Yapılan açıklama şöyle denildi:
-Ülkemizdeki sorunlar her geçen gün artıyor
Vatandaşımızın üzerindeki ekonomik baskılar, işsizlik, geçim sıkıntısı, yoksulluk bu sorunların başını çekiyor. Her alanda baş gösteren adaletsizlik, liyakatsızlık, torpil milletimizin vicdanını derinden yaralıyor. Halk Ekmek ve İŞ-KUR önündeki uzun kuyruklar, pazar artıkları arasından yiyecek toplayan garibanlar, içinde bulunduğumuz acı tabloyu özetliyor. Vatandaşımız, ucuz diye ekmeğin bayatını alırken, çöp kutularından yiyecek toplarken; saray iktidarının israf düzeni, binlerce koruma, lüks araçlar, yazlık kışlık köşkler, yandaşlara birkaç yerden bağlanan ballı maaşlar,
İnsanlarımıza ‘’Bu kadar da olmaz’’ dedirtiyor.
-Sorun kalifikasyon değil, siyasal iktidarın tükenmişliği
Sadece 2020 yılında, 100 bin esnafımız kepenk kapattı. 40 bin şirket iflas etti.10 milyondan fazla insanımız işsiz. İş aramaktan umudunu kesmiş yüzbinlerce vatandaş kaderine terk edildi. Böyle bir işsizlik sorunu ortada iken
AKP Genel Başkanı: ‘’Kalifikasyon noktasında kendini ispatlayan genç, iş bulur’’ diyerek işsiz gençlerimize adeta hakaret ediyor. Burada şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye’de sorun ne kalifikasyonda, ne de gençlerimizde. Sorun siyasal iktidarın tükenmişliğinde! Uzun süredir söylüyoruz ‘’Ülkeyi artık yönetemiyorlar.’’
-Vatandaş perişan, sarayın tuzu kuru
Çiftçimiz borç içinde, emeğinin karşılığını almaktan vazgeçti maliyeti kurtarmaya çalışıyor. İcra takip dosyalarının sayısı 23 milyona ulaştı. 6.5 milyon yurttaşımız sosyal yardımlarla mahkum edilmiş durumda. İnsanlar geçim sıkıntısı yüzünden canlarına kıyıyor. Son bir yıl içinde 100 müzisyenimiz intihar etti. Bu rakamların hepsi gerçek, içinde bulunduğumuz tablo bu kadar acı. İktidar partisi bırakın bu sorunları çözmeyi, sorunları görmekten bile aciz. Saray penceresinden tozpembe bir Türkiye görünüyor. Çünkü saray ahalisinin geçim sıkıntısı yok, ödenmeyen faturası, kredi borcu, yakıt masrafı, kira derdi yok. Halktan ve halkın gündeminden tamamen kopmuş bir iktidarla karşı karşıyayız.
-Ülkemize zarar veren adımlar atılıyor
Milletimiz yiyecek ekmek bulamazken; inadına Kanal İstanbul diyorlar. Kadınlar katledilirken; İstanbul Sözleşmesi’nden çekiliyorlar. Sarıklı amirale sus pus olup; Montrö’yü savunanları darbeci ilan ediyorlar. Hilafet çağrılarına kulak tıkayıp, okullardan andımızı, tabelalardan TC’yi, devlet nişanından Atatürk’ü kaldırıyorlar.
128 milyar dolar rezervi eritip, vatandaşa dağıttığı patatesle soğanla övünüyorlar
-Millet adına soruyoruz ‘’128 MİLYAR DOLAR NEREDE?’’
Üstelik hesap sorduğunuz zaman, baskılarla, tehditlerle, sindirmeye çalışıyorlar. Biz Cumhuriyetin ve Halkın Partisiyiz. Hiçbir şekilde sinmeyiz, ve mücadelemizden asla vazgeçmeyiz.Şimdi burada sizlerin huzurunda tekrar soruyoruz ve bu soruyu milletten aldığımız ana muhalefet yetkisiyle, millet adına soruyoruz;
128 milyar dolar nerede?Sorduğumuz soru net. Aldığımız cevaplar çok karmaşık. Önce rezervler düşüşe geçti dediler. Sonra salgın için kullanıldığını ifade ettiler, ardından rezerv kaybımız yok açıklaması geldi. Henüz birkaç gün önce Nurettin Canikli: ‘’Altın alındı, özel sektör borç ödedi, yabancı yatırımcı yurt dışına çıkardı’’ dedi. Kafalar karışık, cevaplar farklı, belli ki milletimizden gizlenen vahim bir durum söz konusu. Önceki merkez bankası başkanı bu soruya cevap aradığı için mi görevden alındı? Şimdiki merkez bankası başkanı neden bu konuda suskun? Kamuoyu bu soruların cevabını arıyor.
-Afişlerimiz hukuksuz biçimde kaldırılıyor
-Baskılara asla boyun eğmeyeceğiz
‘’128 milyar dolar nerede?’’Dediğimiz için parti binalarımızdan vinçlerle, çevik kuvvet eşliğinde afişlerimiz sökülüyor. Kiraladığımız alanlarda haklarımız gasp ediliyor. Parti yöneticilerimiz kolluk kuvvetleri ile karşı karşıya getiriliyor. Bu sorudan suç üretmeye çalışıyorlar. Milletin parasının nerede olduğunu sormak, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmak suç değil görevdir. Bu görevimizi sonuna kadar yapacağız. Bu sorunun doğru cevabına ulaşana kadar sormaya devam edeceğiz.
-Yiğide savaş bayramdır, hodri meydan!
Ülkemizde sıkıyönetim dönemlerinde bile ifade özgürlüğü bu kadar kısıtlanmadı, düşünceler bu denli suç sayılmadı. Sorulardan bu kadar rahatsız olunmadı. Darbe mağduriyeti ile oy devşirmeye çalışanlar; kişi hak ve özgürlüklerine karşı en büyük darbeleri yaptılar. Yine birkaç gün önce Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkan Yardımcılarımızın fezlekeleri meclise getirildi. Türlü baskılarla, tehditlerle bizi korkutacaklarını sanıyorlar. Hiçbir milletvekilimiz ve genel başkanımız fezlekeden korkmaz, hiçbir Cumhuriyet Halk Partili baskıya boyun eğmez.
Yiğide savaş bayramdır, hodri meydan!
Tüm bu olumsuzluklara rağmen hiç bir yurttaşımız karamsar olmasın. Ülkemizi bu karanlıktan çıkarıp hep birlikte aydınlık yarınlara taşıyacağız. İsraf düzenine son verip; barışın, özgürlüğün, adaletin egemen olduğu bir düzen kuracağız. Önümüzdeki ilk seçimlerde bunu milletimizin desteği ile başaracağız.(CO)
