Çiğdem Akça, " Türkiye genelinde Kadın Örgütleri olarak teyakkuz halindeyiz, tüm illerde STK lar olarak bir telefonla ulaşılır durumda, hizmet vermeye çalışıyoruz. Bizi de , Adana da yaşayan şiddet ve istismar mağduru kadın ve çocuklar danışanlarımız arayarak, kendi akrabalarının da bu yasadan yararlanarak dışarı çıkıp çıkmayacağını öğrenmeye çalışıyorlar. Büyük panik içindeler. Bu insanların olası ihtiyaç durumunda, kaçıp sığınabilecekleri yerler büyük önem taşımaktadır. Anne ve çocuklar dehşet içinde bekliyor, acaba bizim babamızda, yakınımızda hapisten çıkıp eve gelecek mi? Öğrencilerden  kaygılı mesajlar geliyor. Akrabaları , kendileri bizimle iletişime geçerek stres ve üzüntülerini bizimle paylaşıp " gelirse, ne yaparız, nereye gideriz diye bize soruyor. Yarın birçok ev yangın yeri olacak. Serbest kalacakların gönderileceği otobüsler hazır beklerken, bu kadın ve çocukların yüreğine kim su serpecek. Bu durumda Yerel yönetimlere acil görev düşmektedir, bu kadın ve çocuklarına sığınabilecekleri yerler ayarlamalıdır. Tüm Avrupa'da sığınma evleri belediyeler tarafından işletilmektedir. Bizimde ülke olarak yasal zorunlulukta olmasına rağmen belediyelerin özellikle kaçındıkları bu duruma, biran önce bütçe ayırmaları elzemdir.Özellikle başta Adana Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere, tüm ilçe belediyeleri bu durumda kapılarını kadın ve çocuklara açacak, Aile, Sosyal Hizmetler ve Çalışma Bakanlığına bağlı Konuk evlerine ek olarak, sığınma evleri hazırlamalı, Valilik ve Emniyet birimleri ile koordineli olarak soruna deva olmaya çalışmalıdır" dedi.