Saltanatın kaldırılması veya padişahlığın kaldırılması, Türkiye Büyük Millet Meclisi´nin 1 Kasım 1922´de kabul ettiği 308 numaralı "Türkiye Büyük Millet Meclisi´nin, hukuku hâkimiyet ve hükümraninin mümessili hakikisi olduğuna dair" adlı kararnamesi ile gerçekleşmiştir. Saltanatın kaldırılmasıyla beraber Osmanlı İmparatorluğu resmen sona ermiştir.
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamasında, Saltanatın kaldırıldığı 1 Kasım 1922 tarihinden bugüne tam 95 yıl geçtiğini, Cumhuriyetin kurulmasıyla elde edilen demokrasi, çağdaşlaşma ve evrensel hukuk kazanımların ortadan kaldırılmaya çalışılmasını doğru bulmadıklarını belirterek " Bundan sonraki süreçte umudumuz ve beklentimiz olağan hukuk kurallarının yaşama geçmesi, yasama meclisi TBMM´nin sorumluluğu ele almasıdır" dedi.
Av. Küçük, devamında şunları söyledi:
"Saltanatın kaldırılmasından sonra yasama meclisi TBMM ve halk iradesi egemen kılınmıştır. Bugün de ülkemizin içinden geçtiği OHAL sürecinde çıkarılan KHK´lar ile maalesef yasama meclisi ve halk iradesi devre dışı bırakılmıştır. Tek kişinin iradesine dayalı, gerekçe dahi göstermeksizin talep ettiğinde belediye başkanlarının korku, baskı ve tehdit edildiklerini beyan ederek sorgusuz sualsiz istifa ettiği, hiç kimsenin soru dahi soramadığı, yargı araç kılınarak muhalif kimliklerin ve farklı seslerin hedef alındığı, soruşturmalar, davalar ve yargılamalar ile düşünce, ifade ve basın özgürlüğünün yok edildiği sistem demokrasi ve hukuk devleti olarak tanımlanamayacaktır.
Biz, içerisinden geçtiğimiz korku imparatorluğu ve karanlık günlerden çıkış yolu olarak yasama meclisi TBMM´yi adres gösteriyoruz. Yargı denetiminden kaçırılmaya çalışılarak ve yargının etkisiz hale getirildiği, demokrasinin ve hukukun temel ilkelerinin, savunma hakkının ve adil yargılanma ilkesinin zedelendiği düzenlemeleri ve uygulanmaları doğru bulmuyoruz. Cumhuriyet´imizin 94 yıllık kazanımlarının kaybolmasına neden olan ve evrensel hukuk ilkelerini bir kenara bırakan anlayışın da son bulmasını istiyoruz.
Biz, içerisinden geçtiğimiz korku imparatorluğu ve karanlık günlerden çıkış yolunun olarak yasama meclisi TBMM´yi adres gösteriyoruz. Yargı denetiminden kaçırılmaya çalışılarak ve yargının etkisiz hale getirildiği, demokrasinin ve hukukun temel ilkelerinin, savunma hakkının ve adil yargılanma ilkesinin zedelendiği düzenlemeleri ve uygulanmaları doğru bulmuyoruz. Cumhuriyet´imizin 94 yıllık kazanımlarının kaybolmasına neden olan ve evrensel hukuk ilkelerini bir kenara bırakan anlayışın da son bulmasını istiyoruz.
Bu tür düzenlemelerin kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı, parlamenter rejimlere özgü bir şekilde yasama meclisi tarafından hazırlanarak, yasama yoluyla hayata girmesi en doğru yöntemdir. Bundan sonraki süreçte umudumuz ve beklentimiz olağan hukuk kurallarının uygulanması, yasama meclisinin ve TBMM´nin sorumluluğu ele almasıdır. Bundan sonraki süreçte yaşanan olumsuzluklardan dersler çıkartılarak kamu hizmetlerinde ve görevlerinde cemaat ve menfaat grupları yapılanması olmaksızın liyakat esas alınmalıdır. Umuyorum ki en kısa zamanda normalleşme ve olağanlaşma sürecine gireriz. İşte o zaman hep beraber ülkemizin yarınlara daha umutla bakabiliriz. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin ve çağdaş Türkiye´nin kurucusu Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ü, eylem, düşünce arkadaşlarını saygıyla ve özlemle anıyorum. Ulus egemenliğine dayanan bağımsız Cumhuriyetimizin önemli adımlarından olan Saltanatın Kaldırılması´nın 95. yılı kutlu olsun."
