YAZARLARA VE ŞAİRLERE SORDUK: Ertuğrul ÖZÜAYDIN
DÜŞÜNCE - SANAT VE TOPLUM 27.01.2022 14:20:00 1450 0

YAZARLARA VE ŞAİRLERE SORDUK: Ertuğrul ÖZÜAYDIN

Türkiye'de, yazmak isteyenler nedense hep yabancı edebiyatçıları örnek alıyor, onların deneyimleri üzerinden bir fikir geliştirmeye çalışıyor. Bu anlamda “Yeni Adana’da Düşünce-Sanat ve Toplum”  olarak bir eksikliği giderme çabası içine girdik. Değerli edebiyatçılarımızın katılımıyla kapsamlı bir bellek oluşturmaya çalışacağız. Yazar adaylarına yol gösterici olacağına inanarak… Bu haftaki konuğumuz kıymetli şair, yazarımız Ertuğrul ÖZÜAYDIN…

 

 

Kitaplarla olan yakınlığım, ilgim babamın daha çok ingilizce kitaplardan oluşan kitaplığında başladı. Kitaplıkta yer alan Türkçe roman ve şiirler okuduğum çocuk romanlarından sonra okunmuş ilk kitaplardı diyebilirim. Küçük de sayılsa bir kitaplığı bulunan evde olup kitapları merak etmemek olmazdı. Söylenen o ki kitaplar insanın hayatını değiştirir. Beni okumaya yönlendiren bu kitapların yazın dünyasına yakınlaşmama bir yararı olmuş mudur? Bunu hiç düşünmedim... Taşıdığı en önemli değer bana kazandırdığı okuma alışkanlığıdır, kitap sevgisidir. Okuma alışkanlığım o yaşlarda edinebileceğim en iyi alışkanlıklarımdan biri olmuştur. Çoğu Varlık cep kitaplarından okuşan babamın kitapları şimdi de kütüphanemde geçmiş günlerin duygusunu yansıtır. Anılarımı ışıtan, yaşatan yanıyla değerlidir.

Sanırım insanların yaşamlarına yazdıkları değil daha çok okudukları katkı veriyor. Her okuma yarattığı birikim kadar yeni bir deneyimdir. Son okunan son deneyimdir. Düşüncenin sınırlarını genişletmenin, akıl yürütmenin, görülmeyeni görmenin önünü açabilir. Her birey kendini okuduklarında ölçüp tartabilr de... Neden öğrenmek istemeyelim, neden okumayalım?

Kendimi ne şair ne de yazardan saymadım, saymıyorum. Ne biliyorum ki ne oldum? Ben öğrenci yazarım ya da yazar öğrenci diyelim. Öğrenciliğimi bilerek masanın başına oturuyorum.  Adımlarım yazmaya sevgiyle bağlanmış öğrenciliğime uygun düşsün istiyorum. Bir öğrencinin nasıl olması gerektiğini bilerek sürdürüyorum yazmayı. Bencileyin deneyerek yazmak çabasını güdüyorum. Bu anlamda çalışmalarımda denemelerin yol göstericiliğine inanırım. Yazdıkça öğreniyorum, yazdıkça  görüyorum neler öğrendiğimi.

İlk şiirlerim 1980’li yılların başında yayımlandı. O zamandan beri başladığım öğrencilik yaşantımı sürdürüyorum. Verilmiş ödevlerim var. Kendimi ödevlendirdiğim alanlarda, konularda üstlendiğim işleri yerine getirmeliyim. Sevinçleri, acıları, özlemleri yaşamak kadar oturup o duyguları yazmak da gerçek. Sözgelimi birileriyle paylaştığınız derdi kendi içinden çıkarıp yazıya taşımak, söze dökmek başlı başına güzel bir duygu. Yazmasam unutulurdu, unutulurduk. Günlüklerim olmasaydı günlerin duygusu, düşüncesi, tutkusu eksik kalırdı. Yaşadıklarıma tanıklığımı yazarak sürdürdüğümü söyleyebilirim. Yazmakla günlerim uzuyor. İyi ki yazının ustalarına çırak durmuşluğu sürdürüyorum.

Şimdiye değin sürüp gelen öğrencilik yaşantıma ara verdiğim o geçmiş yıllara hâlâ üzülürüm. Boşluğa tutunduğum yıllardı. Yazmaya boş verdiğim o dönem kitaplara yüz çevirmedim. Yazmaya yeni başlamış birinin gelişmesi doğrultusunda atacağı adımlara uzak durması ne yazık ki onu geriletecekti. İşte bu geri durmuşluğumun sancısını hep çekmişimdir. Yazmayı öylesi acemilikte bırakmıştım uzun bir süreden sonra ne yazık ki kaldığım yerin ötesinden başlayamadım.Yazarak kendimi sınamak yolundan uzaklaşmak iyi değildi. Kuşağımda yazan çizen arkadaşlarla aynı dönemde yazmayı çok isterdim. Yazmaya, yazdıklarımla yazın dünyasında görünmeye geciktim.

 


Yazmayı iş edinmiş bir kimsenin başından geçen olaylara tanıklığı, değerlendirmesi bir biçimde ürünlerine yansır. Bu yazan kişi yaşamın akışı içinde yer alarak ve yaşananları algılayıp söze dönüştürerek, yazıya geçirmek ister. Gözlemler, izlenimler edinir, gözlemlerini biriktirir ve bunları yaratım sürecine taşır. Olaylara, konulara ilgimi böyle bir bakışla açıklayabilirim. Bana daha sonra yaşadığım olayın akışını anımsatacak her şeye ilişkin her yerde notlar alabilirim. Yemekte, yolculukta, yatakta, etkinlikte, gezide o günü yansıtacak ve olaylarla benim ilişkimi açıklayacak küçük parçalardır bu yazıcıklar. Bir söz, imge, tümce, anı olması yeterlidir. Sonradan düzenleme yapmaya yarayacak anımsatmaları içermesine özellikle dikkat ederim. Notlarım olmasa kendimi yiyip bitirsem de onların ne olduğunu anımsayamam.

Aldığım notlar bir adadan ya da kıyıdan denize açılmak gibidir. Nereye gideceğini bilmediğiniz bilemediğiniz teknede yelken açmaya benzer. Bir metnin doğrudan içine yerleşecek ya da doğrudan bir metni yazdıracak sözün kendisi olabilir. Küçücük kağıtlara alınmış kısacık yazıların yardımıyla yazmak yolum açılır. Kimi zaman bir dizelik sözün büyüleyici yanıdır beni o dizenin şiirini yazmaya zorlayan.

Aldığım notların eşliğinde varacağım kıyılara ulaşırım. Günlük olayların içinde aldığım notları bu anlamda önemserim. Masam, çekmecelerim, torpido gözü, cebim, çantam böylesi küçük küçük not kağıtlarıyla doludur. Kıyıda köşede birikmiş notlarımın kimi özenle tutulmuş kimi çalakalem yazılmıştır. O güne, olaya ayna tutması bakımından değer taşır. İşte o aynalara baktığımda orada gizli kalan bir duyguyu düşünceyi cama yansıdığı biçimiyle görebilirim. Notlar aldığım küçüklü, büyüklü cep defterlerim de bir başka hazinedir benim için. Notlar, notlar, notlarım...

Anımsatma notlarıyla dolu o kağıt parçalarını getirip masaya dökmem yapacağım işin bir sonraki aşamasıdır. Birbiriyle ilişkili olanları, olmayanları ayırıp düzenlemek belirleyici özellikleriyle görünür kılmak gibi bir şeydir. Kafamda biçimlendirip yazmaya başladığım bir konuyu, durumu biriktirdiğim notların yardımıyla ortaya çıkarırım. Konu aklıma düştüğü gün metnin yazılma süreci başlamıştır. Çalışma düzenimin öncüsü sayılan okumalarım ve aldığım notlar yazılarımın dokusuna işlemiştir. Bir de notlarımın temizlik günü var. Onca dağınık birikmiş kağıdı derleyip toparlarım, yeniden gözden geçiririm. Önemini yitirmiş, bir anlam içermeyen gereksiz notlarımı yırtıp atarım.

Tam burada şiirin kendinden söz ederken düz yazıyla bir tutmadığımı belirtmeliyim. Her ne kadar yazınsal bir metin kabul etsek de şiir başka bir amaçtır. Düzyazı dilinden uzaktır. Söyleyiş özelliği ve kurgusal biçimi farklıdır. Burada özellikle şiirsel dile yoğunlaşmak çabası bir başka çaba gerektirir. Şiir için söyleyeceklerim şiir çalışmalarımı da içerir. Yeri geldiğinde şiire özgü yollar denerim ki bu bilinen genel yollardan değişiktir. Kendine yani şiire götürecek olan bu yollarda yürümek isterim.

Çalışma odamda ve masamda çalışırım, yazarım. Beni çalışma odasına bağlayan en önemli neden sessizliktir. Ayrıca çalışma odasına orada bulunan kitaplığım ayrı bir hava katar. Kitapların varlığını duyumsatan kitap kokusu her kitapsever için etkileyicidir. Ayrıca gün ışığında yazmayı daha çok severim. Akşamları rahat bir koltukta okumayı ne kadar seversem öyle.

 


(Bu başlığın oluşturulmasında F. Hüsnü Dağlarca’nın “Yapıtlarımla Konuşmalarım”ı etkili olmuştur.)

Kişisel yazın tarihimizin akışı içinde her kitabın bir dönemi ve o döneme uygun değişen bir tutarlılığından söz edilebilir. Kitabı ayakta tutan görünüm kendi yaşantımızın anlamını ve onunla birlikte değerlendirilmesi gereken kitabın niteliğini dile getirir. Burada kabul edilmesi gereken tutkuların, özlemlerin, acıların, sevinçlerin yazarın gerçekleriyle birlikte yarattığı sonuçtur. Çünkü yaratılarımıza sanat değerini kazandıran ne kadar estetik kaygılarımız oluyorsa da aynı zamanda onları kaleme alan kişinin sürdürdüğü yaşamın belirgin izlerinden oluşan biçimsel sınırlardır diyebiliriz. Demek istediğimi diyebildiysem ne mutlu bana. Kitaplarımla konuşmalar düzleminde ilk aklıma gelenler bunlar. Bununla birlikte her kitabın anlamı yazıldığı dönemin özelliğini korurken okunduğu bir başka dönemde daha düşsel anlamlar kazanabilir. O gün orada taşıdığı anlam ile bugün taşıdığı anlam arasında fark olabilir.

Hiçbir kitap yazarınca zaman geçirmek için yazılmış kitap değildir. Üstelik onun duygu ve düşünce evreninin somutlaştığı en gerçek yapıtı kitaplarıdır. Belki ortaya konulan kitap her yönüyle yazana benzemez ama ona özgülüğünü gösterecek izleri bulmak da güç değildir. Ben de kendimden olan izleri izlemeyi bu anlamda eğlenceli bulurum. Bir başka deyişle ortaya konulmuş bir yaratının anlamında duygu ve düşüncelerimi görmek beni sevindirir.

Yayına hazırladığım dosyalarımı düzenlediğim, gözden geçirdiğim günler sıkıntılı dönemlerimdir. Daha sakin, daha mantıklı düşünmenin olumlu sonuçlar yaratacağını bilmeme karşın ne yazık ki o dinginliğe erişemem. Bir metini kotaracağım o anlarda aynı gerginliği yaşamışlığım söz konusudur. Böylesi yanımı çevreme yansıttığımda ayrı bir sıkıntı duyarım. Bir şeylerin karışacağına, karmaşık bir duruma düşeceği korkusunu aşamam. Kendime kızarım.

Kitabı yazıp bitirdiğimde günahım, acılarım, sıkıntım da geçip gitmiştir. Kitapla aramdaki çatışma sonlanır. Yazanla yaratılan metine ilişkin kurulacak özdeşlik bir başka boyuta taşınmıştır. Ne olursa olsun, nasıl geçerse geçsin bütün bu serüveni göze almak bir yazınseverin delice tutkusudur. Kurtuluncaya dek sürecektir.

Kitabın basılıp günyüzüne çıkışı karanlıktan aydınlığa çıkışı gibidir.  Sevilen yanıyla güçlenmiştir. İlk sahibinden ayrılıp başka birilerinin eline geçer, başka okumalarla yeni anlamlar kazanır. Şiir kitapları bu noktada yazan kişi için de yaşarlılığını korumaktadır. Şairi o şiirleri birçok toplantı, etkinlik ve buluşmada yeniden yeniden okuyarak kitabıyla ilişkisini canlı tutabilir. Bir roman, öykü, deneme için aynı şeyleri söyleyemeyiz.

Aslında bitmiş gibi görünen bir kitap, bir yazı her zaman tamamlanmayı bekler. Kaldığınız yerden ya siz sürdürürsünüz ya da başkaları.


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

faça okurun huzuruna çıkmaya hazırlanıyor      

ÖYKÜLER: Kafiye Müftüoğlu

ÖYKÜLER: Gülşen Öncül

Öykü: BAŞAR UYMAZ TEZEL

ÖYKÜLER: Sema Canbakan

ÖYKÜ: Nazire K. Gürsel

ÖYKÜ: Başak Savaş

ZİNCİR ÖYKÜLER: GÜLSER KUT ARAT

ŞİİR: SEMA GÜLER

ZİNCİR ÖYKÜLER: TUBA ÖZKUR AKSU

ZİNCİR ÖYKÜLER: AYŞEGÜL DAYLAN

ZİNCİR ÖYKÜLER: ADALET TEMÜRTÜRKAN

ÖYKÜ: İLKNUR GÜNEYLİOĞLU ŞENGÜLER

ÖYKÜ: Neriman Ağaoğlu

ŞİİR:  Yonca YAŞAR

ÖYKÜ: İlkay Noylan

ÖYKÜ: Güngör Ağrıdağ Mungan

SÖYLEŞİ: Nefise Abalı

Öykü: İlknur Güneylioğlu Şengüler

SÖYLEŞİ: AYŞEGÜL DİNÇER

Söyleşi: Ebru Yavuz

  • BIST 100

    9915,62%2,05
  • DOLAR

    32,42% -0,15
  • EURO

    34,65% -0,66
  • GRAM ALTIN

    2439,28% 0,14
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 27.1 ° / 18.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı