ve ilerleme yolunda göstereceği büyük başarılarda kafasında ve elinde tuttuğu meşalenin müspet bilim olduğunu ve olması gerektiğini söyleyen Atatürk, eğitimimizin bilim zihniyeti için zafer yollarını açacak mahiyet ve doğrultularda vurgulanmasına büyük önem vermiş ve bu amaca ulaşılması için belirgin bir özen göstermiştir. Bu itibarla, son yıllarda felsefe gibi köklü bir disiplin yanında liselerimizin müfredat programlarında bilim tarihine de yer verilmeye başlanmış olmasının çok olumlu ve memnuniyet verici bir gelişme olarak kabul edilmesi gerektiğine bu vesile ile işaret etmeyi yararlı buluyorum.”e

Aydın Sayılı, o devirdeki eğitim hayatının kalitesinin, nasıl bir öğrenci olunması gerektiğinin, okumanın, çalışkanlığın, aklın, idealin, doğduğu topraklara bağlılığın sembolü olmuş, adını tarihe altın harflerle yazdırmış, Atatürk değerlerinin, Cumhuriyet kazanımlarının bizzat tanığı olmuş, onlarla yetişmiş nice insandan birisi. Tanıyın, örnek olsun, gurur duyun istedim.

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92