Celal Güzelses ile Dolmabahçe Sarayı’nda tanıştıklarını, böyle bir sesi bugüne kadar dinlemediğini, hatta kendisine bizzat, “İstanbul’da kal, hepimiz sana yardımcı oluruz. Şöhretin Türkiye’ye yayılır, burada çok para kazanırsın” dediğini, fakat Celal Bey’in Diyarbakır’sız yaşayamayacağını ve içkili gazinolarda sahneye çıkamayacağını belirten o dönemin en ünlü seslerinden olan Safiye Ayla, yine Celal Güzelses için: ”Büyük bir gırtlak. Ben böyle bir ses duymadım” demiş. Safiye Ayla, sanatçı arkadaşı Yaşar Özel ile birlikte 1979 yılında, Celal Güzelses’in İzmir’de yaşayan oğlu Erdem Güzelses’i ziyaret ettiğinde de o günleri anmışlar. Madem, yurdumuzun sanat ve kültür temellerine inerek Atatürk ve müzik konusuna girdik, Celal Güzelses konusunun sonunu da getirmeliyiz…
Sırada bir Celal Güzelses röportajı da var.
Celal Güzelses ile ilgili olarak atlanmaması gereken bir şey de insanı hayretler içinde bırakan, belki de hiçbir ses sanatçısının başaramayacağı ve de özellikle o döneme göre bir rekor sayılabilecek türden, Celal Güzelses’in İstanbul’a ilk gidişinde 18 plak doldurmasıdır. Sanatçıyı buna iten nedenlerden biri de bir röportajda gizlidir. İzzet Yıldız’ın, 1953 yılının Temmuz ayında, Celal Güzelses ile yaptığı röportaj Diyarbakır’da çıkan “Sesleniş” gazetesinde yayınlanmış.
Ve bir ön not:
“Biz Diyarbakırlılar Veteriner Mahmut Karındaş’a teşekkür etmeliyiz. O plak doldurmasaydı belki Celal Güzelses de bilinmeyecekti. Diyarbakır’ın günümüze kadar gelen şarkı, türkü, uzun hava, gazel, mayaları bilinmeyecek, bugünlere kadar gelmeyecek unutulup kaybolup gidecekti.
Peki bakalım; “…Diyarbakır’ın ilim, felsefe, ahlak ve dinde nasıl ki bir mümtaziyeti varsa ve dünya çapında Ziya Gökalp, Süleyman Nazifler yetiştirmek bahtiyarlığına nail eolmuşsa hiç şüphesiz ki musikide de layık olduğu mevkii bulmuştur…” diyen Celal Güzelses neden plak doldurmak istemiş…
“…Beni plak doldurmağa sevk eden âmil bundan 29 sene evvel başlar. Belediyeye karşı bahçeli kahvede, Veteriner Yüzbaşı Mahmut Karındaş’ın seyyar satıcıların hâl ve hareketleri ile beraber, şivelerindeki hususiyeti belirten, daha doğrusu karikatürize eden; (Vurur sonra sakın der; Ahmet kahve getir) bu ve daha buna yakın birçok mevzulardan ibaret olan tenkitleri; yine bu mevzulara yakın musikiye mevval sesindeki o istihza dolu sözleriyle doldurmuş olduğu plâkları ister istemez beniböyle bir teşebbüse sevk etti…//Yalnız şunu da itiraf ve ilave edeyim ki, Mahmut Karındaş bilerek veya bilmeyerek Diyarbakırlılara iyilik yapmıştır.”
Aramızdan ayrıldığında 66 plağı bulunan Celal Güzelses’ten; “Ağlama Yâr”, “Bülbülün Kanadı Sarı”, “Dağlar Dağımdır Benim”, “Esmerin Ağı Gerek”, “Mardinkapı Şen Olur”, “Nare Esvap Yıkıyor” ve “Vallahi O Yârdır” gibi türkülerinde aralarında 46 türkü derlenmiş.
