1 Ocak 1941 tarihinde Saimbeyli'de dünyaya gelen gazetemizin eski yazıişleri Müdürü Ahmet Yahşi, 80 yıllık yaşamının 50 yılını basında geçirdi.
Emekli öğretmen olan Yahşi, 10 yıl Karaisalı'da Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü yaptı. Öğretmenliği döneminde Anadolu Ajansı'nda yurt haberleri muhabirliği görevinde bulundu. Emekli olduktan sopnra 01.05.1995 yılında Yeni Adana Gazetesi'nde işe başlayan Yahşi uzun süre gazetemizin Yazıişleri Müdürlüğü görevinde bulundu.
Rahatsızlığı nedeniyle gazetemizden ayrılan Yahşi evinde dinleniyordu.
Gazetemizin eski Yazı işleri Müdürü Ahmet Yahşin'nin cenazesi çarşamba günü Tufanbeyli Karsavuran köyündeki mezarlığına defnedilecektir.
Yahşi, 23 Haziran 2016 yılında yitirdiğimiz Yaşar Nuri öztürk'le ilgili bir konuşmasını kaleme almıştı.
İşte o yazı:
"YAŞAR HOCA GAZETEMİZİN OKURUYDU
Ahmet Yahşi
Yaşar Nuri Öztürk geride değerli temel eserler, binlerce makele ve televizyon söyleşisi bırakarak gitti. Kitapları bizim için temel başvuru eserleri. Sözleri yine, mücadelesi örnek alınacak bir insan. Aramızdan ayrıldı. Kendisine Allah´tan rahmet diliyoruz.
Bir yıl kadar oluyor. Sabah gazetede telefon çaldı. Ahizeyi kaldırıp "Buyurun Yeni Adana Gazetesi" dedim. Karşı ses " Ben Yaşar Nuri Öztürk"diye yanıt verdi. Bir süre durakladım. Birileri şaka yapmak istiyor diye düşündüm. Seste yabancı gelmedi. Televizyonlardan izlediğimiz kadarıyla sesten tanıyordum. Duraklama sonrası kendisi devam etti. "Benim görüşlerimi içeren haberi gazeteniz ve sitenizde okudum. Onun için aradım ve teşekkür etmek istedim" dedi. Haberin bizim için önemli olduğunu, aradığı için ayrıca duygulandığımı ifade etmeye çalıştım. Doğrusu Yaşar Nuri Öztürk ile konuşmuş olmaktan mutlu oldum.
Yaşar Nuri Öztürk´ü yakından tanıyan Nihat Genç´in yorumu:
ALAYINA MEYDAN OKUDU
"Ve Yaşar Nuri bir Karadenizli, yani, bildiklerini başkalarıyla bölüşmeden öğrendiklerini başkalarına anlatmadan uyuyamayan, lafını söylemeden yaşayamayan bir adam.
Kendisine kafir deyip saldıranlar gibi pırıl pırıl lüks arabalara binmedi lüks otellerde kalmadı, durmaksızın okudu, son nefesine kadar söylediği hiçbir kelimeden tek bir pişmanlık duymadı, tek bir günü tembel geçmedi, yazdığı onbinlerce makalenin tek bir sayfasında okuyucusunu sıkmadı ve her yazı ve konuşmasında ?alayına yedi sülalesine meydan okudu!´
Kendi kendine verdiği görevi başında, tek kişilik bir ordu ve ordunun yalnız kalmış son komutanı gibi, kan ter içinde kalıncaya kadar, son nefesini verinceye kadar, bu toprakların çürümüş din algısını bir nebze değiştirmek için, safsatalara karşı milli olmayanlara karşı dini .kine uyduran tarikat şeyhlerine karşı, dolu dizgin bir savaş?
Cumhuriyet Türkiyesi´nde yobazlarla onun kadar hararetle ve en önde savaşmak hiç kimseye nasip olmadı.
Hakkını teslim edelim, ve en saygın duruşumuz en güzel duygularımız ve dualarımızla Yaşar Nuri Öztürk´ü hayranlıkla uğurlayalım, çünkü Yaşar Nuri Öztürk, eşine az rastlanır, aydınlık savaşçısı, büyük bir adamdı.
Yaşar Nuri Öztürk´ün elindeki bayrak asla yere düşmeyecek, kuşkunuz olmasın, daha nice Yaşar Nuri Öztürkler içimizde pişiyor, sırasını bekliyor yola çıkmış geliyorlar, Yaşar Nuri Öztürkler yetiştiren toprağınızın bereketine güvenin"diyor."
(vş)
