2. SULTANBEYLİ ULUSLARARASI KISA FİLM YARIŞMASI DEVAM EDİYOR

2. SULTANBEYLİ ULUSLARARASI KISA FİLM YARIŞMASI DEVAM EDİYOR

2. Sultanbeyli Uluslararası Kısa Film Yarışması’nın 16 Aralık programında Uluslararası Yarışma Finalistleri ve Yarışma Dışı Filmlerin yer aldığı bir seçkinin gösterimi yapıldı.

Gösterimler sonrası Yarışma Dışı Seçkisi’nde yer alan “İkilem” filmiyle ilgili ekip söyleşisi gerçekleştirildi.

 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla, Sultanbeyli Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Sultanbeyli Uluslararası Kısa Film Yarışması, 16 Aralık Cuma günü Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Yeşilçam Sineması’nda yapılan gösterimlerle devam etti. Sinemamızın unutulmaz yönetmenlerinden Metin Erksan’ın vefatının 10’uncu yılı dolayısıyla belirlenen kısa film seçkisindeki; Said Sakıp Demir’in “Begonvil”, Ebubekir Sefa Akbulut’un “İkilem”, Kumru Karataş’ın “Körfez” ve Emir Külal Haznevi’nin “Yüksek İrtifa ya da Şeylerin Tuhaflığı” filmlerinin gösterimi yapıldı.

 Moderatörlüğünü yönetmen Cemalettin Baş’ın üstlendiği ekip söyleşisinde, “İkilem” filminin yönetmeni Ebubekir Sefa Akbulut, filminde yer verdiği kavramlar ile vermek istediği mesaj üzerine konuştu. Akbulut, 7 kişilik bir ekiple 5 saatte tamamladıkları “İkilem” filminde, gerçek bir balıkçıyla çalıştıklarını ve böylece hikâyede daha doğal bir anlatıma yöneldiklerini kaydetti. 

“Anlatmak İstediğim Biraz da Vicdan ve Açlık Arasındaki İkilemdi” 

“İkilem” filminin yalnızca bir küresel ısınma konusuna değinmediğini söyleyen Ebubekir Sefa Akbulut, filmdeki balık ve adam konusuyla ilgili “Anlatmak istediğim biraz da vicdan ve açlık arasındaki ikilemdi. Adam, o balığı yiyebilirdi ama onun yerine o balığı besledi ve sonra yerin altında yaşam var mı diye test etti. En sonunda kendi kaynağı da tükendi. Yani ya ikisi de ölecekti ya da onu yiyerek balığı öldürecekti.” diye konuştu. Akbulut, iklim değişikliği dendiğinde akla ilk gelen sıcaklık konusu yerine neden kışı işlediğine ilişkin soruya, “Ters köşe yapmak için böyle bir seçim yaptım. Ayrıca kış, yalnızlık ve soğukluğu da veriyor.” ifadelerini kullandı.  

Yönetmen Akbulut, çekimleri Beyşehir’de tamamlanan filmde 42 sayısı ve kayık gibi metaforlara yer verdiklerini söylerken, filmde kullandıkları radyonun ise şehirden verdiği kötü haberlerle birlikte kaostan kaçışı temsil ettiğini belirtti. 

16 Aralık programında ayrıca, Uluslararası Yarışma Seçkisi’nde yer alan Nasrin Mohammadpour’un “Left Handed”, Arturo Dueñas Herrero’nun “Dajla: Cinema and Oblivioon”, Andrej Krasavin’in “Artist”, Karolina Belka’nın “Hide and Seek” ve Péter Bogyó’nun “The Pattern” filmleri sinemaseverlerin beğenisine sunuldu. 

(vş)


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ