CENGİZ ARCAN


ÖZ’E ÖZLEM  


Partilerden ve particilerden bıktık; biraz da insanlıktan söz etsek diyorum.

Dünyanın ve insanoğlunun başında karabulutlar dolaşıyor. İnsanlıkla birlikte insanoğlunun sonunu getirecek olaylar yaşanıyor. Sanki dört bir yanımızdan çeşitli silahlarla kurşun yağmuruna tutulduk.

İnsanoğlunun aleyhine olanlar oluyor, fakat insanın aklına şu soru da geliyor.

Bu kötü gidişattan insanoğlunun suçu veya hatası yok mu?

Hristiyanların peygamberi İsa “düşünce gücüyle dağları devirebilirsiniz” demişti. Düşüncelerimiz başta kendimizi, yakın ve uzak çevremizi ve dünyayı etkiliyor.

Negatif düşüncelerin verdiği zararları bir bilebilseydik keşke.

 

Çocukluk yıllarımda insanlarımız fakirdi fakat mutluydu. Çalışkandı, ekmeğini taştan çıkarırdı.

O yıllarda ülke nüfusunun %80’ni köylerde oturur ve tarım ve hayvancılıkla geçinirdi.

İneklerin sağımı sabahın ilk işiydi. Peçkanın üzerinde pişen sütten istediğimiz kadar içerdik. Sütten peynir ve yoğurt yapılırdı. Dört gün sonra yoğurt ekşimeye başlayınca yayıkta ayran yapılır ve bu işlem sırasında tere yağ; ayran da ekşimeye başlayınca kaynatılıp süzülür ve ekşimik elde edilirdi. Coco cola içmezdik, her evin başlıca içeceği ayran hiç bitmezdi.

Şimdi köylerde kalan birkaç yaşlı, ayranı bakkaldan satın alıyor. Bardak ayran...

 

Herkesin üzüm bağları vardı. Üzümden hardaliye denilen çok güzel bir içecek yapılırdı. Çok güzel şarap yapanlar da oluyordu. Bir amcanın kocaman şarap küpleri vardı. Köyün imamı bile kimseye çaktırmadan bu amcadan şarap istermiş. Amca yılmış bu imamdan. Eeee, imamların ver eli yoktur ve birazda yüzsüz olurlar.

 

Çiftçilik ise şimdiki gibi traktör ve modern tarım makineleriyle değil, öküzlerle yapılırdı. Herkes anca kışlık ihtiyacı kadar buğday, arpa, mısır, ayçiçeği, pancar ve susam ekerdi.

Öküzlerin çektiği pulluklarla sürülüp ekime hazır hale gelen tarlanın başında boynuna tohum torbasını asan adam besmele çekip duasını okurdu. Sonra torbadan tohumu sağ avucuyla alıp, sağ kolunu götürebildiği kadar arkaya götürür ve sol tarafa doğru sağ eliyle bir yay çizerken avucundaki tohumu toprak ananın kucağına bırakırdı/saçardı. Ve şöyle derdi:

“KURDA, KUŞA, BANA DA.”

Şimdi ekebilenler, GDO’lu tohumlarını kimyasal gübrelerle zehirlenmiş tarlalarına ekerken NE DİYORLAR ACABA?

Çocukluk yıllarımda kimse kimseyi etnik kimlikleri, partileri, dinleri ve mezheplerinden dolayı dışlamazdı.

Paylaşım kültürü her şeye hakimdi,

Ayrımcılık yoktu...

Ya şimdi?

Kim ekti bu GDO’lu ayrımcılık  tohumlarını/insanları?

Hiç bana dış güçler demeyin!

Aynaya bakıp kendinizdeki yanlışları arayın.

Siz özünüze dönmezseniz, dünya da özüne dönmez ve şeytanın oyun alanı olur. Ah bir de şu soru var. Şeytan kim? Sakın siz şeytan olmayasınız?

 

İnsan olmanın özü

KURDA, KUŞA, BANA DA...

 

Kalın sağlıcakla

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22