CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, “Ekonomik-demokratik-hukuk ve yargı reformu söylemleriyle herkesi aldatabileceğini sanan, ülkemizi geri kalmışlığa, yatırımsızlığa, sermaye kanamasına, gençlerimizi gelecek kaygısına sürükleyen iktidarın, kendi yarattığı acı gerçekle yüzleşmesi gerekmektedir” dedi.
En büyük kamu yatırımlarının başında her yıl artan sayıda cezaevi inşaatlarının geldiğine dikkat çeken CHP’li Toprak, ülkenin böyle yönetilmeyi hak etmediğini ve bunun sürdürülemez bir tablo olduğunu belirterek, yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Bugün iktidardan ve dağıttığı ihalelerden nemalananlar hariç, yerli sermaye ülkeye yatırımdan yapmaktan kaçıyor, yabancı yatırımcı da gelmiyor. Yerli-Yabancı yatırım yok, doğal olarak işsizlik ve özellikle genç işsizlik patladı. Gençlerimizin yaklaşık yüzde 70’i geleceğini yurt dışında görüyor. Bacası tüten fabrika yerine her yıl artan sayıda cezaevi inşaatları kamu yatırımlarının başında geliyor, bu çok acı bir tablo! Oysa Türkiye’nin AB üyeliği perspektifine güvenerek ülkemize gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımları geçmiş yıllarda yıllık 20 milyar dolara ulaşmış, 2007 yılında 22 milyar dolar ile zirveye çıkmıştı. Yurt dışına yapılan yerli sermaye yatırımları ise 2 milyar dolar düzeyindeydi. Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımların sadece yüzde 10’u dolayında bir yerli sermaye yatırımı yurt dışına gidiyordu. 2016’dan itibaren OHAL ve KHK uygulamaları, artan hukuksuzluklar ve nihayet yeni yönetim sistemine geçişle birlikte doğrudan yabancı sermaye yatırımları 10 milyar doların altına indi, yurt dışına giden yerli sermaye yatırımları ise 7 milyar doların üzerine çıktı.
Kaldı ki 10 milyar doların altına inen yabancı doğrudan yatırımların neredeyse tamamına yakını üretken olmayan, istihdam yaratmayan gayrimenkul yatırımları. Iraklıların, Afganların, Rusların, Suriyelilerin ilk sıralarda yer aldığı ‘vatandaşlık’ vaadiyle yapılan konut satışları!
TÜİK verileriyle yabancılara konut satışı, 2020'de 40 bin 812 adet. İktidarın 250 bin dolarlık konut alana vatandaşlık verdiğini göz önünde tuttuğumuzda gelen doğrudan yabancı yatırımların nereye aktığı anlaşılıyor. Yabancılara satılan konutların ortalama fiyatının 250 bin dolar olduğunu varsaydığımızda, gelen 10 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım sermayesinin Türkiye ekonomisine üretim, istihdam, yeni teknoloji vb. olanakları sağlayacak alanlara ya da sektörlere değil, konut satın alanlara ait olduğu ortaya çıkıyor.
Türkiye’ye gelen doğrudan yatırımlar azalırken, Türkiye’den yurtdışına giden yatırımların artıyor olması, tamamıyla hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, demokrasi noksanlığı, insan haklarının, düşünce ve ifade özgürlüğünün baskılanması, bireylerin, şirketlerin ve sermayedarların kendisini güvende hissetmemesinin sonucudur. Bu gerçekler ortada iken, iktidarın yayınladığı 2021 Yatırım Programında özel sektör yatırımlarında büyüme öngörülmesi, hayal pazarlamaktır!” 

(VŞ)