BASK Genel Başkanı Bayram Zengin açıklamasında şöyle dedi:
“11 Temmuz 2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2752 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 6772 sayılı Yasa uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmakta olan işçilere (Taşeron işçiliğinden kadroya geçenler dahil) Kurban Bayramı arifesinde 27 Temmuz 2020 Pazartesi günü yılın üçüncü tediyesi (ikramiye) ödenecektir.
Kamuda çalışan işçilere 6772 sayılı Yasanın 1. ve 3. maddesi uyarınca yarım maaşları tutarında ilk tediye 23 Ocak 2020 tarihinde, ikinci tediye ise Ramazan Bayramı öncesinde 22 Mayıs 2020 tarihinde ödenmişti.
Kamu kurumu ve kuruluşlarında istihdam edilen işçilere toplu sözleşme veya Yüksek Hakem Kurulu Kararı ile ayrıca farklı adlarla da ikramiye ödenmektedir.
KAMU İŞÇİLERİNE 64 YILDIR İKRAMİYE ÖDENİRKEN MEMURLARA YİNE YOK
Kamuda çalışan işçilere 1956 tarihinden beri 6772 sayılı Yasa uyarınca ikramiye ödenmektedir.
Halen toplu sözleşme veya Yüksek Hakem Kurulu Kararı ile ödenen ikramiyeler hariç olmak üzere, kamu işçileri Cumhurbaşkanlığı Kararı ile her biri yarım aylık ücretleri tutarında 4 adet ilave tediye (ikramiye) ödenmektedir.
Yetersiz olmakla birlikte, ayrım yapılmaksızın tüm emeklilere de yılda iki kez 1000’er TL tutarında ikramiye verilmesi memnuniyet vericidir.
Kamu kurum ve kuruluşlarında işçilerle birlikte çalışan, çoğu kez aynı odayı paylaşan memurlara ise yasal hakları olmasına rağmen ikramiye ödenmemektedir.
Memurlar Kurban Bayramına ikramiyesiz girecektir.
Devletin bu ayrımcılığının izahı yoktur.
AYRIMCILIĞA VE HAKSIZLIĞA İSYAN EDİYORUZ
Memurlar olarak bu haksızlığa ve ayrımcılığa isyan ediyoruz.
Devlet, çalışanları arasında ayrım yapmamalıdır.
Memurlara üvey evlat muamelesi yapılması utanç vericidir.
CUMHURBAŞKANINA 14. KEZ BAŞVURDUK
Tüm siyasi partilerle, TBMM grup başkanvekilleri ile defalarca görüştük, konuyu anlattık, memurların taleplerini ilettik.
BASK olarak, Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde -Başbakanlık dönemindeki başvurularımız hariç- 14 başvuru yaptık. Talebimize cevap alamadık
Oysa; 4688 sayılı Yasanın 28 inci maddesinde “toplu sözleşmenin kapsamı” başlığı altında görüşülecek konular arasında “ikramiye” hakkı bulunmasına rağmen, memurların 19 yıllık toplu pazarlık sürecinde, ikramiye hakkı ne görüşme masasına getirilebilmiş ne de toplu sözleşme metinlerine girebilmiştir.
Yetkili sendikaların bu aymazlığının iktidarlar tarafından istismar edilmesi ve ikramiye hakkının gasp edilmesi vicdanları rahatsız etmektedir.
TEMMUZ ARTIŞI VERGİ DİLİMİ KAYIPLARINI KARŞILIYOR MU?
Yetkili sendikaların memurların kaderini pervasızca Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun insafına terk etmesi sonucu, Kurul, memurların aylıklarına Temmuz ayında % 4’lük sefalet artışı öngörmüştü.
Oysa memurlar, Mart ayından itibaren kademeli olarak % 15’lik vergi diliminden % 20’lik vergi dilimine geçmeye başlamış ve enflasyon kayıplarının üzerine vergi dilimi kayıpları eklenmiştir.
Kamu işçileri imzaladıkları toplu sözleşme ile vergi dilimi kayıplarını Mayıs ayında aldıkları 854 TL tutarındaki “Denge Ödeneği” ile gidermiş, yetkili sendikaların böyle bir talebi olmamıştır.
İşçi sendikalarını bir kere daha tebrik ediyor, memur sendikalarının hiç olmazsa toplu iş sözleşmelerini örnek almalarını bekliyoruz.
Memurların Kurban Bayramına ikramiyesiz girmesinin vebali sözde yetkili (!) sendikaların boynunadır.
ÇÖZÜM 6772 SAYILI YASA DEĞİŞİKLİĞİNDE
4688 sayılı Yasada yer alan memurlara ikramiye hakkının toplu pazarlık yöntemiyle alınamayacağı, sözde ve sahte sendikaların bu konuyla ilgilenmedikleri, yetki el değiştirmediği sürece sorunun çözülmeyeceği de anlaşılmaktadır.
Bu nedenle sorunun çözümü için defalarca Sayın Cumhurbaşkanı ve TBMM temsil edilen siyasi partilerimize yazılı başvuruda bulunarak, 6772 sayılı Yasanın memur ve sözleşmeli personeli de kapsayacak şekilde değiştirilmesini, memur ve sözleşmeli personelin kapsama alınmasını teklif ettik. Sorun çıkmakta olan bir yasaya yapılacak bir madde ilavesi ile çözülebilecek kadar basittir.
Bu haklı talebimizin hayata geçirilmesi, anılan yasa değişikliğinin bir an önce yapılması, 6772 sayılı Yasa kapsamında memur ve sözleşmeli personele de ilave tediye ödenmesini bekliyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanının ve siyasi partilerin, memurların bu haklı sesine kulak vermelerini istiyoruz.
Unutulmamalıdır ki, Devletin asli ve sürekli görevleri günün her saatinde, ülkenin en ücra köşesine kadar ve gerektiğinde canı pahasına kamu görevlileri tarafından yerine getirilmektedir.
Koronavirüs salgını ile mücadele sürecinde başta sağlık çalışanları olmak üzere kamu görevlilerinin gerektiğinde nasıl hayatları pahasına çalıştıkları bilinmektedir. Buna rağmen Devletin ayrımcılık yapmasının izahı yoktur.
3 Milyon 250 bini aşkın memur ve sözleşmeli personel adına talebimizi bir kez daha yineliyor, konunun her aşamada takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz.”
(VŞ)
