?SANAT, DÜŞÜNCE GÜCÜNÜ AYAKTA TUTAR?

?SANAT, DÜŞÜNCE GÜCÜNÜ AYAKTA TUTAR?

Prof. Dr. Fikri Akdeniz´in Sergi açılışında,?Sanat: duygu ve düşünce dünyasının estetik ölçülerle birlikte anlatım biçimi olarak tanımlanmaktadır. Sanat denildiğinde, Resim, müzik, heykel, mimarlık, edebiyat, tiyatro, sinema, opera, bale gibi birçok sanat

(ÖZEL HABER ? FEHMİ İNCEOĞLU) Toplumu eğitmek, halka bir kültür ve yaşam biçimi vermek olmalıdır. Sanatlar, bilim ve akıl ile birlikte insanların doğayı öğrenmesini sağlar. Sanat hem duyguları hem de aklı yetkinleştirir. Toplumu ruhsal ve düşünsel anlamda başarıya ulaştıracak temel olgunun sanat olduğu unutulmamalıdır.

Sanat, bir toplumun ortak duygu ve düşüncelerinin, yaratıcılığının, ortak zevklerinin ve yaşam tarzının en belirgin yansımasıdır. Diğer bir yaklaşımla, Sanat: duygu ve düşünce dünyasının estetik ölçülerle birlikte anlatım biçimi olarak tanımlanmaktadır. Sanat denildiğinde, Resim, müzik, heykel, mimarlık, edebiyat, tiyatro, sinema, opera, bale gibi birçok sanat dalını anlamamız gerekir. Sanat, düş gücünü ve düşünceyi ayakta tutar.

Sanatçı toplumun duygu ve düşüncelerini, bunlara kendi düşünce ve yaratıcılığı ile duygularını da katarak çeşitli şekillerde, dile getiren ve bunu toplumla paylaşan kişidir.Sanatçı, toplumsal duyarlılık ve algılardan kopuk olmayan, toplum için bir anlam ifade edebilen, toplumsal bellekte iz bırakan ürün ortaya koymalıdır. Doğru tanımlanan bir sanat ve sanatçının toplumun geçmiş ve geleceği arasında tarihsel özgürlük belleği anlamına geldiği de unutulmamalıdır.

Sanatın ve sanatçının üstlendiği görev ve toplum açısından gereksinmesinin ne derece önemli olduğuna değinmek istiyorum. İnsanlığın oluşumundan itibaren atılmış olan sanatın temeli, toplumların algılama ve bilinç düzeyinin gelişimine paralel olarak ilerleme ve değişim kaydetmektedir. Sürekli olarak kendini yenileyen sanat, teknikleri karıştırarak yeni oluşumlar aramaya başladı. Teknoloji, gelişimiyle bu yeni oluşum arayışına katkı sağlamaya devam ediyor. Sanatçı ise sanatın toplumlara ışık tutabilmesi ve faydalı olabilmesi için elinden geleni yapmaktadır. Kültürünü ve ülkesini tanıtmak, köklü bir geçmişe sahip olmasını sağlamak büyük bir görevle sanatçıya düşmektedir. O halde sanat hareketi hem dönemsel hem de uzun vadeli perspektifini ve eylem planını açığa çıkarmalı. Bunu uygulayacak, eylemci sanatçıyı yaratabilecek bir dönüşüm içerisinde olmalıdır.

Sanatçı topluma dayanır, hızını üyesi bulunduğu toplumdan alır. Sanat, ancak toplumun sanatsal kültür sistemi içinde fiilen var olabilir. Kısaca, sanat toplumsaldır.

Bilgi çağında ciddi şekilde donanımlı olmak gerekir. Yaratıcılık eğitimi tüm toplumun sorunudur, devletin sorunudur. Düşünsellik ve gerçeklik arası örtüşmenin oluşturduğu yaratıcılık doğal olarak eğitimle geliştirilebilir. Çünkü sanat eğitimi ne teknik beceri kazandırma eğitimi ne de salt göz-el eğitimidir. Sanatsal gelişmenin toplumsal olarak belirlenişin kendine özgü diğer bir yanı, sanatın kendi yapısıyla, sanatsal yaratının ve sanat algısının özellikleriyle belirlenir. Sanat, sanatçının, tarihle iç içe olan yaşamında toplumsal bilinçteki değişimlerden ne kadar, nasıl etkilendiğine ve ne tip bir dünya tablosu geliştirdiğine bağlıdır. Sanatın kendi çerçevesinin dışına çıkıp ta, sanatsal yaratım ile sanat algısı süreçleri üstündeki etkenlerin bir çözümünü yaptığımızda görürüz ki, sanat üretimi toplumdaki evrimle belirlenmektedir.

/resimler/2017-5/31/1245177630270.jpg

Sanatsal kültürün gelişmesini sağlayan bütün kaynaklar toplumsal etkiden yola çıkar. Sanatın toplumsal konumda karakteri, yalnız sanatta hangi fikirlerin ortaya konup toplum içinde yaygınlaşmış oluşuyla kendini belli etmez. Ortada konumsal ayrılıkların olması ya da olmaması ile toplumsal kesimler arasındaki ilişkiler, sanatsal yaratının estetiksel doğrultusunu etkiler.

Bilimsel anlamda sanatın ve sanatçıların yönlendirilmesidir. Kurs, atölye, galeri, tiyatro, konser gibi sanat dallarının yönetimi için gerekli bilgi ve deneyimi edinmek amacını güder. Değerli sanatçılar ve sevgili konuklar, Sanat organizasyonları, bir amaç için bir araya gelmiş insanların yaptıkları planlı çalışmalardır. Bu nedenle sanat yönetimi önem taşır.

Ünlü Alman düşünür, şair, yazar ve tarihçi Friedrich Schiller´in, (1759-1805) "Sanatlar, özgürlük tarafından emzirilince büyürler"; Prusya Kralı Büyük Friedrich´in (1712-1786), "Bir ülkede bilim, akıl ve sanattan çok servete değer verilirse, bilinmelidir ki, orada keseler şişmiş ama kafalar boşalmıştır" özlü düşünceleri önemlidir.


Haber Kaynak : ÖZEL HABER