Daha önce Montrö’yü bozacağı, ABD ve NATO planlarına hizmet edeceği gerekçesiyle Kanal İstanbul’a şiddetle itiraz eden sanki kendileri değildi. Birden Atatürk’ün, Montrö için “Makul ama parlak değil” dediğini hatırlatıyorlardı. Perinçek takımı, Montrö’ye karşı diye Kanal İstanbul’a karşıydı. Anlaşmayı baypas edecek, emperyalizmin ekmeğine yağ sürecek, ABD çıkarlarına ve rant lobisine yarayacak diye yaygara koparıyorlardı.” ifadelerini kullandı. 

Bu sözlere karşılık Vatan Partisi’nin yanıtını dikkatinize sunuyoruz. 

1-      Türkçe’de “Kanal İstanbul” diye bir tamlama olamaz. Doğrusu “İstanbul Kanalı” olmalıdır.

2-      Vatan Partisi ilk günden bu yana İstanbul Kanalı’nı doğru tercih olarak görmediğini kamuoyu ile paylaşmıştır. Vatan Partisi hiçbir zaman İstanbul Kanalı’na destek açıklaması yapmamıştır. Bu bakımdan yazıda geçen “Kanal İstanbul’a desteklerini çekti” ifadesi gerçek değildir.  

3-      Vatan Partisi’nin İstanbul Kanalı’na karşı çıkış gerekçesi hiçbir zaman Montrö Anlaşması olmamıştır. Türkiye’nin elindeki kaynağı İstanbul Kanalı yerine üretime ayırması gerekmektedir. Bu proje ile İstanbul daha kalabalık bir şehir haline gelecek. 

Vatan Partisi olarak hedefimiz; İstanbul’u 5 milyonluk bir kültür, finans kentine çevirmektir. Ayrıca İstanbul Kanalı’nın yapılması için gerekçe gösterilen gemi trafiği bu yolla azalmayacak fakat Samsun-Ceyhan boru hattı gibi projeler çok daha az maliyetle gemi trafiğini azaltacaktır. İstanbul Kanalı’na karşı çıkışımızın temelini bunlar oluşturmaktadır.

4-      İstanbul Kanalı Montrö Anlaşması’nı ortadan kaldırmaz. Montrö bir bakıma Türkiye’nin egemenlik haklarını da sınırlayan bir anlaşmadır. Atatürk’ün Montrö Anlaşması için “Makul ama parlak değil” demesinin sebebi de budur. Atatürk, Türkiye’nin Boğazlar’da tam egemenliğini savunduğu ve amaçladığı için bu saptamada bulunmuştur. Vatan Partisi’nin programı, Atatürk’ün önümüze koyduğu parlak hedefe ulaşmak, Türkiye’nin Boğazlar’daki tam egemenliğini sağlamaktır.

5-      Vatan Partisi’nin Montrö Anlaşması konusundaki fikirleri yeni değildir. Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek 1977’de Aydınlık Yayınları’ndan "Boğazlar Meselesi Lozan ve Montrö" başlığıyla yayınlanan kitabın önsözünde, "Boğazlar üzerindeki egemenliğimiz de herhangi bir uluslararası konferansa konu olamaz ve sınırlanamaz" demiştir. 

Önsözün devamında şu ifadeler vardır;  

"Bütün bu başarılara rağmen, Boğazların uluslararası bir anlaşma konusu yapılması dahi Türkiye’nin egemenliğini sınırlamaktadır. Nasıl Türkiye’nin Manisa, Sivas veya Kars üzerindeki egemenliği uluslararası bir anlaşma konusu olamazsa, Boğazlar üzerindeki egemenliğimiz de herhangi bir uluslararası konferansa konu olamaz ve sınırlanamaz."

Gülşen Şen Korkman

Vatan Partisi Basın Bürosu Başkanı (Fİ)