Tarih gerçekten her zaman anlatana ve ülkeye göre değişir bazen hatta çoğu zaman her ülke tarihi kendine göre çekebilir de. Peki Atatürk soyadını almadan onu sevmiş ve ona aşık olmuş Fikriye Hanım'ın gerçek yaşam öyküsü artık cidden ilgimi çekmektedir.
Kendini öldürecek sürece kendisini sokan gerçekler yani intihar nedeni Mustafa Kemal'e duyduğu aşk mıydı gerçekte? Fikriye Hanım gerçekten depresif bir ruh hali içinde miydi o aşkı yüzünden? Fikriye Hanım Mustafa Kemal’i olduğu gibi kabul edip gerçekten sevmiş miydi? Bir “saplantı" mıydı? Platonik bir aşk mıydı? Atatürk hiç Fikriye Hanım'a duygularını yani hislerini Mustafa Kemalken ya da Atatürk soyadını aldıktan sonra açıklamış mıydı?
Aklımda dünyanın en “deli" avukatı olarak bu “deli" sorular...
Önemli olan Atatürk'ü değil Mustafa Kemal'i sevebilmek değil midir? Sadece fotoğraflar veya resimler koyarak ve saygı duruşunda vs. bulunarak Atatürkümüze sevgimizi göstermemiz yeterli olabilir mi?
Bizler biz Atatürk diye sayıklayan nicelerimiz biz Fikriye Hanım gibi sevebilir miyiz kendisini?
Mustafa Kemal ve Fikriye'yi anıyor ve sevgiyle o aşka saygımı sunuyorum..
