Küçük:"Kıdem tazminatı emeğin işsizlik döneminin güvencesidir"

Küçük:

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, kıdem tazminatına yönelik son günlerde gündeme gelen ve tartışma konusu olan düzenleme çalışmalarının ciddi mağduriyetler yaratacağını söyledi.

Kıdem tazminatı hakkının çalışanlar için en köklü ve önemli kazanımlardan biri olduğunu vurgulayan Av. Küçük, bu haklara dokunulmaması gerektiğini ve güçlendirilmesinin zorunlu olduğunu bildirdi.

Av. Küçük yaptığı açıklamada, bugünkü sistemde ne yazık ki birçok işçinin kıdem tazminatlarını alamadığını ifade etti.

Eğer kıdem tazminatı fonu oluşturulursa işverenin bugünkü sistemde ödemediği kıdem tazminatları için her ay fona prim ödeyeceğini belirten Av. Küçük, "Kıdem tazminatına güvence getirilmesinin yolu kıdem tazminatı hak ediş koşullarının sadece emeklilik ve ölüme endekslemekten geçmeyecektir. Kıdem tazminatı hakkı dahil tüm işçilikten doğan haklar ve alacaklar istenirse günümüz fiili olumsuzlukları giderilerek ve sınırlandırılmadan da güvence altına alınabilir. Kıdem tazminatı fon yasasının önerilen haline göre bu tasarı kabul edilirse yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işçinin ancak emekli olması veya ölmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanması öngörülmektedir.

Kıdem tazminatı işçinin önceden yaptığı çalışmalarının karşılığı ek bir ücret ve hak olması nedeniyle sınırlandırılması işçinin ücretlerinin, ekonomik haklarının elinden alınması anlamına gelecektir. Kıdem tazminatı işçi işveren arasında karşılıklı güven ve ekonomik paylaşım duygusunu pekiştiren, emek ve sermaye uyumunun, barışının temel unsurlarından biridir.

Kıdem tazminatı nedensiz, haksız işten çıkartılmalarda işçi için çalıştığı süre çerçevesinde almaya hak kazandığı önemli ve ciddi bir kazanımdır. Kıdem tazminatı bir yönüyle de emeğin işsizlik döneminin güvencesidir. Kıdem tazminatı hem bir hak hem bir güvencedir" diye konuştu.

Bu düzenleme ile kıdem tazminatı miktarlarında azalma olmayacağı iddialarını da değerlendiren  Av. Küçük, içeriği henüz netleşmemiş olmakla birlikte mevcut öneriye göre söylenenin aksine emekçinin alacağı tazminat tutarında belirgin bir azalma olacağını belirtti.

Av. Küçük, "Bugün için en yakıcı sorunun kıdem tazminatı almaya hak kazanılan tazminat bedellerinin tahsil edilememesidir. Bunun için de kıdem tazminatı ile ilgili yapılacak düzenlemenin hakların korunduğu, hatta iyileştirildiği, iş güvencesinin kuvvetlendirildiği, kıdem tazminatına hak kazanıldığında ise çalışanın bu hakkına kolayca ulaşmasını sağlayacak bir değişime ihtiyaç vardır." diye konuştu.

Av. Küçük sözlerine şöyle devam etti:

Mevcut tasarıya göre; işçi 15 yıl çalışma ve 3600 prim günü şartının sağlanması ile her bir kıdem yılı için 30 günlük ücretini kıdem tazminatını fonundan alabilecek. En az 10 yılını doldurmuş bir kişinin evlilik, askerlik gibi sebeplerle işten ayrılması durumunda alacağı kıdem tazminatı kıdem yılı karşılığı olarak 30 günden daha az güne tekabül edecek şekilde hesaplanması tartışılan konular arasında yer almaktadır. Kişi kıdem tazminatı fonundaki tüm hak edişini emekli olurken alabilecek. İş akdinin bu süreler dışında ve farklı nedenlerle sona erdirilmesi unsurları, bu durumların ortaya çıkmasında fonda biriken tazminatların hangi koşullarda ve nasıl çalışana ödeneceğinin esaslarının belli olmaması önerilen sistem hakkında ciddi kuşkular yaratmaktadır."

"İşçinin kıdem tazminatı hakkını güvenceye almak isteyen bir iktidar öncelikle Uluslararası Çalışma Örgütünün 173 sayılı Sözleşmesini onaylamış olmalı ve onun gereğini yerine getirmelidir.

ILO Genel Kurulunda 1992 yılında kabul edilip 1995 yılında yürürlüğe giren bu sözleşmede; "işverenin ödeme güçlüğü halinde işçi alacaklarının korunması" amacıyla yapılması gereken düzenlemeler yer almaktadır. Türkiye, ILO sözleşmelerinin yalnızca %31´ini imzalamıştır ve bunlar arasında 173 sayılı Sözleşme yoktur.

İşverenin iflas ya da ödeme güçlüğü içine düşmesi durumunda kıdem tazminatına öncelik verilmesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmasına kimse karşı çıkmaz"

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çalışanın gerçek anlamda hak ettiği kıdem tazminatını hiçbir zorluk yaşamadan elde etmesini sağlayıcı, bunun yanında bu haklarını tahsilde zorlanmayacağı bir sistem mutlaka oluşturulmalıdır. Bugün için çalışanların uğradığı haksızlıklar karşısında tazminatlarını elde etmek için mahkeme kapılarında uzun süre mücadele etmek zorunda kalarak, ekonomik yokluk içerisinde adalete erişimin paralı ve pahalı olduğu ülkemizde ciddi hak kayıplarının önüne geçmek sosyal devlet anlayışı gereğince devletimizin önemli bir görevidir. Bu bakış açısı ve hassasiyetler gözetilerek işçinin, çalışanın hakları heba edilmemeli, alın terinin karşılığı verilmelidir"(CO)


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ