Dört karın var, otuz iki de çocuğun
Komşu köyde savaş çıktı, kaçıp geldi akrabaların.
“Tanrı misafiridir” deyip evine aldın
Besleyecek aş yok, yatıracak döşeğin.
Emir gelmiş sana, bilmiyorum nereden
“Katillerin eline geri vermem” dedin
Fakir fukaranın gırtlağından kesip verdin
Bunları besleyip doyurdun, neden?
Gelenler de senin gibi;
Çok çocuklu, çok karılı
Dizilmişler sofranın etrafına yanı sıralı
Bulgur tepsisine erişebilen en şanslısı.
Sinsice planlar yapıyorlar gündüzleri
Bunca kalabalıkta, nasıl uyunur geceleri.
Yatmışsın sırt sırta, balık istifi gibi
Diyorsun önüm arkam sobe, gözlerin kapalı.
Bu misafirliğin tadı tuzu kaçtı
Ev halkı homurdanmaya başladı.
Baş tacı ettik, bölüştük rızkımızı
Biz teşekkür bekler iken, misafirin şehveti taştı.
Ocağımız sönecek göz göre göre
Kalmadı güven ne de elde töre.
Olmaz olsun böyle misafir düşman başında bile
Sen halâ diyorsun vermem onları katillere.
Köyünü koruyan kalmış köyünde
Yaşlısı genci savaşır kan ter içinde
Şerefsizi de kaçmış gelmiş senin köyüne
Bunların hangisi katil, şimdi sen söyle.
Bu haydut sürüsüyle aynı evin içinde
Saçını örterek bir parça bez ile
Koruduğunu sanıyorsun kadınlarını
Peki nasıl koruyacaksın erkek çocuklarını?
Yüksek sesle, bunu da sen söyle.
Eve doldurdun itini Arap’ın
Kopuğunu getirdin Afgan’ın
Yeter artık, bıktırdın usandırdın
İsyan ediyor delisi de akıllısı da köyün.
Topla paranı pulunu, kaç git buradan
Çölde reis mi olacaksın, ne olacaksan.
Vicdanın kurumuş, çok analar ağlattın
Süt çıkmaz artık sana bu topraklardan.
Bu köyün mahremiyeti yok mu
Her gelene hane kapısı açılır mı?
Her gönlün bir sahibi var
Emanete ihanet edilir mi?
Kırdığın cevizler bini aştı, haddini aştın
Köyüne, köylüne adam gibi sahip çıkacaksın
Ya da palelerinı toplayıp gideceksin,
Karaköy kapısı önünde beyaz peynir satacaksın...
Olmaz olsun böyle köy, böyle muhtar
Nereden geldi, olur mu böyle misafir.
Hayvan olsa ahıra bağlasan
Hepsini satılık etsen
Alıcısı yok, üste para versen.
Misafirlik ve misafirperverlik değil bu yapılan
Bu işin sonunda akacak gözyaşı ve kan
“Tanrım ne suçumuz vardı” hiç demeyin
Hasat olur mu ekim olmadan; söz dinleyin.
Vay benim köylü kardeşlerim vay!
Nasıl çıkar bu kazık içimizden.
Sesler geliyor mezarlıktan, atalarımızdan
Hele bir dinle küfürleri torunlarından.
Ne ektiysen onu biçeceksin
Bu duygusuzluğun, duyarsızlığın arkasından.
İş işten geçecek, çok pişman olacaksın
Cumhuriyete ve Atatürk’e ettiğin küfürlerden...
Cengiz Arcan
23 Temmuz 21