Ahmet DUMAN


Neredeyse Koronayı Yendik! (2)

İlk virüslü hastayı kim içeriye aldı?


                                                                                                              

Dünya, buna benzer bir küresel felaketi birkaç kez daha yaşadı. Bu felaketlerin en büyüklerinden biri de 1. Dünya Savaşıydı. Milyonlarca insanın cephelerde ölmesi insani açıdan, kaynakların yalnız savaşa yönelik kullanılması nedeniyle maddi bakımdan büyük bir yıkıma neden olmuştu. Savaş sona erdiğinde hiç kimsenin bu savaşın galibi olmadığı anlaşılmıştı. Herkes yoksullaşmış ve kaynaklarını tüketmişti. Uluslar arası anlaşmalar işbirlikleri ve benzeri önlemlerle kısa sayılacak bir zaman diliminde bazı ülkeler toparlanmış bazı ülkelerin sistemleri değişmiş bazı devletler ise tarihe karışmıştı.

2020 yılı bu korona virüs felaketiyle başladı. Yaşadığımız şu ana kadar da felaket tüm dehşetiyle sürüyor. Bu günlerde “Normalleşmeye” dönüş hazırlıkları başladı.

Bu “normal” bildiğimiz alıştığımız bir “normal” değil! Buna “Yeni Normal” diyenler var. Bizim sağlık bakanlığı bu döneme “kontrollü sosyal yaşam” diyor. Belli ki buradaki “kontrol “ hem bireysel hem de kamusal bir kontrolü içeriyor; kısaca söylemek gerekirse alışılmışın dışında bir yaşam insanlığı bekliyor… 

Buraya kadar “el ile gelen düğün bayram” havası içinde günlük olarak yayınlanan sağlık bakanlığı verilerine, sonra İtalya’nın, İspanya’nın, Almanya’nın hele hele şu gariban abd’nin perişan durumlarına bakıp halimize şükrediyoruz…

Aklımıza hiç şu soru geliyor mu? Yahu bu işe biz nasıl bulaştık?

Şimdilerde kullanılan bir Filyasyon kelimesi var bu kelimenin anlamını bilmiyorum ama ne işe yaradığını biliyorum. Filyasyon, bu tür salgın hastalıklar döneminde kullanılan bir araştırma soruşturma yöntemi. Önce hastalık kuşkusuyla sağlık kuruluşuna başvuran hastanın gerçekten salgına yakalanıp yakalanmadığına bakılıyor, eğer salgına yakalanmışsa bir çalışma başlatılıyor. Bu çalışma hastadan geriye doğru en yakınında olanlar, onların yakınında olmuş olanlar ve böylece birkaç çember içerisinde tarama yapılıyor bunlardan kuşkulu olanlar teste alınıyor virüs saptanınca ya evinde ya da hastanede karantinaya ve tedaviye başlanıyor…

Dile kolay; ben bu yazıyı yazdığımda son veriler toplamda 4222 ölüm olayı bildiriyordu. Dehşet verici bir durum. Şom ağızlılık yapmış olmayım; bu sayının beş bini geçeceğini sanıyorum. 

Şimdiii şu soru aklınıza gelmiyor mu? Bu beş bin ölümün sorumlusu kim? “Kim olacak Covid-19 diye bir alçak!” diye bağırmadan önce kendi kendimize sorabileceğimiz ve hiç yanıtını alamayacağımız iki soru örneği vereyim.

Soru 1-İlk virüslü hastayı kim içeriye aldı?

Soru 2-Virüs, bizim de içinde bulunduğumuz bu küresel köyde hızla yayıldığı, hatta dünya sağlık örgütünün Pandemi kararı aldığı günlere yakın yurtdışına çıkış ve giriş yapan kaç kişi vardı? Bunlara ne tür bir işlem yapıldı? Bu insanlar nereye gittiler nereden geldiler? Bunlara kim nasıl izin verdi?  İkinci soru uzun oldu gibi ama siz onu teke indirgeyebilirsiniz… 

Neden Filyasyon konusuna değindiğimi anladınız sanıyorum…

YAZARLAR

  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • BIST 100

    9698,89%0,56
  • DOLAR

    32,55% 0,03
  • EURO

    34,84% -0,06
  • GRAM ALTIN

    2431,37% 0,07
  • Ç. ALTIN

    4017,93% 0,00