CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AÇIKEL: “BİLİMDEKİ GERİLEMENİN SORUMLUSU, LİYAKATSİZLİĞİ YAYAN SARAY REJİMİDİR”

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AÇIKEL: “BİLİMDEKİ GERİLEMENİN SORUMLUSU, LİYAKATSİZLİĞİ YAYAN SARAY REJİMİDİR”

Açıkel,"Her fırsatta milli iradeye ve sandığa vurgu yapan Saray rejimi, üniversite mensuplarının, kendi rektör ve dekanlarını seçebilmelerini olanaklı kılan demokratik mekanizmaları, 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL’i takiben tamamen ortadan kaldırıl"

CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Fethi Açıkel, “Ülkemizde bulunan 129 devlet, 81 vakıf olmak üzere toplam 207 üniversitenin rektörlerinden 68 rektörün bir tane dahi uluslararası yayınının olmaması, 71 rektörün ise yaptığı yayınların sıfır atıf alması, tek adam rejiminin liyakatten uzak kadrolaşma, kayırmacılık ve tasfiye politikalarının üniversitelerde yarattığı yaprak dökümünü ve akademik yıkımı net bir şekilde gösteriyor" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Fethi Açıkel'in değerlendirmesi şöyle: "Bu durum, üniversitelerimizdeki yükseköğretim kalitesini geliştirmek için görev yapması beklenen rektörlerin, %30’undan fazlasının evrensel literatürle ilişkisinin olmadığını ve rektörlük görevinin akademik ve mesleki liyakatten uzaklaştırıldığını da gözler önüne seriyor.
Siyasi ve bürokratik vesayeti kaldırma vaadiyle iktidara gelen AKP, üniversiteler üzerinde Saray’ın vesayetini kurmuştur. Saray ve YÖK, liyakat ilkesini hiçe sayarak atama ve yükseltmelerde siyasi ölçütleri gözetmekte ve kayırmacı bir anlayışla hareket etmektedir. Saray rejimi iktidara yakın ancak yetkin olmayan akademisyenlerin atama ve yükseltmelerinin sağlanabilmesi için her geçen gün akademik kriterleri düşürmektedir. Akademide yaşanan taşralaşma süreci, üniversitelerimiz ile bilim dünyası arasındaki bağın gün geçtikçe zayıflamasına neden olmaktadır.
Saray Rejimi döneminde, Rektör ve dekan atamaları, yandaşlık ve partizanlık gözetilerek yapılmaya başlanmıştır. Atama ve yükseltme ölçütlerinde akademik jürilerin etkisi azaltılmıştır. Bölümlerin öğrenci kontenjanlarından norm kadrolara, açılacak ve kapanacak programlardan üniversitelerin mali disiplini ve yönetimine dair hükümlere kadar pek çok karar YÖK tarafından verilir hale gelmiştir. Her fırsatta milli iradeye ve sandığa vurgu yapan Saray rejimi, üniversite mensuplarının, kendi rektör ve dekanlarını seçebilmelerini olanaklı kılan demokratik mekanizmaları, 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL’i takiben tamamen ortadan kaldırılmıştır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kalıcı hale getirilen yeni düzende üniversitelerin tüm üst düzey yönetici pozisyonları için atama yetkisi Saray’a verilmiştir. Üniversite yöneticilerinin akademik yetkinliğe sahip olması ilkesini yok eden bir başka düzenleme ise rektörlerin en az üç yıl süre ile profesör olması zorunluluğunun kaldırılmasıdır. 
Saray tarafından atanan rektörlerin yönetimindeki üniversiteler, yükseköğretim kalitemize zarar vermektedir. Yükseköğretim sistemimizin niteliksizleşmesinin en önemli göstergelerinden biri yükseköğretim eğitim sistemi kalitesi endeksinde, Türkiye’nin 137 ülke arasında 101. sırada yer alıyor olmasıdır. Bununla birlikte, İran, 2002'de atıf yapılabilir yayınlarda Türkiye’nin 18 sıra gerisindeyken, bugün 4 sıra önüne geçmiş, Türkiye’de yabancı yayın sayısında neredeyse bütün disiplinlerde ortalama %25-30 azalma yaşanmıştır. Bilimdeki bu gerilemenin sorumlusu, liyakatsizliği yayan saray rejimidir.”(VŞ)


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ