Atatürkçü Düşünce Derneği´nden yeni müfredata tepki!

Atatürkçü Düşünce Derneği´nden yeni müfredata tepki!

ADD Başkanı İsa kayadan, ?Eğitim alanındaki bu temel değişimler sadece ve sadece dönemsel yönetimlerin iktidarlarının belirleyeceği bir icraat değildir. Bu müfredatın taslağının hazırlanmasında kaynak olarak kullanılan bilgiler baktığımızda 64. Ve 65. Hü

RÖPORTAJ: CİHAT OVALI

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz geçen hafta yeni müfredatın taslağını açıklamıştı. Bu taslağa sivil tolum örgütlerinden büyük tepkiler gelmeye başladı.

Milli Eğitim Bakanlığı, yıllar sonra ilkokul, ortaokul ve lise müfredatını sil baştan düzenledi. ?Atatürkçülük? kavramı sosyal bilimler derslerinin müfredatından tamamen çıkarıldığı, Atatürk´ün işlenişinin kapsamının daraltıldığı ve müfredatın bu yönde değiştirilmesi için talep hükümete yakın Eğitim Bir Sen´den geldiği iddia edilmişti.

Bakanlığın ayrıca ders programından Darwin´in ?Evrim teorisi?ni de çıkardığı yolundaki iddiaları Eğitim-İş Sendikası Adana Şubesi eski Başkanı ve halen Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şube Başkanı İsa Kayadan ile konuştuk.

YENİ ADANA- Sayın İsa Kayadan, halen eğitimci olarak görevinizi sürdürüyorsunuz ve Eğitim-İş Sendikası eski Başkanı olmanız ve yine konumuzla da yakından ilgili Atatürkçü Düşünce Derneği´nin de Başkanı olmanız nedeniyle soruyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı´nın yeni müfredat taslağını nasıl değerlendiriyorsunuz?  Neleri, hangi sınıfları kapsıyor?

İSA KAYADAN ? Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz, yeni müfredatın taslağını açıkladı. Önümüzdeki eğitim ve öğretim dönemini kapsayacak değişikliklerden söz etti. Bu değişiklikler birinci, 5. 9. Sınıf öğrencilerini de özellikle kapsıyor. Anladığımız kadarıyla 53 farklı dersin taslak programı tamamlanmış. Bu değişiklikleri değerlendirdiğimizde teselli ikramiyesi kabul edilecek tek nokta TEOG, YGS ve LYS sınavlarında herhangi bir farklılık olmamasıdır. Hayat Bilgisi, Türkçe, İnan Hakları ve Yurttaşlık, Felsefe, Fizik, Kimya, Matematik, Müzik derslerinin taslağının hazırlıklarının tamamlanmış olduğu görünüyor.

Atatürkçülük ve İnkılâp dersi askıya çıkarılmış durumda. Burada izlenen yol vatandaşa soralım taktiğidir. Tüm Dünya´da bilindiği gibi eğitim programları uzmanlık ve deneyim isteyen bir alandır. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük konularında, Din Eğitimi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi konusunda vatandaşa danışma yöntemi bilimsellikten, uzman görüşünden, deneyimden yararlanmamak demektir. Bu anlayış 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde kabul edilebilir, anlaşılabilir, hatta anlatılabilir bir durum değildir.

YENİ ADANA ? peki size göre eni müfredat nasıl hazırlanmalıydı?

İSA KAYADAN - Ne yapacaktınız? Üniversitelere soracaksınız, uzmanlara soracaksınız, sivil toplum kuruluşlarına soracaksınız, eğitim kuruluşlarına, sendikalara soracaksınız. Buralardan gelen resmi raporları değerlendirip yeniden aklın inbiğinden geçirip tartışarak aceleye getirmeden, odu bitti yapmadan, gerçekleştirmeniz gerekir.

Çünkü böylesi doğrudur, böylesi bilimseldir, böylesi barışçıldır, böylesi daha samimi olur. Mazlum halkın geleceğini emanet edecekleri biricik yavrularının hayatını şekillendiren, bu değişiklikler oldubittiyle, ?ben böyle istiyorum, böyle olacak? anlayışıyla yapılandırılamaz.

Eğitim alanındaki bu temel değişimler sadece ve sadece dönemsel yönetimlerin iktidarlarının belirleyeceği bir icraat değildir. Bu müfredatın taslağının hazırlanmasında kaynak olarak kullanılan bilgiler baktığımızda 64. Ve 65. Hükümetin eylem planından yararlandırıldığını anlıyoruz.Bunun yanı sıra iktidara yakınlığı ile bilinen sendikalar ve STK´ların raporları ayrıcalıklı ve öncelikli tutulmuştur.Dolayısıyla bu müfredat taslağı Türkiye halkını tamamını temsil eden bir taslak olmadığını net bir şekilde ifade edebiliriz.

YENİ ADANA ? Bu değişikliklerde neler var, örnekleyebilir misiniz?

İSA KAYADAN -  Türk ve Dünya Tarihi dersinin programını incelediğimizde 2. Dünya Savaşı´nda değişiklikler yapılmış, buradaki olumsuz, kabul edilemez değişiklik, 2. Dünya Savaşı´nda Türkiye´nin izlediği dış politika, siyasi ve ekonomik gelişmeler, İsmet İnönü başlığının kaldırılmasıdır. İnönü Savaşlarının kahramanın, Lozan Antlaşmasının başarılı siması İsmet İnönü´ye ülkemize yaptığı katkılardan kaynaklı, olağanüstü derecede haksızlık yapılmıştır.

Bu müfredat taslağını hazırlayanlar sözde değerler eğitimini öne çıkarmak isterken değerlerimizi tereyağından kıl çeker gibi unutturmak istemektedirler. Bu tuzaklara düşmeyeceğiz. Hayat Bilgisi dersinden (1,2 ve 3.sınflar) Atatürk´ün hayatının anlatılmasının eksiltilmesi, sözde sadeleştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulmasına, eserlerine, mazlum devletlerin örnek simasına, bir Dünya liderine yapılan haksızlık ve saldırıdır.

?BU PROVA ÇALIŞMASIDIR?

Bu uygulama yavaş yavaş, ılık ılık nüfuz etmektir. Bunun anlamını demokratik, çağdaş, laik, bilimsel, halkçı eğitim anlayışının ortadan kaldırmaya yönelik, prova çalışması olarak değerlendirebiliriz.

YENİ ADANA -  Bu duruma vatandaşlar, veliler ne yapmalıdır? Nasıl karşı koymalıdır?

İSA KAYADAN - Halkımızın uyanık, akıllı ve tetik olması gerekir. Bu oldubittilere karşı demokratik ve hukuksal zeminde tepki göstermek zorunludur. Halkımızı 6 Şubat´a kadar yazılı- görsel basında özellikle MEB´na dilekçe ve mail yazarak bu bilimsellikten uzak, laik eğitim anlayışını ortadan kaldıracak müfredatı istemiyoruz demelidir. Karanlık saatte karanlık eğitim sistemine geçit vermeyeceğiz diye tepki göstermelidirler.

YENİ ADANA- MEB´ten istemleriniz nelerdir?

İSA KAYADAN - MEB´e soruyoruz; ifade edildiği gibi bu müfredat halkımızın değişen kendi ihtiyacına göre hazırlanmışsak- öyle olduğunu iddia ediyorlar- Türkiye´nin STK´larından, sendikalarından, siyasi partilerinden yaralanıp, dayanışma içerisinde mi hazırladınız? Yoksa biz iktidarız, hazırlarız, size de kabullenmek düşer anlayışıyla mı hareket edilmiştir?

Yine iddia ettiğiniz gibi bilim, teknoloji, öğrenme ve öğretme yaklaşımıyla bu müfredat taslağını hazırladıysanız bilim yuvası üniversitelerimiz bu taslağın neresindedir?

Neden bilimsel teorilerden, pozitivizimden, Darvin teorisinden rahatsızlık duyuyorsunuz? Müfredat taslağınızda neden bu bilimsel ve felsefi yaklaşımlar ayıklanıyor?

Şimdi Türkiye´de eğitim sistemini değerlendirdiğimizde öncelikle müdahale edilmesi gereken konuların bunlar olmadığını anlıyoruz. Aslında MEB, acilen karanlık saatte eğitime çözüm bulma noktasında karar gösterseydi.

Okulların fiziki koşullarının ve iklimlendirilmesinin acilen düzeltilmesini konusunda hareket edilseydi. Derslik sayısının artırılıp normal eğitime geçilmesi konusunda yatırımlar yapabilseydi.

Okullardaki destek personel ihtiyacını acilen karşılayabilseydi. Atama bekleyen ve öğretmen bekleyen öğrencilere yeniden bir fırsat yaratma icraatında bulunulsaydı, eğitimdeki başarı düzeyimizin Dünya ortalamalarına çekilmesi konusunda acil programlar geliştirilebilseydi. Çok daha anlaşılır, iyi niyetli halkçı bir yaklaşım olacaktı. Ama anlıyoruz ki, demokratik, çağdaş, laik, bilimsel halkçı eğitim anlayışını baltalayacak uygulamalara girişmek, Atatürk ve Atatürkçülüğü, İsmet İnönü´yü, müfredattaki bilimsel teorileri, pozitivist felsefeyi müfredattan ayıklamak tehlikelidir. Aksine iyi niyetli kabul edilemez. Ancak, Oktay Sinanoğlu gibi ve Nobel ödülü alan bilim dünyamızın yüz akı Aziz Sancar gibi değerlerimizin yukarıda da ifade ettiğimiz gibi teselli ikramiyesi olarak kabul edebiliriz. Durmuş saatin günde ki kez doğruyu göstermesine benzer bir durum olarak değerlendiririz.

YENİ ADANA- Sayın Kaydan verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz. Son sözünüz var mı?

İSA KAYADAN ? MEB´in bu çalışması çocuklarımızın geleceğine temlik koymaktır. Bu konuyu yeniden değerlendirmek isteriz. Bize bu fırsatı verdiğiniz için biz teşekkür ederiz.

İSA KAYADAN KİMDİR?

1969 Adana doğumlu. İlk, orta, lise eğitimin Adana´da tamamlamış, Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Teknoloji Eğitimi Bölümü mezunudur.

1994 yılında Sivas´ın İmranlı İlçesinde Yatılı İlköğretim Okulu´nda öğretmenliğe başladı. Zorunlu hizmetini burada tamamladıktan sonra Adana´da 1998´ten bugüne halen aktif eğitimci olarak çalışmaktadır. 2005 yılında Eğitim-İş Sendikası´nın kurucuları arasında yer aldı. Aynı dönemde Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)´de yönetim kurulu üyesi olarak görev üstlendi. Eğitim-İş Sendikası´nda 2 dönem Şube Başkanlığı yaptı. Şuan ADD Adana Şube Başkanlığını yürütmektedir.

Evli ve bir çocuk babasıdır. (VŞ)

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER