Kılıçdaroğlu, "Yeter diyeceksiniz"

Kılıçdaroğlu,

Lideri Kılıçdaroğlu, Kilis Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK Temsilcileri Buluşmasında, "Bu seçim Türkiye’nin kader seçimi olacaktır” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kilis’te Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK Temsilcileri Buluşmasına katıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Her birinizin tarihin önünde sorumluluğu var. ‘Yeter’ diyeceksiniz bir noktadan sonra ‘Yeter Türkiye bu hale düşmemeli’ demeniz lazım. Bunu dediğiniz andan itibaren demokrasinin nasıl geliştiğini, Türkiye’nin nasıl büyüdüğünü göreceksiniz. Sandığa gittiğinizde önyargılarınızı bir tarafa bırakın, elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle kullanın. Çünkü bu seçim Türkiye’nin kader seçimi olacaktır” dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, toplantının açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Demokrasinin kuralı nedir? Kuralı şudur; arkadaş kanunu uygulamıyor musun, benim hakkımı bana teslim etmiyor musun? Sandık gelince bende sana oy vermeyeceğim. Bu kadar basit. Bunu yaptığınız andan itibaren bir, demokrasi kökleşir. İki, siyasetçi artık halkı kandıramaz. Çünkü halkı kandırırsa bilir ki bir daha oy gelmeyecek. Bu çerçevede bütün çiftçilerin hareket etmesi lazım.

Mazottan şikayet ediyorlar çok pahalı. Evet kırmızı mazot vereceğiz ÖTV’si ve KDV’si olmayacak. Kaça alıyorsak, yani yata, denizlerde geziyorlar ya turistik olarak KDV’siz, ÖTV’siz mazot veriyoruz. Ama o gidiyor turist olarak geziyor, eğleniyor. Adalara gidiyor, başka ülkelere gidiyor. Bizim çiftçiye traktörle vereceksin, traktörle tarlaya gidecek, üretecek bu insan. Ona ÖTV’siz ve KDV’siz mazot vereceğiz.

Kırsalda çalışanların sayısı giderek düşüyor. Gençler köylerde kalmamaya başladı boşalıyor. Bununla ilgili de şöyle bir düşüncemiz var. Kırsalda çalışan bütün gençlerin ve kadınların sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek, biz ödeyeceğiz. Kırmızı mazotunu vereceğiz, gençlerin, kadın erkek fark etmiyor sosyal güvenlik primini çalıştığı sürece olacak ve kadınların sosyal güvenlik primlerini yaşı ne olursa olsun sosyal güvenlik primlerini ödeyeceğiz ve bunlar çalıştıkları yerde hem üretecekler, hem kazanacaklar, hem sosyal güvenlik hakkına sahip olacaklar. Havza bazlı planlama yapacağız. Kim neyi ekecek önceden bilecek. Kaça satacağını, asgari kaça satacağını da bilecek. Yani devlet asgari bir gelir güvencesi verecek. Maliyeti bulacak, artı makul bir kar verecek. Devlet diyecek ki, şu fiyattan satıyorsan sat, üstüne satıyorsan sat ama onun altına düşerse devlet olarak ben alacağım. Çiftçiye asla zarar ettirmeyecek. Planlamamız, düşüncemiz bu.

Efendim sorunlarımız var aşılır. Muhtar arkadaşlarım burada, değerli iki başkanda yanlarında oturuyordum. Önce şunu ifade edeyim. Muhtarlarla ilgili konuşurken muhtarlar demokrasinin temel taşıdır derim. Neden demokrasinin temel taşıdır diye bir ifade kullanırım? Çünkü bu topraklarda yapılan ilk seçim bir muhtarlık seçimidir. 1833 yılında Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde yapılan bir muhtarlık seçimidir. Yani milletvekili seçimlerinden çok önce bir muhtarlık seçimi yapılmıştır. O nedenle muhtarlar demokrasinin temel taşıdır diye tanımlarım. Ama sorununuz var bir muhtarlık kanununun olması lazım. Bağımsız bir muhtarlık kanununun olması lazım. Bunun için bir çaba harcadık bir muhtarlık kanunu taslağı hazırladık. Araştırdık hangi kanunda kaç tane muhtar lafı geçiyor. 82 kanunda ve 354 madde de muhtar adı geçer. Ne siz bilirsiniz ne de ben bilirim. Ama bir muhtarlık kanunu olursa muhtarında elinde bir kanunu olacak, görevi, yetkisi, sorumlulukları hepsi orada olacak ve muhtarda en azından ne yaptığını, ne yapacağını gayet iyi bilecek ve öğrenecek. Madem demokrasinin temel taşı diyoruz muhtarlık seçimlerinde de birleşik oy pusulası olması lazım. Birleşik oy pusulası olmazsa olmaz. Giriyorsunuz kabine oy kullanmaya beğenmediğiniz bir muhtarın pusulası varsa cebinize koyuyorsunuz, vatandaş gidiyor pusulayı bulamıyor. Bu doğru değil. Bu muhtara önem verdiğinizin bir göstergesidir. Birleşik oy pusulası olur, kim hangi muhtarı isterse nasıl milletvekilliğinde oluyorsa, belediye başkanlığında oluyorsa muhtarlık seçiminde de olur. Bu muhtarlık kurumuna değer vermek, önem vermek anlamına gelir. Yoksa oy pusulası olur olmaz o ayrı bir şey ama muhtarlık kurumunun ağırlığını yerli yerine oturtmamız lazım. Sizin bir bütçenizin olması lazım. Muhtarların bir bütçesinin olması lazım. Özellikle kentlerde yaşayan muhtarların bir bütçesinin olması lazım. Bütçe derken aynı zamanda muhtarlık kurumunun para harcandığı için denetlenmesi anlamına gelir. Ben bunu söylediğimde dediler ki, parayı nereden bulacaksınız diye. Hiç kimse unutmasın ben maliyeciyim. Benim 27,5 yılım bütçe nasıl yapılır bununla geçti. Diyelim ki, mahallenin muhtarısınız, o mahallede oturanlar belediye başkanını seçiyor mu? Seçiyor. Aynı insanlar sizi de seçiyor mu? Sizi de seçiyor. O mahallede oturanlar emlak vergisi veriyor mu? Veriyor. Emlak vergisinin yüzde 1’i muhtara verilse ne olur? Hiçbir eksiklik olmaz. Belediyeye de yük olmaz. Alacaksınız. Muhtarlık bütçesi ne anlama geliyor? Şu anlama geliyor. Diyelim ki, bir komşunuz var oğlu Antep’te sınavı kazandı ama yol parası bulamıyorlar. Belediye başkanına ulaşamaz, milletvekiline ulaşamaz, bakana ulaşamaz. Kim yardım edecek? Ama en rahat muhtara ulaşır. Gider muhtarın kapısını çalar ya bizim oğlumuz, kızımız sınav kazandı yol parasını verir misin diye. Bilet alırsınız yol parası gider - gelir. Dolayısıyla bu parayı harcamış olursunuz. Vatandaş en rahat muhtara ulaşır.

Bu söylediklerimin hayata geçmesini istiyorsanız ve aklınıza yatıyorsa, daha güçlü bir Türkiye istiyorsanız o zaman bize katılacaksınız. Çok açık ve çok net söylüyorum, her birinizin tek tek tarihin önünde sorumluluğu var. Benim de sorumluluğum var ben biliyorum. Ama her birinizin vatandaş olarak sorumluluğu var. Ülkenize karşı sorumluluğu var. Yeter diyeceksiniz artık bir noktadan sonra. Yeter ya Türkiye bu hale düşmemeli demeniz lazım. Bunu dediğiniz andan itibaren demokrasinin nasıl geliştiğini göreceksiniz. Türkiye’nin nasıl büyüdüğünü göreceksiniz. Siyasetçilerin kendilerine nasıl çekidüzen verdiklerini göreceksiniz. Artık o noktaya gelmek üzereyiz. Ve seçimler olduğunda sizden istediğim tek şey var. Sandığa gittiğinizde önyargılarınızı bir tarafa bırakın, elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle kullanın. Çünkü bu seçim Türkiye’nin kader seçimi olacaktır."

(vş)


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ