Türkiye: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile toplantısı öncesinde, Yüksek Temsilci/Başkan Yardımcısı Josep Borrell tarafından yapılan açıklama şöyle:
Herkese günaydın, Günaydın Sayın Bakan, Sevgili Mevlüt!
Brüksel’de, Avrupa Dış Eylem Servisi’nin merkezinde, Türk Dışişleri Bakanı meslektaşım ve dostum Mevlüt Çavuşoğlu’nu karşılıyor olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Kendisiyle birlikte Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerini değerlendirecek ve ileriye dönük olarak atılacak adımları ele alacağız.
Geride bıraktığımız yıl, ilişkilerimiz açısından karmaşık bir yıl oldu. Son dönemde ise hem genel atmosfer açısından hem de [atılan] önemli adımlar anlamında, her iki taraftan da bir iyiye gidiş görmekteyiz. Bugünkü toplantımız da karşılıklı stratejik menfaatlerin aranması, ortak değer ve ilkelere dayalı karşılıklı bir ilişki ve işbirliğinin geliştirilmesi yönünde önemli bir adım teşkil ediyor.
Bir diğer iyi adım da Türkiye ile Yunanistan arasındaki doğrudan istikşafi görüşmelerin yeniden başlayacağının açıklanmış olması…
Bu tür çabaların muhafaza edilmesi gerekiyor. Niyetlerin ve beyanatların eyleme dönüştürülmesi gerekiyor.
Bir diğer önemli adım ise, Kıbrıs’ta çözüme yönelik görüşmelerin Birleşmiş Milletler himayesinde yeniden başlatılması doğrultusunda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri [António] Guterres tarafından sarf edilen çabalar… Bu müzakerelere hızla başlanması için destek vermek konusunda kararlılığımız tamdır.
Sadece Doğu Akdeniz’de değil, daha geniş anlamda bölgede [gerginliğin] sürdürülebilir şekilde azaldığını görmeyi şiddetle arzu ediyoruz.
İster Libya’da, ister Suriye’de, isterse Yukarı Karabağ’da olsun bölgesel çatışmalara ilişkin siyasi süreçlerin önemini güçlendirebilmek doğrultusunda esaslı bir diyaloga daha fazla angaje olabileceğimize eminim.
Bununla birlikte Türkiye’deki siyasi durum ve katılım olasılığıyla ilgili olarak yine birbirimize saygı temelinde, dürüstçe ve açık bir dille görüşmemizi yapacağız.
Şundan eminiz ki canlı Türk toplumu diyaloğa duyulan gereksinimin altını çizecektir. [Hukukun üstünlüğü ve insan hakları] bağlamında Türkiye’deki durum bizi endişelendirmeye devam ediyor; çünkü, Türkiye önemli bir komşu ve Türkiye ile paylaştığımız ortak bir gelecek inşa etmek istiyoruz."
(vş)
