“NÜKLEER ÇÖZÜM DEĞİL, TEHDİTTİR!  YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR!”

 “NÜKLEER ÇÖZÜM DEĞİL, TEHDİTTİR!  YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR!”

Hiroşima ve Nagazaki'nin 74. yılında, nükleer silahlanmaya ve bu bağlamda Nükleer santrallere bir kez daha Hayır denildi HAYIR" çağrısı yapıldı

Adana Nükleer Karşıtı Platformu , “Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmasının 74. yıldönümünde nükleer silahlanmaya ve nükleer santrallara karşı herkesi mücadeleye davet etti ve şu görüşlere yer verildi:

"Nükleer silahlanma karşıtı girişimlere paralel olarak devletler, barışçıl kullanım amaçlı anlaşmalarla nükleer silahlanmayı dizginlemeye çalışmaktadırlar. Ne yazık ki nükleer silahlanma yarışı devam etmektedir. Kaos içindeki dünyada nükleer silahlanma giderek daha büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Türkiye’de ise; Mersin/ Akkuyu ve Sinop/ İnceburun Yarımadasında yapılması planlanan Nükleer Güç Santrali ile üzeri örtülen bir nükleer silahlanma sevdası "teknolojik gelişim" olarak topluma dayatılmaya çalışılmaktadır.

ABD-SSCB karşıtlığında biçimlenen iki kutuplu dünyada güç dengesinin simgesi olan nükleer silahlanma, 2. Dünya Savaşı’nda ilk ve tek deneme olarak tarihe geçen Hiroşima ve Nagazaki‘de 210.000 den fazla insanın ölümü, daha fazla insanın yaralanması ve insanların genetik yapısının bozulmasıyla etkisi nesiller boyu devam eden yıkım imha planları hala durdurulamamıştır. İki kutuplu dünyanın yok oluşunun ardından bugün ABD emperyalizminin dünya üzerindeki egemenliği de sorgulanmakta, yeni şekillenen güç dengesinde de yine nükleer silahlanma arayışı dikkat çekmektedir. Kapitalizmin krizleri içerisinde giderek artan bölgesel savaş ve terör ortamı, nükleer silahlanma tehdidini dünya için daha da büyütmektedir.

Bugün resmi olarak ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin‘in ardından Hindistan, Pakistan, İsrail ve Kuzey Kore olmak üzere 9 ülkenin nükleer silah yaptığı, buna karşılık Türkiye‘nin de aralarında bulunduğu çok sayıda ülkede ise nükleer silahların bulundurulduğu bilinmektedir. Ne yazık ki ülkemizin içinde yer aldığı Ortadoğu, enerji paylaşım savaşlarının olduğu kadar, "nükleer güç" kavgasının da göbeğinde yer almaktadır. İran başta olmak üzere bugüne kadar Irak, Suriye gibi komşularımız da nükleer silahlanma nedeniyle uzun süre dünya kamuoyunun gündeminde tutulmuşlardır. Bölge ülkelerinin nükleer silahlanma arayışına, egemen emperyalist güçlerin bölgede hakimiyet sağlamak üzere gerçekleştirdiği doğrudan işgal dahil her türlü müdahaleleri için "nükleer silahlanma endişesini" gerekçe olarak kullanmaları da eşlik etmektedir.

Tüm bu karmaşık güç dengeleri ve politik kavgaların arasında bilinen değişmez gerçek, canlıların var olabildiği tek bir dünya bulunduğudur. ABD‘nin 6 Ağustos 1945 tarihinde Hiroşima‘ya gönderdiği "Küçük Oğlan" isimli atom bombasıyla çocuk-kadın 140.000 sivilin yok edildiği bir katliam yaşanmıştır. Şehrin yarısının bir anda yok olduğu bu patlamadan 3 gün sonra Nagazaki kenti hedef alınmış ve buraya da “Şişko adam” adını verdikleri bombayı atmışlar ve bu bombayla da 70.000 insan yaşamını yitirmiştir.

Bugün Hiroşima ve Nagazaki katliamlarının 74. yılında, nükleer silahlanmaya ve bu bağlamda Nükleer santrallere bir kez daha "HAYIR" diyor, tüm dünya devletlerini “ NÜKLEER SİLAHSIZLANMAYA” davet ediyoruz.

 Bunca yaşanmış acılara rağmen halen ülkemizin iki güzel bölgesinde ve Mersin/ Akkuyu ve Sinop/ İnceburun Yarımadası’nda Nükleer Güç Santrali planlama sevdasında olan siyasi iktidara sesleniyoruz; Ne Sinop’ta Ne Akkuyu’da nede Türkiye’nin bir başka yerinde Nükleer Santral istemiyoruz.

 Nükleere İnat Yaşasın Hayat!

 

 


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ