CÜBBELİ USULÜ SATIŞLA
CENNETTE KAPI GARANTİ
Diyebilirim ki, 11 günün 10 gününde manastır, katedral, kilise, şapel gördük. Çok şükür ki, biri Moskova´da, diğeri uzaktan da olsa St. Petersburg´da iki cami görebildik.
Orta Çağda, Hristiyan Dünyası papazların, kardinallerin çok yüksek egemenlikleri ve zenginlikleriyle anlatılır. Avrupa´da kiliselerin eşek yükü para karşılığında Cennetten tapu verdiklerini okumuştuk. Benzer bir işlemi de, Goritsi isimli kentin, etrafı kaleyi andıran duvarlarla çevrili kasaba büyüklüğündeki manastırında öğrendik.
Sizi isim ve tarihlerle boğmayacağımı söylemiştim. Sözümde duruyorum. Ancak burası da beş-altı yüz yıl evvel müthiş zengin olmuş. Çoook varlıklılar, Cennete gidebilmek için bu manastırda mezar yeri almışlar. Mezar, mezar değil, Cennetin kapısı diye kabul ettirilmiş. Yani, bastır parayı, bul huriyi? Malum, bizde de Cübbeli bir hayırsever insanlarımıza kabir azabından kurtulabilmeleri için müritlerine mübarek şeyleri para karşılığı hediye ediyordu.
Fotoğraflara daha çok yer verebilmek için yazıyı burada kesiyorum.
SONRAKİ YAZI: GIPTA ETMEKTEN, BEYİN
FITIĞI İLLETİNE DÜŞTÜM
KALE BELLEDİK, MANASTIRMIŞ: Goritsi Kentinin ünü hormonlu Manastır da hormonluymuş. Bir tarafı göl, üç tarafı kale duvarıyla çevrili kocaman kasaba gibi.
BÜYÜK KAPIDAN GİRERKEN: Daha ilk adımlarda karşınıza kilise çıkıyor. Tek değil, sayamadım; çok kilise var bu manastırda.
CENNET KAPILARI BURADA MI: Duyduk, dinledik, öğrendik ki, bu manastırın patronları, manastır toprağına gömülene Cennet garanti? demişler ve çok zenginlere mezar yeri satmışlar. Allah bilir, o kapıların pek çoğu bu yeşil alandadır
YASAK FOTOĞRAFLAR: Tabloların, ikonların, kutsal bazı objelerin bulunduğu salon içinde salon bir mekana girerken fotoğraf çekmek paraya tabi dediler. Çok gıcık bir uygulama. Mecburen, bunun gibi kaçak çekimler yaptım.
TURİST KAYNIYOR: Manastırdaki sayısız kiliselerden biri daha. Dikkat edilirse, önü turist kaynıyor. Hayır, biz hiç olmazsa dört kitabı hak bilriz. Kitap bilmez Japonlar, Çinler ne diye buraları hayranlıkla gezerler, anlamak güç.
YORGUNLUK ALAMETİ: Kasaba gibi, gez gez bitmeyen manastırda mabetler, yatakhaneler, çilehaneler dışında bir şey göremedik. Ayaklarımıza kara sular indiği, Yıldız Durak ve Gülserin Çelmeoğlu´nun yüzünden anlaşılıyor.
BİZ NEREYİ GEZMİŞİZ: Saatler sonra yorgun-argın kendimizi dışarı atınca, önümüze manastırı anlatan panolar çıktı. Biz nereyi gezdik diye merakla yaklaştık ama herkes merak ediyor olmalı ki, bize inceleme fırsatı gelmedi.