Cumhurbaşkanımız bir iki gün önce bir basın toplantısı yaptı. İzlediğim tv kanalı, haberi, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bakanlar Kurulu toplantısının hemen arkasından bazı önemli açıklamalar yapacak” biçiminde verdi. Haberin alt yazıyla verilen açıklamalarında ise Okulların Açılması ve Salgın ile ilgili olarak yeni önlemlerin neler olacağına dair açıklamalar da olacağı yer almıştı.
Başlıklarına bakıldığında hayatımızı birinci dereceden ilgilendiren konular olması nedeniyle ilgiyle beklemeye başladık. Bir süre diğer kanallarda zap yaptıktan sonra canlı yayın yapan kanala geldik dikkatle izlemeye başladık. Buna hepimiz zorunluyuz! Nedeni şu; belki halâ bilmeyenler için söylüyorum: Tayyip Bey’in söylediği herşey hayatımızı doğrudan ilgilendiren şeyler de olabiliyor. Örneğin “bundan sonra araç muayen ücretleri 50.- tl. olacak” dese; demez ya, o saat söz konusu ücretler düşürülür! Değil mi?
İş bu nedenle dinliyor ve izliyorum.
Peki son basın toplantısında tuhaflıklar nelerdi? Önce alt başlıklar olarak verilen konulara yani hayatımızı doğrudan ilgilendiren Salgın konusuna değinilmedi. İlk tuhaflık buydu. Peki neden o açıklamalar yapıldı merak ettim! Ne yalan söyleyeyim biraz da kuşkulandım: Acaba reyting endişesi mi var? Olur ya; izlenme ve dinlenme oranları yükseltilsin istenebilir.
Bir başka ve bence en önemli tuhaflık ise basın toplantısı canlı verilirken Sayın Cumhurbaşkanımızı alenen yalanlayan bilgilerin de aynı ekranda veriliyor olmasıydı. Hemen, Olur mu canım? Demeyin.
Biliyorum sizler de izlemişsinizdir anımsayalım lütfen toplantı başladığı zaman ekranın sağ alt köşesinde sürekli olarak geçen kurlar, borsa endeksi, petrol ve altın fiyatlarını anımsayın. Not etmemiş olabilirsiniz ama benim aklımda: Dolar 7.30 TL üstünü zorluyor Euro 8.70 TL kıyılarında gram altın 470.- lere çeyrek altın ise 850.- lerde! Borsa enteksinden üç sıfırmı attılar nedir tuhaf dört haneli bir rakam.
Cumhurbaşkanımızın konuşmasında değindiği ve vurguladığı konuların tümünü ele aldığımızda yapılan işlerin ve gösterilen başarıların yukarda sıraladığım rakamlara yansıması anında görülmeliydi. Örneğin “Türkiye ekonomisi satın alma gücü paritesine göre dünyada 2002 yılında 17. sırada iken 13. sıraya yükseldi. Böylece ülkemizi kişi başına gelirde dünya sıralamasında üst orta gelir grubuna yükselttik." dedi Sayın Cumhurbaşkanı, gözüm ekranın sağ altında geçen rakamlarda: bir kıpırtı yok!
Otomobil satış rakamlarını karşılaştırmalı olarak anlattı “daha dün, yani 2002 yılında, 91 bin olan satışlar geçtiğimiz yıl 387 bin olarak gerçekleşmiş. Bu halkımızın refah seviyesindeki artışın göstergesidir” dedi. ekranın sağ alt köşesinde euro rakamları olduğu yerde duruyor!
İstihdamın 19,6 milyondan 28 milyon 80 bine çıktığını, borsa endeksinin 110'dan 1000'in üzerine ulaştığını anlatan Erdoğan, "Göreve geldiğimizde öyleydi. Turizmde 13,2 milyon turistten geçtiğimiz yıl 52 milyon turist rakamını gördük. Şimdi tabii koronavirüs sebebiyle maalesef bir sıkıntının içerisindeyiz ama toparlanmaya başladık” diyerek sürdürdü konuşmasını.
Yani işsizlik neredeyse yok düzeyinde.
Merkez Bankası döviz rezervinin 28 milyar dolardan 90 milyar doların üzerine çıktığını belirten Sayın Cumhurbaşkanımız, bir ara bu rakamın 135 milyar dolara kadar yükseldiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanımızın tüm konuşmasını sonuna kadar dinledim ve izledim. Sonra o günden beri gözlerim aynı tv kanalının yayınında ekranın sağ alt köşesinde geçen rakamlarda…
anlatılanları ekonomik verilere ve kriterlere vurduğumuzda sonuç itibariyle doların 3.5 - 4.- tl. euronun ise 5.- veya 6.- tl dolaylarında olması gerekirdi. İsterseniz bir de siz hesaplayın.
O zaman birileri bazı şeyleri yanlış anlatıyor…
Aklınızla dalga geçildiğine dair bir kuşku duyuyorsunuz değil mi?
