Sosyal medyadan takip ettiğim, kasetlerin ve pazarlıkların gırla gittiği siyaset alanından midem bulanarak doktora gittim. Berlin’deki doktoruma derdimi söyleyip derman aradım.
Doktor bana ‘’evinden çıkınca şehir içine değil de kırlara ormana git, temiz havada dolaş’’ diyerek basit bir ilaç yazdı.
Biliyorsunuz, dünya siyasetini düzenleyen görünmeyen birileri var. Bu karanlık adamlar sistemi ve kadroları kurar, senaryoyu yazar ve tahtlarına kurulup oynayanları seyrederler. Siyaset adamlarından başka biz seçmenlere bile demokrasi tiyatrosu oynatır bunlar. Biz de kendimizi oy kullandığımız için bayağı bir demokrat zannederiz.
Bu adamların derdi ne acaba?
Dünya yönetimini ellerinde tutmak ve dünyada yaşayanları sömürmek için,
- Silah sanayi
- Gıda sanayi
- Uyuşturucu sanayi
- İlaç sanayi
alanına istemedikleri birilerinin girip işlerini bozmasını istemezler. Bu alana bir gedik bulup gireni bir yolunu bulup hemen kafeslerler; kafesleyemediklerini ise öldürtürler. Örneğin: ABD tarihinde kaç Başkan öldürüldü? Neden öldürüldü?
Neyse, bunları hepiniz biliyorsunuz, medya yazıp çiziyor, kitaplar dolusu bilgi var bu konularda!
Ben her zaman iki grup insanı, siyaset ve din adamlarını sevmediğimi söylemiş ve yazmıştım. (Sakın din adamları bana kâfir diyerek bana din öğretmeye kalkmasınlar) Bu iki grup insan, Anayasa’dan, Kur’an’dan, Tevrat’tan, İncil’den konuşmazlar; bunlar dünyanın her köşe bucağında egemenlerin ağzıyla konuşurlar.
Biz dönelim yine benim mide bulantısına!
Doktordan reçeteyi aldım ya! İlk gördüğüm eczanenin kapısına dayandım. Avrupa’da da Türkiye’deki gibi Eczaneler adım başı! Peynir ekmek gibi, leblebi gibi ilaç satıyorlar. Zamanımızın en bereketli işi bu olsa gerek!
Eczanedeki sıra kuyruğu kaldırıma taşmış, önümde en az otuz kişi var. Kuyrukta her yaştan insan; yaşlılardan başka gençlerin de yoğunlukta oluşu dikkat çekici!
Yavaş yavaş sıra ilerleyince eczanenin içine girdim. İçeride aynı anda sekiz kişi çalışıp hastaların ilaçlarını hazırlıyorlar. En azından bir o kadar kişide arka taraftaki bölümden ön taraftaki çalışanlar arasında gidip geliyor ve bir şeyler taşıyorlar. Bir eczanede yirmiye yakın kişihummalı bir çalışma içindeler, ben de şaşkınlık içindeyim; mübarek yer eczane değil de sanki fabrika! Herkes ilaçkolik olmuş gibi!
Nasıl bir sistem bu, nasıl bir kapan kurulmuş farkında bile değiliz! Bize şifa sattığını söyleyenler bizi hasta edip paramızı alarak beş parasız mezara gönderecekler. ‘’Nasılsa mezarda size para lazım olmaz’’ diyorlar gibi sesler geliyor kulağıma.
Bence dünya egemenleri doğru düşünüyor. İnsanlara bir şey lazım değil artık, insanlık bile gerekmiyor ki insanlıktan çıkıyoruz yavaş yavaş!
Biz ‘’Senin parti benim parti, senin takım benim takım, senin cemaat benim cemaat, senin etnik köken benim etnik köken’’ diyerek yiyelim birbirimizi! Elin oğlu da ‘’alın size uyuşturucu ve silah, öldürün birbirinizi’’ diyor.
Bunca kargaşadan sağ kalanlar mı oldu?
‘’Alın size de GDO’lu gıda, yiyin ve hastalanıp bize gelin!Bizim ilaç sanayimiz var. Paralarınızı almadan ölmenize müsaade edemeyiz(!)’’ diyorlar.
Bu sistemin gerisi hüsran!
‘’Koca Karı’’ ilaçlarına dönmekten gerisi yalan!
Doğamıza, toprağa dönmekten başka yoktur derman!
O mu seçilecek bu mu seçilecek?
Kim seçilirse seçilsin efendim!
Çobanın dediği gibi: Biz yine elimizde sopa, davarları önümüze katıp dağ bayır dolaşacağız.
Allah bu devlete ve Türk milletine zeval vermesin!
Tanrı dünya insanlığını vampirlerden korusun!
Tabii ki kölelikten vazgeçip millet olmak isteyen varsa!
Tanrım, Senden başka Efendimiz yoktur bizim
Kendini efendi zannedenlere isyanımız vardır bizim
CngzArcn
11 Mayıs 2023
