?TÜRKİYE´Yİ ADIM ADIM DARBEYE TAŞIYANLAR SORGULANMALI?
SİYASET 18.10.2016 15:43:04 281 0

?TÜRKİYE´Yİ ADIM ADIM DARBEYE TAŞIYANLAR SORGULANMALI?

Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında, ?Yenikapı ruhu varmış, deniliyor. Yenikapı´da insanlar mağdur edilecek diye görüş birliği mi oldu?? diye sordu ve ?Rejimi değiştirmek için fırsat kolluyorlar. OHAL´le sistemi değiştirmek istiyorlar,? uyarısın

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Darbe mağdurlardan, dış politika sorunlarına, Yenikapı Ruhundan Anayasa ve fiili başkanlık sistemi konularını da kapsayan konuşmasında, ?Buradan bütün savcılara sesleniyorum. Öğrencileri, öğretmenleri, garibanları bırakın. Eğer birini sorgulayacaksanız. Türkiye´yi adım adım darbeye taşıyanları sorgulayacaksınız,? çağrısını yaptı.  

?Darbe oldu, siyasi ayağını arıyoruz. Şöyle yorumlanıyor, ?darbe girişimi başarılı olsaydı, kim cumhurbaşkanı başbakan olacaktı, o siyasi ayağı.? Hayır arkadaş o darbenin sonucudur. Peki darbeyi hazırlayanlar kimlerdir? Kimler nasıl yol açtı,? diyen Kılıçdaroğlu, ?Rejimi değiştirmek için fırsat kolluyorlar. OHAL´le sistemi değiştirmek istiyorlar,? değerlendirmesini yaptı.

Kılıçdaroğlu´nun CHP TBMM Grubunun haftalik topnatısındaki konuşmasının satır başları şöyle:

?EĞİTİMDE ORTAÇAĞ UYGARLIĞI ANLAYIŞINA İZİN VERMEYECEĞİZ?

?Eğer bir toplum geleceğe güçlü hazırlanmak istiyorsa, öğretmeni bütün sorunlardan arındırmalıdır. Ama öğretmenleri aşağılarsanız, işinden ederseniz, görevini yapmaz hale getirirseniz ay sonunu nasıl getireceğim diye düşünmeye iterseniz, mali zorlukların içine iterseniz geleceğimizi köreltirsiniz. ?Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum? anlayışıyla hepinizi yürekten selamlıyorum. Sizin sorunlarınız CHP´nin sorunlarıdır. Darbe sonrası, darbe fırsatçılığı yapıp sendikaya üye oldular diye öğretmenlerin görevine son vermeyi asla kabul etmiyoruz. Sendika üyesi olmak bir anayasal haktır. Benim de öğretmenin de işçinin de işverenin de hakkıdır. 

O nedenle biz açığa alınan ve görevine son verilen bütün öğretmenlerin yanındayız. Sonuna kadar sizin haklarınızı savunacağız. Ama öğretmen var, öğretmen var. Öğretmen var kendisini bu ülkenin çocuklarına adamış. Öğretmen var, istikbali için peygamberimizi bile istismar eden bir öğretmen. 

Okullar açıldı, kitaplar yok. Niye dağıtılmadı? Eski kitapları FETÖ´cüler hazırlamış, şimdi yeni kitapları hazırlayacağız. O kitapların hazırlanmasına imkan veren bürokratları yerinde oturtuyorlar, öğretmenleri görevden alıyorlar. Öğretmene mi senin gücün yetiyor?

Proje okul diye bir şey açıkladılar. Şimdi öğrenciler ve veliler eylem yapıyor. Kendi okuluna, kendi öğretmenine sahip çıkıyor. Öğrenci, benim öğretmenimi alma diyor, veli okuluma dokunma diyor. Niçin? Bunların çağdaş uygarlıktan anladığı, orta çağ uygarlığı. Buna asla izin vermeyeceğiz.

?YENİKAPI´DA İNSANLAR MAĞDUR EDİLECEK DİYE GÖRÜŞ BİRLİĞİ Mİ OLDU??

Darbe sonrası mağdurlardan söz ediyorum. Diyorlar ki ?Mağdur yok ki, mağdur varsa millettir? diyor. Ben de milletten söz ediyorum zaten. Bütün mağdurlara sahip çıkacağım. 

Örnek vereceğim. Öğretmeni öğretmenlikten atıyorsunuz. Lojmanından da atıyorsunuz. Hadi attın. Sonra ne yapıyor? Bu öğretmen, çoluk çocuğunun geçimini sağlamak için Bursa´nın Kestel pazarında sivri biber satacak. Ne yapsın geçinemiyor. Belediye zabıtaları geliyor, tezgahı kaldırıyorlar. Sen biber satamazsın diyorlar, neden? ?Sen FETÖ´cüsün? Bir kişi suç işledi diye, bütün aileyi açlığa mahkum etmek hangi dinde, hangi kitapta var? Çıkıp bana bunu birisi açıklasın. 

Urfa´dan örnek vereceğim. Demet Fakiroğlu. Kocası istihbarat kıdemli başçavuş. 15 temmuz gecesi alarm veriliyor, gidiyor. 16´sında tutukluyorlar, hapse atıyorlar. Görevinden de atıyorlar. Sonra lojmandan da çıkarıyorlar. Koşa koşa gidiyorlar, iktidar partisinin il başkanına gidiyorlar. ?Biz mağduruz, böyle bir şey yapmadık. Benim kocam alarm geldi gitti. Bizim FETÖ´cülükle ilgimiz yok? diyor. 

Verdiği cevap, ?kocanızdan boşanacaksın? diyor. Kim oluyorsun sen bu ifadeyi kullanıyorsun. Yetmiyor, bu annemiz aynı zamanda bir şehit ablası. Abisi jandarma üst çavuş  Van Çatak´ta şehit oluyor. Şehit olduğu için, yakını diye bunu işe alıyorlar. Kocasını hapse atıyorlar, bunun da işine son veriyorlar. Hadi kocasını hapse attın, yargılanacak eyvallah. Peki bu kadının günahı ne? Neden işine son veriyorsun.

Ben bunları söyleyince üzülüyorlar. Vay efendim bunları niye söylüyorsunuz.

Efendim bir ruh vardı, neymiş, Yenikapı ruhu varmış. Yenikapı´da insanlar mağdur edilecek diye görüş birliği mi oldu? Hayır olmadı. Bir insani aile boyu açlığa mahkum etmek hangi vicdanda var?

Annelerin çocukları da işsiz, evlatları işsiz. Bakın üç örnek vereceğim. Bitlis Mutki, küçük bir ilçe. 34 kişi okullarda temizlik işine bakacak, ilan veriyorlar. Bu işe başvuranların sayısı 2 bin 110. Herkes gidip başvurmuş. Batman´da 380 kişi alınacak, 2 bin 500 kişi başvuruyor. Hadi orası diyelim doğu güneydoğu işsizlik var, terör var vesaire. Nevşehir´de 174 kişi alınacak diyor, başvuran 3 bin 192 kişi. Bu tablonun´Türkiye´de tartışılmasını istemiyorlar. Annelerin çocukları işsiz, bunların konuşulmasını istemiyorlar. 

Bir cumhurbaşkanı, iki başbakan var. Biri asil biri gölge. Bunların arasında hiç uyum yok. Kimin ne yaptığı belli değil. Soruyorlar 34 vilayette, iş dünyasının önemli insanlarına soru soruyorlar. ?Size göre orta ve uzun vadede yapılması gereken reformlar nelerdir.? Yüzde 75,3, adaletin kalitesinin artırılmasını ve hızlandırılmasını istiyor. Adalet var mı? Adalet yok bu ülkede.   Yüzde 68,4´ü, eğitim sisteminde bizim istediğimiz eleman yetişmiyor diyor. Yüzde 45,8´i adil bir vergi sistemi diyor.

?PARLAMENTER SİSTEMİ BIRAKMIŞLAR BİR KİŞİNİN DERDİNE DÜŞMÜŞLER?

15 Temmuz darbe gecesi karşı çıktık. Oturduk, grubu olan 4 siyasi parti bir bildiri hazırladık. Genel başkanlar imza attılar. TBMM Başkanı da imza atacağım dedi, o da imza attı. Bu bildiride ne vardı? Okuyorum, sağır sultanlar duysun diye okuyorum

?Unutulmamalıdır ki TBMM, Kurtuluş Savaşı´nı yöneten, Türkiye´nin demokrasiye geçişini gerçekleştiren demokratik parlamenter sistemi yıllar içinde geliştirmiş bir milleti yokluk ve yoksulluktan alıp muasır medeniyetler seviyesine çıkarmanın mücadelesini vermiş Meclis´tir. Meclisimiz tek yürek olarak darbeye karşı haysiyetli bir duruş sergilemiştir. Darbecilere gereken cevabı, dünyaya da gereken duruşu sergilemiştir? Doğru mu, doğru. ?Demokratik parlamenter sistemi yıllar içinde geliştirmiş? diyor. Şimdi ben sayın Meclis Başkanı´na ve diğer siyasi parti liderlerine imzanızı inkar mı ediyorsunuz, imzanıza sahip mi çıkıyorsunuz sorusunu sormak zorundayız.  Bu imzaları attık, şimdi bu imzalar unutulmuş. Yenikapı diyorlar, bir imza yok ki. Burada imza var, kapı gibi imza. 

Şimdi bunları bırakmışlar, bir kişinin derdine düşmüşler. Ona koltuğu nasıl ikram edeceğiz diye. Yine buradan siyasi partilerimizin saygı değer genel başkanlarına seslenmek isterim. Cumhurbaşkanı seçilen kişi, TBMM´de ön görülen yemini etmiştir. O yemine sadık kalacağına dair, namus ve şeref sözü vermiştir. 

Dolayısıyla eğer kuralın dışına çıktığı zaman bizim görevimiz ona kuralları hatırlatmaktır. ?Efendim fiili durum var, yasal hale getirelim? niye fiili durumu yasal hale getirelim diyoruz? Neden ona sen yasalara uymuyorsun diye hatırlatma ihtiyacı duymuyoruz? Eğer bir kişinin arzusunu yerine getireceksek, o zaman bu parlamentonun iradesi ne oluyor? İmzaladığımız metin ne oluyor? İmzamızın arkasında durmak namuslu olmanın, onurlu olmanın birinci şartı değil midir? 

?DIŞ POLİTİKA MİLLİ OLMAK ZORUNDADIR?

Şimdi kalkıp birileri bizim milliyetçiliğimizi de sorguluyor. Kıbrıs´ın Beşparmak Dağlarına bakacaksın , Akdeniz´e bakacaksın sen. Birileri de yazıyor ?Efendim AKP gitseydi CHP karşı çıkardı? Siz bizim dediğimizi zaten duymuyorsunuz, kulaklarınızı zaten kapatıyorsunuz. Ya da yazarken bize sorun?  Şu soruyu sayın Bahçeli´nin Binali Yıldırım´a sormasını isterim ?Kerkük´ü siz kimlere teslim ettiniz? Kerkük´te katliamlar yapıldı niçin sesiniz çıkmadı? Kerkük´e kim gitti? CHP gitti. 

Kimse kusura bakmasına ama birileri kalkıp böyle istediği gibi eser bağırır çağırırsa kimse onu dikkate almaz. Bu kadar basittir. Kaybeden Türkiye. Irak ve Suriye politikasına bakın. Kaybeden Türkiye ve Türkmenler.  

Dışişleri Bakanı Lozan´da toplantıya katıldı. Çıkışta şunu dedi: ?Terörist El Nusra Halep´ten derhal ayrılmalı.? Doğru mu, doğru. Peki Cumhurbaşkanı ne diyor? ?Eğer dost olmak için IŞİD´e karşı olmak ölçüyse, o zaman El Nusra ile dost ol. Çünkü El Nusra da IŞİD´e karşı savaşıyor? Şimdi böyle bir tabloya kim inanır? Kim bunu düşünebilir. El Nusra konusunda bile görüş birliği yok. Kim doğruyu söylüyor? Dışişleri Bakanı söylüyor ve Dışişleri bakanını da kutluyorum. El Nusra o bölgeden çekilmelidir. 

Dış politika milli olmak zorundadır. Dış politika konusunda Başbakan konuşur. Cumhurbaşkanı en son konuşacak kişidir ama ilk o konuşuyor. Sayın Başbakan´a çağrıda bulunuyorm, lütfen Binali Bey koltuğunuza sahip çıkın.

 Dış politikada esip gürleyemezsiniz. Akılla ve mantıkla hareket etmelisiniz. Musul´da Türkiye´nin masanın dışında bırakılması dış politikadaki en büyük yenilgidir.

"DARBEYİ KİMLER HAZIRLADI, DARBENİN SİYASİ AYAĞI KİMLERDİ??

Darbe oldu, siyasi ayağını arıyoruz. Şöyle yorumlanıyor, ?darbe girişimi başarılı olsaydı, kim cumhurbaşkanı başbakan olacaktı, o siyasi ayağı.? Hayır arkadaş o darbenin sonucudur. Peki darbeyi hazırlayanlar kimlerdir? Kimler nasıl yol açtı. Dört olay ve dört soru soracağım.

2011 temmuz ayında, genelkurmay başkanı ve 4 kuvvet komutanı istifa etti. 2011 temmuzunda Genelkurmay Başkanının gönderdiği mektup vardır. Bir bölüm okuyorum.

?Tutuklu bulunan 14 general amiral ile 58 albay, mevcut yasalarımız gereğince bu yıl yapılacak YAŞ´ta değerlendirmeye girme hakkını kaybetmiş ve peşinen cezalandırılmıştır. Bu durumun önlenememesi ve yetkili makamlar nezdinde yapılan girişimlerin dikkate alınmaması, genelkurmay başkanı olarak personelimin hak ve hukukunu koruma sorumluluğumu yerime getirmeme engel olduğumdan, işgal ettiğim bu yüce makamdan göreve devam etme imkanı ortadan kalkmıştır?

Birinci olay, Şimdi, FETÖ kumpası olduğu AKP tarafından da ikrar edilen Balyoz iftirasında 14 general, 58 albayın tasfiyesine engel olmak için, girişimlere dikkate almayıp, istifaya neden olan yetkili makamlar kimlerdir? Biliyoruz aslında kimler olduğunu.

Olay 2  Darbe girişiminin başında Tümgeneral Mehmet Dişli. 2011 yılında kıta görevine gidiyor, normalde iki yıl görev yapması lazım. Özel bir uygulama yapıyorlar, bir yılı dolunca kıta görevinden genelkurmay karargahına alınıyor bu. Kendisi için, proje yönetim daire başkanlığı adı altında özel bir daire kuruluyor. Bu orada olsun diye. 2015 yılıdna tümgeneralliğe terfi ettiriliyor. Kıtaya gönderilmesi gerekirken, işgal ettiği başkanlığın kadrosunu değiştiriyorlar, aynı dairede kalıyor. 

Soru şu, Mehmet Dişli´yi ısrarla Genelkurmay Karargahında tutan, yeni daireler ihdas eden, darbe girişiminde genelkurmay karargahını teslim almasını isteyen irade hangi iradedir?

Olay 3  2013-2014,2015. YAŞ kararlarında, albay rütbesinden generalliğe terfi edenler var. 73 subayın 52´si şu an ceza evinde. Hava kuvvetlerinde, 26 subayın 15´I Deniz Kuvvetleri  komutanlığından 25 subayın 15´i cezaevinde. Darbeden tutuklu 83 subayı, albaylıktan generalliğe taşıyan irade hangi iradedir?

Olay 4, 2014 Askeri Şura´da üç isim bir üst rütbeye terfi ettiriliyor. Ancak, Cumhurbaşkanı Başbakan ve Milli Savunma Bakanı bu üç ismin terfisini imzalamıyor. Ve YAŞ kanununda bir değişiklik yapıyorlar. ?Cumhurbaşkanının onayıyla tekerrür eder? diyor. Ve bu üç general terfi ettirilmiyor, ordudan ayrılıyorlar. 2014´te terfiyi uygulamaya koymama konusunda bu kadar kararlı duran, 2013´te değişiklik yapan siyasi irade, 2013-2014-2015´te terfi ettirilen FETÖ´cü subaylarla ilgili aynı iradeyi niye göstermemiştir? 

Buradan bütün savcılara sesleniyorum. Öğrencileri, öğretmenleri, garibanları bırakın. Eğer birini sorgulayacaksanız. Türkiye´yi adım adım darbeye taşıyanları sorgulayacaksınız. Ve şunu söylüyorum. Benim bu anlattıklarımda, şu kelime yanlıştır diyorlarsa çıkıp özür diyeceğim. Ama anlattıklarım doğruysa, onların vicdanına sesleniyorum. Sizin gücünüz garibana yetiyor, kendi yanındakilere yetmiyor.? 

 

 


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

"TORBACI YAKALAMAKLA UYUŞTURUCU BELASI ÇÖZÜLMEZ"

CHP’Lİ TANAL, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ATAMA SÖZÜNÜ TUTMADI!"

Tülay Hatimoğulları Hatay'daki hava kirliliğini sordu

BAE'den ithalata vergi muafiyeti

Kılıçdaroğlu, 'Filenin Sultanları'nı Kutladı

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programına katıldı

CHP Adana İl Örgütü Zafer Bayramını kutladı

Kılıçdaroğlu: "Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Yürekten Kutluyorum"

Ayhan Barut'tan narenciye üreticisi ve ihracatçısı için 3 bin lira destek talebi

Hasan Efe Uyar: "İktidar Vatandaşa 7 Ayda 22 Milyar Ceza Kesti"

Kılıçdaroğlu: “Türkiye Uyuşturucunun Pazarı Haline Geldi"

Emep'li Demir,"işçilere istifa baskısı uygulanıyor"

Mustafa Oğuz Yiğit: “AK Parti'nin Tarım Politikaları Çiftçiyi İflasa Sürüklüyor”

CHP’Lİ SÜMER,“ADANA’DA DEPREMİN YARALARI KAPANMIYOR”

CHP’li Bulut, “Ballı Maaşlara Devam “

“Malazgirt, Anadolu’daki siyasi hükümranlığımızın kapılarını açmıştır”

CHP'li Şevkin'den Hatay için, bakanlara soru yağmuru

Gürer: “Faiz artışı işsizliği tetiklerse, iş kötü…”

Ayhan Barut, anız yangınlarına kesin çözüm istedi

ERDİL DEDEOĞLU CHP CEYHAN İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞINI AÇIKLADI

  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı