ZİNCİR ÖYKÜLER: AYŞEGÜL DAYLAN
DÜŞÜNCE - SANAT VE TOPLUM 9.06.2022 14:59:00 20810 0

ZİNCİR ÖYKÜLER: AYŞEGÜL DAYLAN

OĞLUMA AĞIT

Kucağımda, ona bakıyorum. Gözleri yerinde yok, sol kulağı kopmuş, yüzünde mavi, mor, yeşil karartılar. Kan kurumuş yüzünü öpüyorum, kokluyorum. Acı kokuyor, ellerini tutuyorum demir gibi soğuk. Kayıverdi birden ellerimden, avuçların açıldı gökyüzüne. Ah oğul ah! Dişlerin dökülmüş, dudaklarında benim söyleyeceğim ağıtlar. Ellerini gökyüzünden alıp,  tortop ediyorum. Seni bir daha benden almasınlar diye. İçime saklıyorum. Başlıyorum sallanmaya. Gözlerimden akan acı damlalar, dilimde, “ Kırmızı gül demet demet… Sevda değil bu alamet… Balam nenni, yavrum nenni…”

AÇLIĞIN GÖZYAŞI

Simitçi arabası duruyor Kızılay’da, gökdelenin dibinde. Simitler belli ki yeni çıkmış fırından. Buğulanmış camdan gözüküyor. Sıra, sıra dizilmiş simitlere bakıyor küçük çocuk. Soğuktan yanakları, elleri kızarmış. Onun karnı aç. Gözleri nemli, tıpkı simit arabasının camları gibi. Burnu akıyor, koluna sildi. Simitçi amca bir simit uzattı. Küçüğün gözlerinde bir umut açtı.

KÜÇÜK SİMİTÇİ

Okullar yaz tatiline girdi. Üç ay boyunca küçük simitçimizin sesini duyacağız. Simitçii, taze simittt. Sabah simidi. Ankara simidi. Sabahın sessizliğini bozuyor incecik çocuk sesi. Taze simitlerim var çıtır çıtır simitt!

KOKUNUN ACISI

Yeni çıkmış bir kitap arıyordu raflarda. Aradığı, gözüne ilişti. Heyecanla elini uzattı. Aldı raftan, arkasını okudu. İçine bakmak istedi,  şöyle bir havalandırdı sayfalarını. Kağıdın acı kokusunu içinde hissetti.

SİMİTİN ŞARKISI

Çıtır, çıtır taze simit!  Balkonda, sabahın sessizliğinde oturuyorum. Çıtır çıtır kulağımda. Burnumda simidin kokusu. Çıtır çıtır taze simit. Hey simitçi, bekle sepet sallayayım, iki simit ver! Çıtır çıtır taze simit. Çekerken sepeti yukarıya, burnumda yanık susam kokusu,  kulağımda çıtır çıtır taze simit.

SOĞUK MAVİ

Göle bakıyorum. Geceden yağan kar, sabah güneşiyle soğuk mavi. Kuşlar uçmuyor ayazda, kar taneleri dans ediyor havada. Ağaçlar kucaklamış karları, yarenlik ediyor.

Yeşilbaşlı ördek sessiz, sakin, yalnız,  daireler çıkararak yüzüyor. Tüm karanlıkları temizlemiş kar. Şimdi mavi neşeleniyor yavaş yavaş. Güneş parlıyor yakmadan dünyayı. Kış mevsiminin sıcağı ne kadar olur ki. Isıtmıyor içimi.

Otelin penceresinden göle bakmaya devam ediyorum. Senin buz gibi kaskatı olmuş vücudun geliyor gözlerimin önüne. O gün de hava çok soğuktu, kar çok yağmıştı. Mavi koyu maviydi. Soğukla birlikte yapışıyordu acı ve mavi, içime, tıpkı bugün gibi.

Ölümünü artık kabullenmem gerekiyor. Ben de bunun için geldim, cesedini bulduğumuz bu göle. Dün gece rüyama gelirsin diye düşünmüştüm, gelmedin. Belki haberin olmamıştır geldiğimden.  Birazdan şarkımızı çalacağım iki fincan kahve yapıp seni bekleyeceğim.

Kahveler hazır,  camın önünde iki küçük koltuk var, biri senin, biri benim. Şimdi odaya “Telli telli telli şu telli Turna” süzüldü.  Kahvemi içerken, gözüm tekrar takıldı maviye.  Canlanan gölün mavisinden çıkıp gelecekmişsin gibi bir hisse kapılıyorum. Soğuk ve koyu mavi gitti, mavinin en güzeli geldi şimdi. Biliyorum, yoksun. Elim, karşımda duran, senin fincanına gidiyor. Sen içiyormuşsun gibi içiyorum. Şarkı bitti. “Bak işte yaklaşıyor fırtına… Bak yine yükseliyor dalgalar…” Sevdiğimiz şarkıları sırayla dinlerken gölün üstünden bir turna sürüsü geçti. Sen geldin sandım. Kahvelerimiz de bitti. Gözüm,  gökle göl arasında seyre dalıyor. Mavi gözlerini arar gibiyim. Biliyor musun?  Sen gittiğinden beri hiç içimi açan mavilere bakmadım. Şimdi de bakamıyorum. Sen bir bana baksan maviş maviş. Söz veriyorum sana bundan sonra tüm mavilere bakacağım.

Turna sürü geldi geçti bir telaş içinde. Bir turna kaldı gerilerde. O da gölün üstünden bana doğru uçuyor. Göz göze geldik. Geçerken,  mavi gözlerini bıraktı. Haberin olsun, kalbimin en güzel yerine yerleştirdim, bana verdiğin en güzel maviyi.

CAN ÇEKİLMESİ

Yüzüne baktım, cildinin suyu çekilmişti.  O kadar çok çizgi vardı ki, susuz, sessiz çölün kum tepeleri gibiydi yüzün, yaşlılık lekelerin. Gözlerinin içinde gezindim. Neşesi, sevinci, bana olan sevgisi de çekilmiş gibiydi. Sürdüğün bordo renkli ruj, çizgilerle yer yer yol bulmuş dudak kenarlarında. Beyaz, siyah kıllar çıkmış çenende, yapraksız ama dik duran ağaçlar gibi vakur he biri. Saçlarına baktım, gür, kıvırcık saçların bir pamuk tarlası...

Kulağında, her zaman taktığın elmas küpelerin. Kulak memelerin küpenin ağırlığını yıllarca taşımaktan aşağıya doğru çekilmiş. Tekerlekli sandalyende küçük çocuk gibi yemeğini yedirmemi bekliyorsun. Belki yemeğini yemeyip, oyun oynayacaksın, benim çocukken sana yaptığım gibi. İçimden geçirdim, yaşlanmak ne kadar çekilmez bir durum. O da aklından bir şeyler geçiriyor, hissediyorum. Ağzından dökülüyor cümleler: “Hiç hoşnut değilim, güzel kızım. Bu canım ne zaman çekilir dersin bedenden?”

27.5.2022


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

faça okurun huzuruna çıkmaya hazırlanıyor      

ÖYKÜLER: Kafiye Müftüoğlu

ÖYKÜLER: Gülşen Öncül

Öykü: BAŞAR UYMAZ TEZEL

ÖYKÜLER: Sema Canbakan

ÖYKÜ: Nazire K. Gürsel

ÖYKÜ: Başak Savaş

ZİNCİR ÖYKÜLER: GÜLSER KUT ARAT

ŞİİR: SEMA GÜLER

ZİNCİR ÖYKÜLER: TUBA ÖZKUR AKSU

ZİNCİR ÖYKÜLER: AYŞEGÜL DAYLAN

ZİNCİR ÖYKÜLER: ADALET TEMÜRTÜRKAN

ÖYKÜ: İLKNUR GÜNEYLİOĞLU ŞENGÜLER

ÖYKÜ: Neriman Ağaoğlu

ŞİİR:  Yonca YAŞAR

ÖYKÜ: İlkay Noylan

ÖYKÜ: Güngör Ağrıdağ Mungan

SÖYLEŞİ: Nefise Abalı

Öykü: İlknur Güneylioğlu Şengüler

SÖYLEŞİ: AYŞEGÜL DİNÇER

Söyleşi: Ebru Yavuz

  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı